[sıfat]

• Latası olan

[sıfat]

• Taranmış

[isim]

• Arıtmak işi

[sıfat]

• Arma bulunan

[isim]

• Atılmak işi

  Vezin ve kafiyenin atılması, lirizmden yüz çevirme, imge kullanılmaması, şiirde yenilik sayılıyordu. - Selâhattin Hilav

[sıfat]

• Altı parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden altı tane bulunan

  Altılı şamdan.

[isim]

• İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde altı işareti bulunan kâğıt veya pul

[isim]

• Divan edebiyatında her bendi altı dizeden oluşan nazım biçimi

[isim]

• Altılı ganyan

[isim]

[mineraloji]

• Kaymak taşı

[sıfat]

[eskimiş]

• Yüksek, yüce

[isim]

• Petrol, yağ vb. maddeleri arıtma işi, rafinaj

[isim]

• Atılma işi

• İleri atılma

• Hızla ilerleme, hamle, savlet

  Çocuklar her atılımını boşa çıkarıyor, onunla alay ediyorlar. - Attila İlhan

• Sayı kazanmak amacıyla yapılan atılış, atak, hücum

[mecaz]

• Herhangi bir konuda ilerleme çabası

  Çok hızlı bir gelişmeyle kısa bir süre içinde çok büyük atılımlar yapılmıştır. - Metin And

[isim]

• Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa

[sıfat]

• Alımı olan, çekici, cazibeli, albenili, cazip, cazibedar, kişmiri

  Hepsi, bu gelinler gibi nazlı, süslü ve alımlı hanımlar. - Abdülhak Şinasi Hisar

[isim]

• İnce pullu, sırtı açık kahverengi, yanları ve karnı beyaz, ortalama 30-40 santimetre boyunda, Marmara ve Ege deniziyle Akdeniz'de bol bulunan bir tür balık (Merluccius merluccius)

[isim]

• Ilıtmak işi

[isim]

• Bağlayan şey, bağ

  Bu dünya öyle bir dünya ki zengin ile fakir arasında kardeşlik rabıtaları bile kalmıyor. - Reşat Nuri Güntekin

• İki şeyi birbirine bağlayan ip

• İlgi, ilişki

  Bu rabıtamı sizden gizlemek pek fazla azap veriyor. - Peyami Safa

• Birbirini tutma, tutarlık

• Düzen, sıra

• Birbirine geçmeli tahtadan bir döşeme türü

• Tarikatlarda müridin şeyhi aracılığıyla kalbini Allah'a bağlaması