Bu ile Başlayan 6 Harfli Kelimeler

BU harfleri ile başlayan 6 harfli 50 kelime bulunuyor. Başında BU olan 6 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "bu ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde Bu olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BUZAĞI20, BUĞDAY20, BUĞULU18, BUKAĞI17, BURGAÇ16, BUMBUZ16, BULVAR15, BUDİZM15, BUTSUZ14, BUNSUZ14, BUNGUN14, BULUCU14, BULGUR14, BUZUKİ13, BUZLUK13, BUYURU13, BURHAN13, BULGAR13, BUHRAN13, BUYRUK12, BUYMAK12, BURNAZ12, BURDUR12, BURÇAK12, BUDAMA12, BUMBAR12, BULDOK12, BUDİST12, BUUTLU11, BURSLU11, BURASI11, BURADA11, BUNDAN11, BUDALA11, BULADA11, BULDAN11, BURKUK10, BURKMA10, BURALI10, BURMAK10, BUNMAK10, BUNLUK10, BUNAMA10, BULMAK10, BULAMA10, BUTLAN9, BUNLAR9, BULTAK9, BUKRAN9, BUKLET9

BUTLAN (Kelime Kökeni: Arapça buṭlān)

[isim]

[hukuk]

  • Batıl olma durumu
  • Geçersizlik, hükümsüzlük
  • Yanlışlık, haksızlık

BUNLAR

[zamir]

  • Bu zamirinin çokluk biçimi

    Bunlar, matbaada basılan ve dağıtımı yapılan dergilerdi artık. - Ayla Kutlu

BULTAK

[isim]

  • Bir ile üç yaş grubu için oluşturulmuş, üzerinde çeşitli biçimlerin ve uygun parçalarının bulunduğu zekâ oyunu

BUKRAN (Kelime Kökeni: Arapça buḳrān)

[isim]

  • Saraçların kullandığı yün kırpıntısı

BUKLET (Kelime Kökeni: Fransızca bouclette)

[isim]

  • Bükülmüş iplik

    Paltom olmadığı için buklet yünden uzun bir ceket örmüştü. - Peride Celal

[sıfat]

  • Bu iplikten dokunmuş (giyecek)

BURKUK

[sıfat]

  • Burkulmuş olan
  • Hafif eğri

    Çayları dağıtan çocuk saat takındığı kolunu burkuk tutuyor; herkes görsün, ilk kol saatini. - Adalet Ağaoğlu

BURKMA

[isim]

  • Burkmak işi

BURALI

[isim]

  • Bu memleketli, bu yerin halkından olan kimse

    Siz buralıya benzemiyorsunuz. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: şuralı buralı

BURMAK

[-i]

  • Bir şeyi iki ucundan tutup ekseni etrafında ters yönlere çevirerek bükmek

    Bazı sıkı zamanlarda öyle olur ki sırtımdan çıkan gömleği elimde burup sıktığım zaman, tekneden çıkmış çamaşır gibi zırıl zırıl su akar. - Reşat Nuri Güntekin

  • İğdiş etmek
  • Ağza kekre tat vermek

    Bu ayva ağzımı burdu.

  • Mide, bağırsak sancımak
  • Acıtmak

BUNMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Beğenmemek, azımsamak, küçümsemek

BUNLUK

[isim]

  • Bunalım, sıkıntı

BUNAMA

[isim]

[tıp]

  • Yaşlanma veya bazı sinir hastalıklarına bağlı olarak başta bellekte olmak üzere zihinsel işlevlerde bozulma, ateh

Birleşik Kelimeler: erken bunama

BULMAK

[-i]

  • Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak

    Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bir şeyi elde etmek
  • Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek

    Paramı buldum.

  • Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek

    Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık

  • İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek
  • İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak

    Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım. - Ömer Seyfettin

  • Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak

    Böylece yılın ortasını bulduk. - Refik Halit Karay

  • Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak

    Ben de bunu akıllıca buldum. - Memduh Şevket Esendal

  • Seçmek

    Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor. - Halide Edip Adıvar

  • Sağlamak, temin etmek

    Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Cezaya uğramak

    Eden bulur.

  • Hatırlamak

    Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız? - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bula bula bunu (onu veya bir şeyi veya birini) bulmak
  • buldukça bunar (veya bulmuş da bunuyor)
  • buldum bilemedim, bildim bulamadım
  • bulup buluşturmak

Birleşik Kelimeler: bultak, yolbul, yönbul, ara bulmak

BULAMA

[isim]

  • Bulamak işi
  • Genellikle üzüm şırasının kaynatılması ile yapılan koyu pekmez

    Atlar, arabalar, dalkavuklar arasında geçen debdebelerle şimdiki kırk paralık bulama, altmış paralık peynir müşterilerine meram anlatmak arasında ne büyük tezat vardı. - Ömer Seyfettin

BUUTLU

[sıfat]

  • Boyutu olan

Birleşik Kelimeler: üç buutlu