BOĞAZ ile Oluşan Kelimeler (BOĞAZ Kelime Türetme)

BOĞAZ harflerinden oluşan 12 kelime bulunuyor. BOĞAZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Boğaz kelimesinin anlamı nedir? Boğaz ile başlayan kelimeler. Boğaz ile biten kelimeler. İçinde boğaz olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

BOĞAZ18

4 Harfli Kelimeler

BOĞA14, BOZA10

3 Harfli Kelimeler

ZAĞ13, BAĞ12, BOZ9, BAZ8, BOA6, OBA6

2 Harfli Kelimeler

9, AZ5, AB4

AB (Kelime Kökeni: Farsça āb)

[isim]

[eskimiş]

  • Su

Birleşik Kelimeler: abıhayat, abıkevser, abuhava

AZ

[sıfat]

  • Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı

    Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[zarf]

  • Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aza çoğa bakmamak
  • aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
  • aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
  • az ateş çok odunu yakar
  • az bulmak
  • az buz olmamak
  • az değil
  • az gelmek
  • az görmek
  • az günün adamı olmamak
  • azı çoğa saymak (veya tutmak)
  • az kaldı (veya kalsın)
  • az kaz, uz kaz, boyunca kaz
  • az olsun, uz olsun
  • az söyle, çok dinle
  • az tamah çok ziyan getirir
  • az veren candan, çok veren maldan
  • az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur

Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından

[eskimiş]

[kimya]

  • Azot elementinin simgesi

BOA (Kelime Kökeni: Fransızca boa)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Boa yılanı
  • Kadınların boyunlarına aldıkları yılan biçiminde dar ve uzun kürk, boyun kürkü

Birleşik Kelimeler: boa yılanı

OBA

[isim]

  • Göçebelerin konak yeri

    Yarın daha gün ışımadan kovduracağım onları obadan. - Yaşar Kemal

  • Bu yerde konaklayan göçebe halk veya aile

    Dayısı, amcası dâhil, obadan, oymaktan kimse dünür gitmeye gönüllü değildir. - Tarık Buğra

  • Genellikle bölmeli göçebe çadırı

Birleşik Kelimeler: obabaşı

BAZ (Kelime Kökeni: Fransızca base)

[sıfat]

  • Temel

    Baz fiyat.

[isim]

[kimya]

  • Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • baz almak

Birleşik Kelimeler: baz losyon, baz morfin, baz yük

BOZ

[isim]

  • Açık toprak rengi
  • Kül rengi, gri

[sıfat]

  • Bu renklerde olan

[sıfat]

  • Açılmamış, sürülmemiş (toprak)

Birleşik Kelimeler: bozayı, bozbakkal, boz bulanık, bozdoğan, bozgeven, boz madde, bozördek, boz yel, bozyürük

[isim]

  • İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü

    Balık ağı. Tenis ağı.

  • Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü
  • Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke

    Cumhuriyetin onuncu yılında ülkemiz demir ağlarla örülmüştü.

[mecaz]

  • Tuzak

    Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu. - Samiha Ayverdi

[spor]

  • Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file

[spor]

  • Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ağ atmak (veya bırakmak)
  • ağ çekmek
  • ağına düşürmek

Birleşik Kelimeler: ağbenek, ağbeneklilik, ağ iğnesi, ağ ipliği, ağ kayığı, ağ kepçe, ağ kurdu, ağ kurşunu, ağ mantarlar, ağ tabaka, ağ tonoz, ağ torba, ağ yatak, dış ağ, genel ağ, iç ağ, serpme ağ, yerel ağ, alamana ağı, bilgisayar ağı, bilişim ağı, borda ağı, boru ağı, çektirme ağı, çevirme ağı, dalyan ağı, dip ağı, ıstakoz ağı, iletişim ağı, karides ağı, marya ağı, sürtme ağı, voli ağı

[isim]

  • Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık

BOZA

[isim]

  • Arpa, darı, mısır, buğday vb. tahılların hamurunun ekşitilmesiyle yapılan koyuca, tatlı veya mayhoş içecek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • boza gibi
  • boza olmak

Birleşik Kelimeler: bozahane

BAĞ

[isim]

  • Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne

    Ayakkabının bağı çözüldü.

  • Sargı

    Yaramın bağını değiştireceğim.

  • Bağlam, deste, demet

    Beş bağ ekin, iki bağ maydanoz.

[mecaz]

  • İlgi, ilişki, rabıta

    Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. - Anayasa

[anatomi]

  • Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti

    Eklem bağı, asıcı bağ.

[denizcilik]

  • Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm

[müzik]

  • Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret

Birleşik Kelimeler: bağ doku, bağ-fiil, organik bağ, ağız bağı, ayak bağı, bel bağı, boyun bağı, diz bağı, domuzbağı, düzen bağı, etek bağı, göbek bağı, gönül bağı, göz bağı, kan bağı, kasık bağı, kol bağı, sancak bağı

[isim]

  • Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası
  • Meyve bahçesi

    Kadıköy'den Fenerbahçe'ye kadar olan saha, gözleri okşayan bağlarla örtülüdür. - Beynun Akyavaş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bağa bak, üzüm olsun, yemeye yüzün olsun
  • bağ babadan, zeytin dededen kalmalı
  • bağ bayırda, tarla çayırda
  • bağ bozmak
  • bağ budamak
  • bağı ağlayanın yüzü güler

Birleşik Kelimeler: bağ bahçe, bağ bıçağı, bağboğan, bağ bozumu, bağ çubuğu, bağkesen

ZAĞ

[isim]

[halk ağzında]

  • Kılağı

BOĞA

[isim]

  • Damızlık erkek sığır

Ata Sözleri ve Deyimler

  • boğa gibi
  • boğaya çekmek
  • boğaya gelmek

Birleşik Kelimeler: boğa güreşi

[isim]

[gök bilimi]

  • Zodyak üzerinde Koç ile İkizler arasında yer alan takımyıldızın adı, Sevir

BOĞAZ

[isim]

  • Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak

    Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir. - Ömer Seyfettin

  • Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm

    Şişenin boğazı. Testinin boğazı.

  • İki dağ arasında dar geçit

    Yol üzerindeki derbentleri ve boğazları işgal ederek ordunun başında bunları takip ediyordu. - Feridun Fazıl Tülbentçi

  • Yedirip içirme yükümü, iaşe

    İşçilerin boğazı bizden olacak.

[mecaz]

  • Yiyeceği içeceği sağlanan kimse

    Hayat zor anne, kaç boğazız evde, ağabeyim hangi birimize yetişsin. - Ayşe Kulin

[mecaz]

  • Yeme içme

    Boğazına düşkün.

[coğrafya]

  • İki kara arasındaki dar deniz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • boğaz açmak
  • boğaz boğaza gelmek
  • boğaz dokuz boğumdur
  • boğaz durmaz
  • boğazı açılmak
  • boğazı düğümlenmek
  • boğazı inmek
  • boğazı işlemek
  • boğazı kurumak
  • boğazına bir yumruk tıkanmak (veya gelip oturmak)
  • boğazına dikkat etmek
  • boğazına dizilmek
  • boğazına durmak
  • boğazına indirmek
  • boğazına kadar
  • boğazına sarılmak
  • boğazında düğümlenmek
  • boğazında kalmak
  • boğazından artırmak
  • boğazından geçmemek
  • boğazından kesmek
  • boğazını doyurmak
  • boğazını sevmek
  • boğazını sıkmak
  • boğazını yırtmak
  • boğaz içinde kavga var
  • boğaz ola
  • boğaz olmak

Birleşik Kelimeler: boğaz derdi, boğaz kavgası, boğazkesen, boğaz meselesi, boğaz tokluğuna, boğazına düşkün, boşboğaz, darboğaz, dar boğaz, kör boğaz, pisboğaz, sıkboğaz, dümen boğazı