BOĞUKLAŞABİLMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
BOĞUKLAŞABİLMEK harflerini içeren 6 harfli 70 kelime bulunuyor. 6 harfli BOĞUKLAŞABİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BAŞBUĞ21,
ALKALİ (Kelime Kökeni: Fransızca alcali)
- Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı
Birleşik Kelimeler: alkali metaller, alkalimetre
KELLİK
-
Kel olma durumu
Tepelerindeki kellik, yavaş yavaş çıkan tüylerle kapanıyor. - Ömer Seyfettin
- Vücudun kıllı yerlerinde üreyen bir tür mantarın, kılların dökülmesine yol açtığı bulaşıcı bir hastalık
- Çıplak, bitkisiz yer
LAKLAK (Kelime Kökeni: Arapça laḳlāḳ)
- Leyleğin gagasıyla çıkardığı ses
- Ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik
Ata Sözleri ve Deyimler
- laklak etmek
ALLAME (Kelime Kökeni: Arapça ʿallāme)
-
Çok ve derin bilgisi olan, çok bilgili
Tarihî zihniyet taşımak için tarihçi olmak şart değildir. İlmî düşünebilmek için allame olmak şart olmadığı gibi. - Sabahattin Eyuboğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- allame kesilmek
Birleşik Kelimeler: allameicihan
ALAKOK (Kelime Kökeni: Fransızca à la coque)
-
Rafadan yumurta
Sabahleyin kendisine bir alakok ziyafeti çekecekti. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
KAKULE (Kelime Kökeni: Arapça ḳāḳulle)
- Zencefilgillerden, sıcak iklimlerde yetişen güzel kokulu bir bitki (Elettaria cardamomum)
- Bu bitkinin bahar olarak kullanılan tohumu
KALİKO (Kelime Kökeni: (Hindistan'da Kalküta şehrinin adından))
- Pamuk iplikleriyle yapılan ilk cilt bezi
KALKMA
-
Kalkmak işi
Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz. - Tomris Uyar
KALMAK
-
Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek
Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. - Tarık Buğra
-
Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak
Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı. - Osman Cemal Kaygılı
-
Konaklamak, konmak
Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim. - Falih Rıfkı Atay
-
Oturmak, yaşamak
Tam beş sene benimle beraber kaldı. - Sait Faik Abasıyanık
- Eğleşmek
-
Hayatını sürdürmek, yaşamak
O aileden bir bu çocuk kaldı.
-
Varlığını korumak, sürdürmek
Eniştemizin iptidai kalmış huyları da vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
Oyalanmak, vakit geçirmek
Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı. - Necati Cumalı
-
Sınıf geçmemek
Çocukların içinde kalanlar da var geçenler de.
-
İşlemez, yürümez duruma gelmek
Araba yarı yolda kaldı.
-
İleriye atılmak, ertelenmek
Mahkeme ayın on sekizine kaldı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak
Oda duman içinde kaldı.
-
Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek
Bugün iş maddesinde kaldık.
-
Miras olarak geçmek
Çiftlik ana babasından kalmış.
-
Yapamamak
Misafir geldi, gezmeden kaldık.
-
Belli bir gelirle geçinmek zorunda bulunmak
Refika, valide, iki kerime kaldık mı biz iki bin kuruş tekaüt maaşına. - Haldun Taner
-
Yetinmek
Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı.
-
Sınırlanmak
Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı. - Atatürk
- Herhangi bir durumu sürdürmek
-
Olmak, herhangi bir durumda bulunmak
Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık. - Falih Rıfkı Atay
-
Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur
Bakakalmak.
Şaşakalmak.
Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... den kalır yeri yok
- ... ye kalsa (veya kalırsa)
- kaldı ki
Birleşik Kelimeler: kala kala, geri kalmış
KEMLİK
- Kötülük
Ata Sözleri ve Deyimler
- kemlik etmek
MAAİLE (Kelime Kökeni: Arapça maʿaʿāʾile)
-
Ailece, ev halkıyla birlikte
Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden. - Nazım Hikmet
MAKALE (Kelime Kökeni: Arapça maḳāle)
- Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete veya dergi yazısı
Birleşik Kelimeler: başmakale
BAKKAL (Kelime Kökeni: Arapça baḳḳāl)
-
Yiyecek, içecek vb. maddeleri perakende olarak satan kimse
Bakkallar, sebzeciler eline bir iki şey tutuştururlardı. - Ayla Kutlu
- Bu maddelerin satıldığı dükkân
Ata Sözleri ve Deyimler
- bakkala bırakma!
Birleşik Kelimeler: bakkal çakkal, bakkal defteri, bakkal kâğıdı, bozbakkal
BELLİK
- İşaret, marka
- Ayraç
KOLLUK
-
Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet
Frenk gömleğinde, bazen bileklerinden ellerinin üstüne düşen yuvarlak, katı, kolalı kollukları vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
İş yaparken giysiyi korumak için bilekten dirseğe kadar kola geçirilen, genellikle koyu renkli kumaştan dikilmiş parça
Ellerini kolluklarından sıyırıp çekmekte bir zorluğa uğramıştır. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Kollara takılan ve dikkati çekmesi istenen görevlilerin kimliklerini gösteren şerit
-
Güvenliği sağlamakla görevli polis veya jandarma
Bu onurlu kolluk görevini seve seve üstlenirlerdi. - Muzaffer Uyguner
Birleşik Kelimeler: karakolluk, kolluk kuvveti