BULAŞTIRILMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

BULAŞTIRILMAK harflerini içeren 8 harfli 45 kelime bulunuyor. 8 harfli BULAŞTIRILMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BULAŞMAK15, BARIŞMAK15, BAŞARILI15, BAŞLIKLI15, AŞIRILMA14, AKIŞMALI14, ALIŞILMA14, BAŞATLIK14, IŞILATMA14, IŞILAMAK14, IŞIKLAMA14, TAŞIMLIK14, ULAŞILMA14, AŞTIRMAK13, AŞIRTMAK13, ALTMIŞAR13, BIKTIRMA13, KIRLAŞMA13, KIŞLATMA13, KITLAŞMA13, KULLAŞMA13, KARŞITLI13, MAŞATLIK13, MATRUŞKA13, ŞIRLAMAK13, ŞUTLAMAK13, TUŞLAMAK13, TAŞIRMAK13, URLAŞMAK13, ABARTILI12, BULATMAK12, BAKTIRMA12, BATIRMAK12, LAMBALIK12, RABITALI12, TURBALIK12, ARITILMA11, AKITMALI11, BALTALIK11, TIKAMALI11, ARALIKLI10, KIRTLAMA10, MALTALIK10, TURLAMAK10, KARTALLI9

KARTALLI

[sıfat]

  • Üzerinde kartal resmi bulunan

    Kartallı bayrak.

Birleşik Kelimeler: kartallı eğrelti otu

ARALIKLI

[sıfat]

  • Birbirine bitişik olmayan, aralarında açıklık bulunan, aralı, fasılalı
  • Dizgide kelimeler, harfler veya satırlar arasında açıklık olan, espaslı

[zarf]

  • Kesik kesik

KIRTLAMA

[isim]

[zarf]

  • Kıtlama

    Topal, kahvesini kesme şekerle kırtlama içerdi çokluk. - Orhan Kemal

MALTALIK

[isim]

  • Malta taşı ile kaplı sofa, avlu

    Bu üç kadın loşça bir maltalığa girdiler. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

TURLAMAK

[nesnesiz]

  • Tur atmak, dolaşmak, dönüp durmak, turalamak

    Futbolcular Kuşadası'nda turluyor.

ARITILMA

[isim]

  • Arıtılmak işi

AKITMALI

[sıfat]

  • Alnında akıtması olan (hayvan)

BALTALIK

[isim]

  • Sık sık kesimi yapılan orman
  • Bir köyün odun gereksinimini sağlamasına izin verilen koruluk veya orman bölgesi

Birleşik Kelimeler: deli baltalık

TIKAMALI

[sıfat]

  • Tıkaması olan, tıkaçlı

ABARTILI

[sıfat]

  • Olduğundan fazla gösterilen, abartmalı, mübalağalı

    Sinek, kurtçukların çevresinde abartılı bir vızıltıyla dönenip duruyor. - Adalet Ağaoğlu

[zarf]

  • Abartarak, abartılı olarak, mübalağalı bir biçimde

BULATMAK

[-e]

[-i]

  • Bulaştırmak

BAKTIRMA

[isim]

  • Baktırmak işi

BATIRMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyin sıvı veya yumuşak bir maddenin içine gömülmesine yol açmak, batmasını sağlamak

    Yumuşak lifi alarak kurnaya batırdı. - Cahit Uçuk

[-i]

  • Bir işte kazanç sağlayamaz duruma gelmek

[-i]

  • Yitirmek

    Parasını batırdı.

[-i]

  • Bir kimseyi çekiştirip iyice kötülemek

    Böyle tükürük saçtığına bakılırsa ya politikadan konuşuyor ya birini batırıyordu. - Haldun Taner

[-i]

  • Kirletmek

    Üstünü başını batırmış.

[-i]

[mecaz]

  • Mahvetmek

    Ne saklayayım gaflet ettiğimi / Elimle batırmışım gençliğimi - Cahit Sıtkı Tarancı

LAMBALIK

[isim]

  • Eskiden yapılarda lamba koyacak veya takılacak yer

[sıfat]

  • Lambanın alabileceği kadar

    Bir lambalık gaz yağı.

RABITALI

[sıfat]

  • Düzgün, düzenli

    Acaba Gecik'te rabıtalı bir ev bulmak kabil mi? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Sözünü bilen, tutarlı, ağırbaşlı

    Gönül isterdi ki herkes akıllı ve rabıtalı olsun. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Bağlantılı