BUGÜNLERDE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BUGÜNLERDE harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli BUGÜNLERDE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BUGÜN14, GÜNDE13, GÜBRE13, BELGE11, DÜBEL11, DENGE11, GEBRE11, ÜLGER11, DUBLE10, BENDE9, BELDE9, BEDEN9, BEDEL9, ERGEN9, ENGEL9, GELEN9, GENEL9, GEREN9, LEDÜN9, NEDBE9, DERUN8, RUBLE8, BELEN7, ELDEN7, ERDEN7, ENDER7, RENDE7, NELER5

NELER

  • çok ve çeşitli şeyler

    Bugün neler gördük.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ne âlem
  • ne âlemde?
  • ne alıp veremiyor?
  • ne arar (veya onda ... ne gezer)
  • ne arıyor
  • ne biçim?
  • ne buyrulur?
  • ne çare
  • ne çıkar
  • ne çiçektir, biliriz
  • ne dedim de
  • ne demek?
  • ne demek olsun
  • ne demeye
  • ne denir (veya dersin)
  • ne denli
  • ne de olsa
  • ne dese beğenirsin?
  • nedir ki
  • ne diye?
  • ne ekersen onu biçersin
  • ne fayda
  • ne gam
  • ne gezer
  • ne gibi?
  • ne gözle bakmak
  • ne güne duruyor?
  • ne günlere kaldık!
  • ne haber?
  • ne hacet
  • ne haddine!
  • ne hâlde?
  • ne hâli varsa görsün
  • ne hikmetse (veya hikmettir)
  • ne idiği belirsiz
  • ne imiş?
  • ne ise
  • ne istediğini bilmek
  • ne iyi!
  • ne kadar
  • ne kadar olsa
  • ne kadar varsa
  • ne lazım
  • neler de neler, maydanozlu köfteler
  • neler neler
  • ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
  • ne mene
  • ne menem
  • ne mümkün
  • ne münasebet!
  • ne o?
  • ne olacak!
  • ne olduğunu bilememek
  • ne oldum delisi olmak
  • ne olur (veya olursun veya olursunuz)
  • ne olursa olsun
  • ne oluyor?
  • ne pahasına olursa olsun
  • ne söylüyorsun?
  • ne var ki
  • ne yaparsın (veya yapmalı) ki
  • ne yapıp yapıp
  • ne yaptığını bilmemek
  • ne yazar
  • ne yazık ki
  • neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
  • neyin nesi (kimin fesi)
  • neyleyim
  • neymiş
  • ne yüzle

BELEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Bel
  • Tepe
  • Bayır
  • Dağ üzerindeki yüksek geçit, dik dağ yolu

[isim]

  • Hatay iline bağlı ilçelerden biri

ELDEN

[zarf]

  • Doğrudan
  • Başkasıyla

    Parayı elden yolladı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elden almak

Birleşik Kelimeler: elden düşme, art elden, bir elden, ilk elden, tezelden

ERDEN

[sıfat]

  • Bakire

[zarf]

  • Bakire olarak, bakire bir biçimde

    Bu cinayetleri işlemiş olanların iç dünyalarında erden kalmış yığınla insani zenginlik belirir. - Selim İleri

ENDER (Kelime Kökeni: Arapça ender)

[sıfat]

  • Çok az, çok seyrek

    Ender fırsatlarla gittiğim bu salaşın içi bana pek sempatik gelirdi. - Burhan Felek

[zarf]

  • Çok seyrek olarak, çok seyrek bir biçimde

    Gözleri, ender görülen bir acıyla gölgelendi. - Halikarnas Balıkçısı

RENDE (Kelime Kökeni: Farsça rende)

[isim]

  • Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç
  • Üzerinde küçük delik ve kesici çıkıntıları bulunan, peynir, soğan, havuç vb.ni ufak parçalara ayırmak için kullanılan mutfak aleti
  • Bu aletle ufak parçalara ayrılmış şey

    Peynir rendesi. Sabun rendesi.

DERUN (Kelime Kökeni: Farsça derūn)

[isim]

[eskimiş]

  • İç, içeri, öz
  • Gönül, yürek, ruh

Birleşik Kelimeler: safderun

RUBLE (Kelime Kökeni: Rusça)

[isim]

  • Beyaz Rusya ve Rusya Federasyonu'nda kullanılan para birimi

BENDE (Kelime Kökeni: Farsça bende)

[isim]

[eskimiş]

  • Kul, köle

    Aynı zamanda, bu has ve vefakâr bendesine mim koymuştu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bendeniz
  • bendeniz cennet kuşu

Birleşik Kelimeler: bendehane, bendezade

BELDE (Kelime Kökeni: Arapça belde)

[isim]

[eskimiş]

  • İlçeden küçük, belediye ile yönetilen yer

[mecaz]

  • Mekân, yer, çevre

    Bugün toz hâlinde sallanan bu iklim, asırların uykusundan, bunca sanat beldeleri gibi bir gün sıyrılacak. - Yahya Kemal Beyatlı

BEDEN (Kelime Kökeni: Arapça beden)

[isim]

  • Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut
  • Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde

    Yemen halkı yaz günlerinde bedenlerini serinletmek için kabuğu kaynatıp içerler. - Salâh Birsel

  • Giysilerde ölçü
  • Kale duvarı

Birleşik Kelimeler: beden cezası, beden dili, beden eğitimi, beden işçisi, beden terbiyesi, battal beden, sıfır beden, dümen bedeni, kale bedeni

BEDEL (Kelime Kökeni: Arapça bedel)

[isim]

  • Değer, fiyat, kıymet
  • Bir şeyin yerini tutabilen karşılık

    Buna bedel içimde mumlar, mumlar, mumlar yanan bir karanlık var. - Aka Gündüz

  • Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse

[sıfat]

  • Eşit, denk

    Emsalini göremeyeceğiniz bir saadetle beş on dakika yaşarsınız ki bütün bir hayata bedeldir. - Refik Halit Karay

[askerlik]

  • Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para

    Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[halk ağzında]

  • Bir ücret karşılığında çalışan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bedel tutmak
  • bedel vermek

Birleşik Kelimeler: rayiç bedel, kira bedeli, nefaset bedeli, piyasa bedeli, satış bedeli, tayın bedeli

ERGEN

[sıfat]

  • Döl verebilecek duruma gelmiş olan, erin, yeni yetme, akil baliğ, baliğ
  • Henüz evlenmemiş, bekâr

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ergene karı boşamak kolay
  • ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma
  • ergen olmak

ENGEL

[isim]

  • Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap, ket

    Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi. - Adalet Ağaoğlu

  • Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer
  • Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer
  • Kara yollarının kenarlarına yapılan korkuluk, bariyer

[spor]

  • Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • engel çıkarmak
  • engel olmak
  • engel tanımamak

Birleşik Kelimeler: engel balığı, engel sınavı, kutup engel, güvenlik engeli

GELEN

[sıfat]

  • Gelme işini yapan (kimse veya nesne)

[fizik]

  • Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gelen ağam giden paşam
  • gelene git denilmez
  • gelen gideni aratır (veya gelen gidene rahmet okutur)

Birleşik Kelimeler: gelen geçen, gelen giden, ileri gelen