[isim]

• Düğmeyi iliklemek için kumaş veya iplikten yapılmış özel bir ilik türü

• Nakış veya dantelde motifleri birleştiren bağ

• Giysiyi çengele asmak için kullanılan, giysinin enseye yakın bölümünde yer alan ince şerit

[isim]

• İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi

[isim]

[eskimiş]

• Önde çok yüksek bir oturma yeri, arkada da boylamasına yerleştirilmiş oturacak yerleri bulunan dört tekerlekli, yaylı at arabası

[isim]

• Linyit ve kömür tozundan basınçla elde edilen yakacak

• Linyit, kömür tozu ve katran tortusundan basınçla elde edilen, tuğla biçimli yapı malzemesi

  Çocuklar taşları, kırılmamış briketleri, tuğlaları çarçabuk bir yana yığdılar. - Lâtife Tekin

• Kum ve çimentonun birleştirilmesiyle elde edilen yapı malzemesi

[isim]

• Dört kişi arasında oynanan bir iskambil oyunu

  Briç masasında operetçi Muhlis Sabahattin başı çeker. - Salâh Birsel

[isim]

• Meltem

[isim]

• Briketlemek işi

[isim]

• Saçı parlatmak ve yatırmak için kullanılan güzel kokulu bir madde

[isim]

• Briket yapan veya satan kimse

[-i]

• Briket durumuna getirmek

[sıfat]

• Briyantinle süslenmiş, briyantin sürünmüş

  Onun gençliğinde pudralı yanak, kozmetikli bıyık, briyantinli saçtı güzel sanılan. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim]

• Briketçinin yaptığı iş

[isim]

• Pencerelerin çerçevesine, içeriden tutturulan bir tür ince perde

[kimya]

• Brom elementinin simgesi

[isim]

• Bilgilendirme

Ata Sözleri ve Deyimler

• brifing almak
• brifing vermek

[sıfat]

• Briyantin sürülmemiş