BOŞALTILIVERMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

BOŞALTILIVERMEK harflerini içeren 7 harfli 72 kelime bulunuyor. 7 harfli BOŞALTILIVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

VARIŞLI18, KIVAMLI16, KIVIRMA16, ŞEKAVET16, BOŞALIM15, BAKIŞIM15, BIKIŞMA15, BOŞALTI14, BARIŞIK14, BIRAKIŞ14, BATIRIŞ14, EVLATLI14, EKVATOR14, KOLBAŞI14, BEŞAMEL13, ELEBAŞI13, IŞITMAK13, KIRIŞMA13, KAMIŞLI13, KARIŞIM13, ŞIMARIK13, ŞAMBREL13, TIKIŞMA13, VEKALET13, BAKIMLI12, BEŞARET12, BIKILMA12, BILKIMA12, BIRAKIM12, KOŞALTI12, KATILIŞ12, ŞIRALIK12, ŞAKIRTI12, ŞARILTI12, TIRAŞLI12, TAKILIŞ12, TAŞILLI12, AŞERMEK11, BAKIRLI11, BALIKLI11, BIRAKIT11, BITIRAK11, BATIRIK11, TORBALI11, TELAŞLI11, ARTIMLI10, ATIMLIK10, BERTMEK10, ILITMAK10, KIRMALI10, KIRILMA10, KIRITMA10, KALIMLI10, KALITIM10, KATILIM10, TIKILMA10, TIMARLI10, ARLILIK9, ALTILIK9, ALIRLIK9, BEKARET9, ELMALIK9, KREMALI9, KALOMEL9, LAKIRTI9, MERAKLI9, ORTALIK9, REKABET9, EMEKTAR8, ELEKTRO8, KERAMET8, REKOLTE8

EMEKTAR (Kelime Kökeni: Türkçe emek + Farsça -dār)

[sıfat]

  • Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)

    Ertesi sabah bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü. - Emine Işınsu

[mecaz]

  • Çok kullanılmış, eski

    Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim. - Çetin Altan

ELEKTRO

[isim]

  • Elektrokardiyografi

KERAMET (Kelime Kökeni: Arapça kerāmet)

[isim]

  • Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı davranış veya durum

    Babamın, mucize ve keramet kıssaları olarak bize anlattığı şeyler bu çeşit gülünç ve çocukça masallardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Olağanüstü durum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keramet buyurdunuz (veya keramette bulundunuz)
  • kerameti kendinden menkul
  • keramette bulunmak

Birleşik Kelimeler: keramet sahibi

REKOLTE (Kelime Kökeni: İtalyanca raccolta)

[isim]

  • Tarımda bir yılda derlenen ürünlerin bütünü

    Bu yılın buğday rekoltesi umulandan çok az.

ARLILIK

[isim]

  • Arlı olma durumu

ALTILIK

[sıfat]

  • Altısı bir arada, altı taneden oluşmuş
  • Altı tane alabilen

    Altılık bir kutu.

  • Düzinenin yarısı

Birleşik Kelimeler: onaltılık

ALIRLIK

[isim]

[felsefe]

  • Duygusal uyarımları alabilme yeteneği, idrak kabiliyeti

BEKÂRET (Kelime Kökeni: Arapça bekāret)

[isim]

[eskimiş]

  • Kızlık

    Hangi erkek aşk yapmadan evlendiği kızdan tam bir bekâret beklemez? - Etem İzzet Benice

  • Saflık, temizlik, masumluk

    Ruhumun bekâretini sana verdim. - Hüseyin Cahit Yalçın

  • Sanat ve düşüncede özgünlük, yenilik
  • Doğallık, tazelik

ELMALIK

[isim]

  • Elma bahçesi

KREMALI

[sıfat]

  • Kreması olan

    Kremalı pasta.

KALOMEL (Kelime Kökeni: Fransızca calomel)

[isim]

[kimya]

  • Tatlı sülümen

LAKIRTI

[isim]

  • Söz, laf

    Birdenbire kesildi halkın lakırtıları / Korku içinde durdu tavla şakırtıları - Enis Behiç Koryürek

[mecaz]

  • Boş söz, dedikodu, laf

    Lakırtıdır o, aldırma!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lakırtı ağzından dökülmek
  • lakırtı çıkarmak
  • lakırtı etmek
  • lakırtısı ağzında kalmak
  • lakırtısı mı olur?
  • lakırtısını etmek
  • lakırtı taşımak
  • lakırtıya boğmak
  • lakırtıya tutmak
  • lakırtı yetiştirmek
  • lakırtıyı ağzına tıkamak
  • lakırtıyı ezip büzmek
  • lakırtıyı kesmek

Birleşik Kelimeler: lakırtı ebesi, lakırtı kavafı, pis lakırtı

MERAKLI

[sıfat]

  • Her şeyi anlamak ve bilmek isteyen, araştırıcı, mütecessis

    Başımı kaldırınca Mustafa'nın meraklı gözleriyle karşılaşıyorum. - Ahmet Ümit

  • Bir şeye çok düşkün olan, sürekli onunla uğraşan

    Sedef ve gümüş kakmalı bıçaklara, revolverlere meraklıydı. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Kendisini ilgilendirmeyen bir konuda bilgi sahibi olmaya çalışan (kimse)

[halk ağzında]

  • Kaygılı

    O meraklı bir kadındır, patırtı çekemez.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... meraklısı (olmak)

ORTALIK

[isim]

  • Bulunulan yer, çevre

    Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme. - Peyami Safa

  • İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer

    Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmemden başka çare kalmadı. - Halide Edip Adıvar

  • Yeryüzünün görünen bölümü, çevre, etraf

    Ortalıkta güneş olmadığı, hava yine bulutlu olduğu hâlde, tatlı bir aydınlık vardı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Soyut anlamda yaşanan ortam

    Bu neşe ortalığa sirayet etti. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortalığı ... götürmek (veya almak)
  • ortalığı birbirine katmak
  • ortalığı gürültüye (veya patırtıya) vermek
  • ortalığı kırıp geçirmek
  • ortalık ağarmak
  • ortalık düzelmek
  • ortalık kararmak
  • ortalık karışmak
  • ortalık sütliman olmak
  • ortalık yatışmak

Birleşik Kelimeler: ortalık yer

REKABET (Kelime Kökeni: Arapça reḳābet)

[isim]

  • Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış

    Bu seferki kovuluşun sebebi meslek rekabeti değil, meslek ahlakı idi. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rekabet etmek

Birleşik Kelimeler: ezelî rekabet