BOĞDURULMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
BOĞDURULMAK harflerini içeren 6 harfli 30 kelime bulunuyor. 6 harfli BOĞDURULMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
DOĞULU18,
KUMRAL
- Koyu sarı veya açık kestane rengi
-
Teni ve saçları sarıya çalan açık buğday rengi olan(kimse)
Ekrandaki Loretta, ince yapılı, uzun bacaklı, kumral, yeşil gözlüydü. - Elif Şafak
KORUMA
-
Korumak işi
Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi. - Yaşar Kemal
- Can güvenliğinin tehlikede olduğu düşünülen bir kimseyi saldırılardan korumak üzere görevlendirilmiş kişi, koruma görevlisi
- Bankacılık alanında, bir malda veya bir menkulde gelecekte ortaya çıkacak fiyat değişikliklerine karşı korunmak amacıyla vadeli bir sözleşme yapılması
Ata Sözleri ve Deyimler
- korumaya almak
Birleşik Kelimeler: koruma aracı, koruma görevlisi, koruma polisi, koruma ünsüzü, orman koruma memuru, sahil koruma, yakın koruma, alan koruması
KURUMA
-
Kurumak işi
O zaman güneşe bakan bu güzelim çayırlara oturup kurumayı bekliyorduk. - Ayla Kutlu
- Boyanın çözücüsünün buharlaşması veya bağlayıcısının kimyasal tepkime gibi çeşitli yollarla sert bir film oluşması
KROMLU
- Birleşiminde krom bulunan
KALBUR (Kelime Kökeni: Arapça ġirbāl)
- Tahıl ve başka iri taneli maddeleri elemek için kullanılan büyük delikli veya seyrek telli elek
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalbura çevirmek
- kalbura dönmek
- kalburdan geçirmek
- kalbur gibi
- kalburla su taşımak
Birleşik Kelimeler: kalburabastı, kalbur kemiği, kalburüstü, mısır kalburu
MORULA (Kelime Kökeni: Fransızca morula)
- Blastula
MORLUK
- Mor olma durumu
- Vurma ve çarpma sonucu vücutta oluşan çürük, morartı
RUMLUK
- Rum olma durumu
ULUMAK
-
Köpek, kurt, çakal vb. hayvanlar uzun, iniltili, ağlar gibi bir ses çıkarmak
Geceleyin çakallar etrafta dolaşır, ulurlardı. - Sait Faik Abasıyanık
-
İnsan iniltili ses çıkararak boğuk boğuk ağlamak
Boğazında acı bir yumru, gözleri kupkuru, yüzükoyun mutfağın taşlarına kapandı, uludu. - Halide Edip Adıvar
BURKMA
- Burkmak işi
BURMAK
-
Bir şeyi iki ucundan tutup ekseni etrafında ters yönlere çevirerek bükmek
Bazı sıkı zamanlarda öyle olur ki sırtımdan çıkan gömleği elimde burup sıktığım zaman, tekneden çıkmış çamaşır gibi zırıl zırıl su akar. - Reşat Nuri Güntekin
- İğdiş etmek
-
Ağza kekre tat vermek
Bu ayva ağzımı burdu.
- Mide, bağırsak sancımak
- Acıtmak
BULMAK
-
Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak
Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor. - Halide Edip Adıvar
- Bir şeyi elde etmek
-
Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek
Paramı buldum.
-
Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek
Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık
- İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek
-
İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak
Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım. - Ömer Seyfettin
-
Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak
Böylece yılın ortasını bulduk. - Refik Halit Karay
-
Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak
Ben de bunu akıllıca buldum. - Memduh Şevket Esendal
-
Seçmek
Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor. - Halide Edip Adıvar
-
Sağlamak, temin etmek
Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim. - Sait Faik Abasıyanık
-
Cezaya uğramak
Eden bulur.
-
Hatırlamak
Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız? - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- bula bula bunu (onu veya bir şeyi veya birini) bulmak
- buldukça bunar (veya bulmuş da bunuyor)
- buldum bilemedim, bildim bulamadım
- bulup buluşturmak
Birleşik Kelimeler: bultak, yolbul, yönbul, ara bulmak
DOLMAK
- Dolu duruma gelmek
-
Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek
Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. - Tarık Buğra
-
Bir yere iyice yayılmak, kaplamak
Oda sigara dumanı dolmuştu. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek
Kıştan kurtulur kurtulmaz deniz kenarları insanla, sandalla dolar. - Sait Faik Abasıyanık
-
Süre, hesap tamamlanmak
Süresi doldu, emekliye ayrıldı.
- Sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- dolup taşmak
DURMAK
-
Hareketsiz durumda olmak
Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
İşlemez olmak, çalışmamak
Bileğimdeki saat durmuş. - Aka Gündüz
-
Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek, tevakkuf etmek
Yolda nerede çeşme gördümse durdum, elimi yüzümü yıkadım, su içtim. - Necati Cumalı
-
Dinmek, kesilmek
Yağmur durdu.
-
Varlığını sürdürmek
Türklerin yüzlerce yıl önceki kitabeleri hâlâ duruyor.
-
Var olmak
Bu kadar dersim dururken sinemaya nasıl gideyim?
-
Beklemek, dikilmek
Oturacak değil, ayakta duracak yer yok. - Reşat Nuri Güntekin
-
Yaşamak
Anneannen duruyor mu?
-
Birisinin malı olarak bulunmak veya o malla ilişkisi olmak
Yazlık eviniz hâlâ duruyor mu?
-
Kalmak
Artık çok durmamış, yanındaki hanımla birlikte balodan çıkmış. - Mahmut Yesari
-
Bir yerde olmak veya bulunmak
Aspirin getirmeyeceğini adı gibi biliyordu çünkü çekmecesinde dokunulmamış bir kutu duruyordu. - Tarık Buğra
-
Belli bir durumda, bir görevde bulunmak
Her gelişimde ben de maçları seyreder, kaleci dururdum. - Haldun Taner
-
Ara vermek
Sabahtan beri hiç durmadım.
- Bir konuyla çok ilgilenmek, üstüne düşmek
- Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Çalışadurmak, bakadurmak, getiredurmak, yiyedurmak gibi
Ata Sözleri ve Deyimler
- dur! (veya durun!)
- durdu durdu, turnayı gözünden vurdu
- durduğu yerde (veya durduk yerde)
- dur durak (veya dur dinlen veya dur otur) yok
Birleşik Kelimeler: duran top, durmuş oturmuş, dursuz duraksız, durup dinlenmeden, durup durup, durup dururken, süreduran
KAMBUR
- Bel veya göğüs kemiğinin eğrilmesi, raşitizm sonucu sırtta ve göğüste oluşan tümsek, kambur zambur
-
Bazı hayvanların sırtındaki çıkıntı
Bu genç bir deve idi. Semeri yoktu. Çok tüylü kamburu meydandaydı. - Ömer Seyfettin
- Yapı veya eşyada dışarıya doğru eğrilme
- Ütü yastığı
-
Vücudunda bu tümsek bulunan (kimse)
Omuzları çökmüş, kambur bir dilenciye benzetiyorum kendimi. - Ahmet Ümit
- Sıkıntı, dert
Ata Sözleri ve Deyimler
- kambura yatmak
- kamburu çıkmak
- kamburunu çıkarmak
- kambur üstüne kambur (veya kambur kambur üstüne)
Birleşik Kelimeler: kambur felek, kambur zambur