BUKALEMUNGİLLER Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

BUKALEMUNGİLLER harflerini içeren 8 harfli 23 kelime bulunuyor. 8 harfli BUKALEMUNGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BUMERANG16, GİLABURU16, BELGELİK14, BURKULMA13, BURULMAK13, BULUNMAK13, GELİNMEK13, GERİLMEK13, GERİNMEK13, KEMİRGEN13, BİLLURLU12, ERGENLİK12, GENELLİK12, MUKABELE12, BİRLEMEK11, BİRLENME11, BİLENMEK11, BELİRMEK11, BERKEMAL11, BERKİNME11, BELLEKLİ10, AMELELİK9, KİRLENME9

AMELELİK

[isim]

  • Amele olma durumu

KİRLENME

[isim]

  • Kirlenmek işi

    Çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. - Anayasa

BELLEKLİ

[sıfat]

  • Belleği olan

BİRLEMEK

[-i]

  • Bir etmek, tek duruma getirmek

[din bilgisi]

  • Tanrı'nın birliğini dile getirmek

BİRLENME

[isim]

  • Birlenmek işi

BİLENMEK

[nesnesiz]

  • Bileme işine konu olmak, keskin duruma getirilmek

[mecaz]

  • Bir işe yoğun bir biçimde hazırlanmak, konsantre olmak

    İkisi de doyasıya tatlı bir gece geçirmek için bilenmiş gibiydiler. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[mecaz]

  • Hırslanmak, aşırı derecede istemek

BELİRMEK

[nesnesiz]

  • Önce belli veya görünür olmayan bir şey ortaya çıkmak, tezahür etmek

    Yarı yola yaklaştığında, köprünün karşı ucunda, ona doğru gelen bir karaltı belirdi. - Ayşe Kulin

  • Bir düşünce veya durum kesin bir biçim almak, tebellür etmek

    Kafasında günden güne çeşitli düşünceler, çeşitli kaygılar beliriyordu. - Orhan Hançerlioğlu

  • İyice görünür ve anlaşılır bir durum almak, tebarüz etmek

    İki kaşının arasında, yaşından ziyade asabiyetini ele veren birkaç çizgi belirdi. - Elif Şafak

BERKEMAL (Kelime Kökeni: Farsça ber + Arapça kemāl)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Mükemmel, pek iyi

    Kendisine olan itimat ve sevgimiz berkemaldir. - Feridun Fazıl Tülbentçi

BERKİNME

[isim]

  • Berkinmek işi veya durumu

BİLLURLU

[sıfat]

  • İçinde billur bulunan

    Billurlu kaya.

  • Bol ışıklı, pırıl pırıl parlayan (yer)

    Peri saraylarını andıran süslü ve billurlu gazinolar... - Ömer Seyfettin

ERGENLİK

[isim]

  • Cinsel organların fizyolojik gelişmesiyle başlayan, büluğa ermişlikle yetişkinlik arasındaki dönem, yeni yetmelik, ergenlik çağı

    Amcası ona, çocukluk günlerinde de ergenliğinde de istemeden vermiştir. - Tarık Buğra

  • Çocukluk çağından yetişkinlik çağına geçen kimselerin yüzünde çıkan sivilceler

Birleşik Kelimeler: ergenlik çağı

GENELLİK

[isim]

  • Genel olma durumu, yaygınlık, umumiyet, umumilik

[mantık]

  • Genel düşüncenin veya kavramın özelliği

MUKABELE (Kelime Kökeni: Arapça muḳābele)

[isim]

  • Karşılık verme, karşılama, karşılık
  • Karşı gelme, başkaldırma
  • Toplu yerlerde yüksek sesle hatim okunurken Kur'an okumasını bilenlerin gözleriyle Kur'an'ı takip etmesi, bilmeyenlerin dinlemesi

    Tevfik'in kızı selatin camilerine ramazanda mukabele için büyük ücretlerle çağrılıyordu. - Halide Edip Adıvar

[eskimiş]

  • Karşılaştırma, karşılıklı yapılan okuma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mukabelede bulunmak
  • mukabele etmek
  • mukabele okumak

BURKULMA

[isim]

  • Burkulmak işi

    İçimde bir burkulma olmasına rağmen bu cevap beni sevindirdi. - Kemal Bilbaşar

BURULMAK

[nesnesiz]

  • Ekseni çevresinde döndürülmek
  • Sancımak, ağrımak

    Bağırsaklarım buruluyor.

[-e]

[mecaz]

  • Alınarak küskünlük göstermek, gücenmek

    Yavere burulduğumu sezdirmeden başka bir laf açtım. - Refik Halit Karay