BOZULUŞ ile Oluşan Kelimeler (BOZULUŞ Kelime Türetme)
BOZULUŞ harflerinden oluşan 20 kelime bulunuyor. BOZULUŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Bozuluş kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
BOZULUŞ18
5 Harfli Kelimeler
BOZUŞ15, BUZLU12, BUZUL12, BULUŞ12
4 Harfli Kelimeler
BLUZ10, OLUŞ9, BOLU8
3 Harfli Kelimeler
BOŞ9, BOZ9, BUZ9, UZO8, LOŞ7, BOL6, BUL6, ULU5
2 Harfli Kelimeler
ŞU6, UZ6, BU5, OL3
OL
-
O gösterme sıfatı
Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi
- O gösterme zamiri
ULU
-
Erdemleri bakımından çok büyük, yüce
Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin
-
Çok yüksek, çok büyük olan (şey)
Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa
BU
-
Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz
Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit
-
En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz
Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden
Ata Sözleri ve Deyimler
- bu abdestle daha çok namaz kılınır
- bu denli
- bu kadar
- bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
- bu minval üzere
- buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
- bunda bir iş var
- bundan
- bundan iyisi can sağlığı
- bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
- bu sıcağa kar mı dayanır?
- bu yana
Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu
BOL
-
İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı
Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm. - Peyami Safa
-
Nicelik bakımından olağandan veya alışılandan çok, kıt karşıtı
Demek ki zeytinin bol ve ucuz olduğu bir yerdeymiş. - Burhan Felek
Ata Sözleri ve Deyimler
- bol doğramak
Birleşik Kelimeler: bol bol, bol bolamat, bol bulamaç, bol kepçe, bol keseden, bol paça, eli bol, gönlü bol
- Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki
BUL
- Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta
ŞU
-
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz
Bu parayı da şu adrese gönderiver. - Ayla Kutlu
-
Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan söz, şurası
Bunu istemem, şunu isterim.
Ata Sözleri ve Deyimler
- şu denli
- şu günlerde (veya sırada)
- şu kadar
- şu kadar ki
- şuna bak!
- şundan
- şunun şurası
- şusu busu
Birleşik Kelimeler: şu açıdan, şu bakımdan, şu bu, şu hâlde, şu takdirde, şu yönden, şu yüzden
UZ
- İyi, güzel
- İşe yatkın, becerikli, mahir
Birleşik Kelimeler: eli uz
- Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz
Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim
LOŞ
-
Yeterince aydınlık olmayan, yarı karanlık, az ışık alan
İçeriye doğru gittiler, loş bir köşede, küçük bir masaya yerleştiler. - Halide Edip Adıvar
- Az aydınlatan (ışık)
BOLU
- Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
UZO (Kelime Kökeni: Rumca)
- Yunan rakısı
OLUŞ
-
Olma işi, vuku
Nadire Hanım bir bakıma kocasının büyük adam oluşuna seviniyor. - Memduh Şevket Esendal
-
Oluşma, teşekkül, tekevvün
İlim devamlı oluş hâlindedir, boyuna yeni sorular sorar tabiata. - Cemil Meriç
- Bir durumdan öteki duruma geçiş
Birleşik Kelimeler: birey oluş, ön oluş, dağ oluşu
BOŞ
-
İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı
Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler. - Aka Gündüz
-
Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal
Boş kadro.
-
Yapılacak işi olmayan, işsiz
Bugün sabah boşum, gelebilirsin.
-
Kullanıldıktan sonra içinde bir şey bulunmayan, kirli (bardak, çanak vb.)
Tam bu sırada yanlarından elindeki tepside boşlarla ortalıkçı bir çocuk geçmektedir. - Tarık Buğra
-
Anlamsız
Bütün bunlar güneşli ve rüzgârlı bir günün boş vaatleri miydi? - Nazım Hikmet
-
Bilgisiz
Daha meselesiz, daha cahil, daha boş, daha yakışıklıydılar. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir işe yaramayan, yararsız
Yaşlı başlı insanlarız, dedi. Birbirimizi boş tesellilerle aldatacak değiliz. - Reşat Nuri Güntekin
-
Habersiz, hazırlıksız bir biçimde
Tatar dilencinin küfürlerine işte böyle boş yakalandım. - Orhan Pamuk
Ata Sözleri ve Deyimler
- boşa almak
- boşa çıkarmak
- boşa çıkmak
- boşa gitmek
- boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz
- boş atıp dolu tutmak (veya vurmak)
- boşa vermek
- boş başak dik durur
- boş bırakmak
- boş bırakmamak
- boş bulunmak
- boş çıkmak
- boş çıkmamak
- boş çuval ayakta (veya dik) durmaz
- boş dönmek
- boş durmak
- boş durmamak
- boş düşmek
- boş gezenin boş kalfası
- boş gezmek (veya gezinmek)
- boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir
- boş gözlerle bakmak
- boş ite menzil olmaz
- boş kalmak
- boş kile dipsiz ambar
- boş konuşmamak
- boş koymak
- boş ol (veya olsun)
- boş oturmak
- boşta gezmek
- boşta kalmak
- boş torba ile at tutulmaz
- boş ver!
- boş vermek
- boş yerine vurmak
Birleşik Kelimeler: boşboğaz, boş boş, boş inanç, boş kafalı, boş kâğıdı, boş küme, boş laf, boş yere, boşu boşuna, başıboş, eli boş, içi boş, kafası boş
BOZ
- Açık toprak rengi
- Kül rengi, gri
- Bu renklerde olan
- Açılmamış, sürülmemiş (toprak)
Birleşik Kelimeler: bozayı, bozbakkal, boz bulanık, bozdoğan, bozgeven, boz madde, bozördek, boz yel, bozyürük
BUZ
-
Donarak katı duruma gelmiş su
Hep kar yağmıştı, her yer buzdu. - Tarık Dursun K.
-
Çok soğuk bir etki uyandıran (şey veya kimse)
Bu romanın neresini beğendiniz? Buz!
Ata Sözleri ve Deyimler
- buz bağlamak
- buz gibi
- buz gibi soğumak
- buz kesilmek
- buz kesmek
- buzlar çözülmek
- buz tutmak
- buz üstüne yazı yazmak
Birleşik Kelimeler: buzçözer, buz dağı, buz dansı, buz demiri, buzdolabı, buz duvarı, buzhane, buz hokeyi, buz ışığı, buz kalıbı, buz kayığı, buzkıran, buz pateni, buz serabı, buz sisi, buz torbası, buz yalağı, deniz buzu
BLUZ (Kelime Kökeni: Fransızca blouse)
-
Vücudun üst bölümüne giyilen, genellikle ince kumaştan yapılan veya iplikten örülen kadın giysisi
Sarı renkte incecik bir örme bluz giymiş. - Refik Halit Karay