BOĞUKLAŞABİLMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

BOĞUKLAŞABİLMEK harflerini içeren 7 harfli 38 kelime bulunuyor. 7 harfli BOĞUKLAŞABİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BOĞUŞMA22, BOĞULMA19, LOĞLAMA16, BOŞLAMA14, BOŞAMAK14, BOŞALMA14, BULAŞMA14, KUBAŞMA14, BOMBELİ13, ELMABAŞ13, KOKUŞMA13, KOŞULMA13, OLUŞMAK13, BAŞKALE12, KUBBELİ12, OKŞAMAK12, ULAŞMAK12, AKŞAMKİ11, BOKLAMA11, BOLALMA11, BULAMAK11, KABLOLU11, MUKABİL11, AMABİLE10, BUKLELİ10, LAUBALİ10, MAKABİL10, İLKOKUL9, KOKLAMA9, KOLLAMA9, KİLOLUK9, KALOMEL9, KAKAOLU9, MUALLAK9, OKLAMAK9, ALKOLİK8, EKOLALİ8, ALKALİK7

ALKALİK (Kelime Kökeni: Fransızca alcalique)

[sıfat]

[kimya]

  • İçinde alkali bulunan, kalevi, antiasit

ALKOLİK (Kelime Kökeni: Fransızca alcoolique)

[sıfat]

  • Alkollü içkilere hastalık derecesinde düşkün olan (kimse)

EKOLALİ (Kelime Kökeni: Fransızca écholalie)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Yankılı konuşma

İLKOKUL

[isim]

[eskimiş]

  • Zorunlu öğrenim çağındaki kız ve erkek çocuklarının temel eğitim ve öğretimini sağlamak için devletçe açılan veya açılmasına izin verilen dört yıllık okul, ilk mektep, iptidai, iptidai mektep

KOKLAMA

[isim]

  • Koklamak işi

KOLLAMA

[isim]

  • Kollamak işi

    Bu plan üzerinde anlaştılar, sırlarını kimseye sızdırmadılar ve fırsat kollamaya başladılar. - Necip Fazıl Kısakürek

KİLOLUK

[sıfat]

  • Herhangi bir kilo ağırlığında

    Üç kiloluk paket.

  • Bir kilo ağırlığında

    Kiloluk çay.

KALOMEL (Kelime Kökeni: Fransızca calomel)

[isim]

[kimya]

  • Tatlı sülümen

KAKAOLU

[sıfat]

  • İçinde kakao bulunan

Birleşik Kelimeler: kakaolu kek

MUALLAK (Kelime Kökeni: Arapça muʿallaḳ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Asılmış, asılı

[mecaz]

  • Sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış

    Komite mahkemesince verilip de nasılsa icra olunmayan muallak kararları yerine getirirdi. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • muallakta olmak (veya kalmak)

OKLAMAK

[nesnesiz]

  • Ok gibi fırlamak

[-i]

  • Okla vurmak

AMABİLE (Kelime Kökeni: İtalyanca amabile)

[zarf]

[müzik]

  • Sevimli ve cana yakın bir biçimde (çalınmak)

BUKLELİ

[sıfat]

  • Kıvrım kıvrım olan (saç)

    Giderek unuttu ve yalnızca sarı bukleli bir genç kızı hatırlar oldu. - Reha Mağden

LAUBALİ (Kelime Kökeni: Arapça lāʾubālī)

[sıfat]

  • Saygısız, çekinmesi olmayan

    O ilk gönderdiği laubali ve kaba haberi yumuşatmış. - Samiha Ayverdi

  • Senli benli, teklifsiz

    Gelenlerden biri gülerek laubali bir tavırla ona yaklaştı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Davranışları ölçülü, olgun olmayan, ciddiyetsiz

[zarf]

  • Aşırı samimi bir biçimde, teklifsizce

Ata Sözleri ve Deyimler

  • laubali olmak

MAKABİL (Kelime Kökeni: Arapça māḳabl)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir şeyin öncesi, geçmişi

Birleşik Kelimeler: makabline şamil