BULANDIRIVERMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

BULANDIRIVERMEK harflerini içeren 6 harfli 81 kelime bulunuyor. 6 harfli BULANDIRIVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BULVAR15, KIVRIM15, VEBALI15, DEVREN14, DEVREK14, DEVRAN14, ELVEDA14, MIRNAV14, VURMAK14, KIRNAV13, KULVAR13, VARLIK13, VERMEK13, BILDIR12, KERVAN12, LEVREK12, MABUDE12, NEVALE12, REVNAK12, BULDAN11, BALDIR11, BEDNAM11, ARBEDE10, ALINDI10, BURKMA10, BURALI10, BURMAK10, BUNMAK10, BULMAK10, BERDEL10, DURMAK10, KUDEMA10, KAMBUR10, MURDAR10, MUNDAR10, MAKBUL10, URBALI10, BUNLAR9, BUKRAN9, BARMEN9, BALKIR9, DELMEK9, DARLIK9, DENMEK9, DERLEM9, DERMEK9, DERMAN9, IKINMA9, ILIMAK9, ILIMAN9, ILINMA9, KURBAN9, KUMALI9, KALBUR9, KADEME9, KAMBER9, KILADE9, MAKBER9, NALBUR9, ARILIK8, ANILIK8, BANKER8, BERRAK8, DERKEN8, DERNEK8, IRAKLI8, KURALI8, KUMRAL8, KARILI8, KALBEN8, KINALI8, MAKULE8, MANUEL8, MENKUL8, RULMAN8, ELEMAN7, KERMEN7, KEMANE7, MEALEN7, REKLAM7, ARKEEN6

ARKEEN (Kelime Kökeni: Fransızca archéen)

[isim]

[jeoloji]

  • Kambriyumlardan önce oluşan en eski yer katı

ELEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca élément)

[isim]

  • Öge

    Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti. - Asaf Halet Çelebi

  • Bir toplulukta çalışan insanların her biri

    Kızı sizin elemanınız sanmışlar öyle mi? - Ahmet Ümit

[matematik]

  • Kümeye ait varlıklardan her biri

Birleşik Kelimeler: eleman sayısı, ara eleman, öğretim elemanı, yapı elemanı

KERMEN

[isim]

[tarih]

  • Kale

KEMANE (Kelime Kökeni: Farsça kemāne)

[isim]

[müzik]

  • Keman ve kemençe yayı

[müzik]

  • Bir tür halk çalgısı
  • Delgi veya küçük torna çevirmek için kullanılan ok yayı biçimindeki araç

[denizcilik]

  • Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım

Birleşik Kelimeler: kemane balığı, kemane çekme, kabak kemane

MEALEN (Kelime Kökeni: Arapça meʾālen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Anlamca

    Yalvarsam, mealen iyilik de kötülük de dönücüdür diyen Yaradan'ın bu kanunu üzerinde düşünür müsün? - Emine Işınsu

REKLAM (Kelime Kökeni: Fransızca réclame)

[isim]

  • Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol

    Şehirde canlı reklam dolaştırmak hiçbirimizin aklına gelmemişti. - Reşat Nuri Güntekin

  • Bu amaç için kullanılan yazı, resim, film vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reklam etmek
  • reklam yapmak

Birleşik Kelimeler: reklam ajansı, reklam filmi, reklam kuşağı, reklam levhası, bilinçaltı reklam, gizli reklam, sanal reklam, tanıtıcı reklam

ARILIK

[isim]

  • Temizlik, saffet, sililik
  • Günahsızlık

    Aynı anda, gözlerini ovuşturduğunu, sonra bir çocuk arılığıyla gülümsediğini gördü. - Tahsin Yücel

[isim]

  • Kovanların konulduğu yer, kovanlık

ANILIK

[isim]

  • İçine hatıraların yazıldığı defter, hatıra defteri

[sıfat]

  • Anı özelliği taşıyan

BANKER (Kelime Kökeni: Fransızca banquier)

[isim]

  • Banka sahibi
  • Para, altın vb. taşınır değerlerin ticaretiyle uğraşan kimse

    Parayı aldıktan sonra harekete geçmediğinden aleyhine banker tarafından dava açılıyor. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Çok zengin kimse

BERRAK (Kelime Kökeni: Arapça berrāḳ)

[sıfat]

  • Aydınlık, açık

    Bu sabah hava berrak / Bu sabah her şey billurdan gibi - Cahit Sıtkı Tarancı

  • Duru, temiz

    Hiçbir yerde buradakinden daha saf ve berrak sulara tesadüf etmedim. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

DERKEN

[zarf]

  • Dendiği hâlde

    Bitti bitiyor derken hâlâ bitmeyen havaalanı.

  • Tam o sırada

    Derken yağmur iyice bastırmış, gök gürlemeye, şimşekler çakmaya başlamıştı. - İhsan Oktay Anar

  • ... diye düşünürken

    Akşamdan önce varacağız derken ancak gece yarısı varabildik.

  • Hemen sonrasında

    Önce maddi kısıtlamalar yüzünden deneyler durdurulmuş, derken pek çok kişi işten çıkarılmıştı. - Elif Şafak

DERNEK

[isim]

  • Toplantı, düğün

    Tıpkı bir düğün, dernek, eğlence biter gibi tatlı tatlı oldu. - Osman Cemal Kaygılı

  • Belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için kurulan yasal topluluk, cemiyet

    Edebiyat Derneğinde şiir dünyamızın eski, yeni, birçok şöhretleriyle tanıştım. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Pazar veya panayır kurulan gün, deri (II)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dernek kurmak

Birleşik Kelimeler: dernekevi, düğün dernek, gizli dernek

IRAKLI

[isim]

  • Irak halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

KURALI

[sıfat]

[askerlik]

  • Kurasını çekmiş, askere gitmeyi bekleyen (asker)

    Seferberlik başladığı zaman dertli analar nafakasını yok pahasına tefecilere satıyor, kuralı çocuklarına yol parası yetiştiriyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın

KUMRAL

[isim]

  • Koyu sarı veya açık kestane rengi

[sıfat]

  • Teni ve saçları sarıya çalan açık buğday rengi olan(kimse)

    Ekrandaki Loretta, ince yapılı, uzun bacaklı, kumral, yeşil gözlüydü. - Elif Şafak