BOZDURUŞ ile Oluşan Kelimeler (BOZDURUŞ Kelime Türetme)

BOZDURUŞ harflerinden oluşan 29 kelime bulunuyor. BOZDURUŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bozduruş kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

BOZDURUŞ21

5 Harfli Kelimeler

BOZUŞ15, DURUŞ12, BODUR11

4 Harfli Kelimeler

BORŞ10, BROŞ10, ŞUUR9, BORU8, BURU8, DURU8, DORU8, ORDU8, OBUR8

3 Harfli Kelimeler

BOŞ9, BOZ9, BUZ9, DUŞ9, DOZ9, UZO8, RUZ7, ŞOR7, ZOR7, BOR6

2 Harfli Kelimeler

ŞU6, UZ6, BU5, DO5, OD5, UR3

UR

[isim]

[tıp]

  • Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon

    Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru

BU

[sıfat]

  • Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz

    Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit

[zamir]

  • En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz

    Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bu abdestle daha çok namaz kılınır
  • bu denli
  • bu kadar
  • bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
  • bu minval üzere
  • buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
  • bunda bir iş var
  • bundan
  • bundan iyisi can sağlığı
  • bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
  • bu sıcağa kar mı dayanır?
  • bu yana

Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu

DO (Kelime Kökeni: İtalyanca do)

[isim]

[müzik]

  • Gam (II) dizisinde `si` ile `re` arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

Birleşik Kelimeler: do anahtarı

OD

[isim]

[eskimiş]

  • Ateş

    Yaz bahar ayında bir od verdiler / Yandım gittim ala karlı dağ iken - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • od yok ocak yok

Birleşik Kelimeler: od ocak

BOR

[sıfat]

[halk ağzında]

  • İşlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş (toprak), borak

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 5, atom ağırlığı 10,8, yoğunluğu 2,45 olan, tabiatta bor asidi veya boratlar durumunda bulunan basit element (simgesi B)

[isim]

  • Niğde iline bağlı ilçelerden biri

ŞU

[sıfat]

  • Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz

    Bu parayı da şu adrese gönderiver. - Ayla Kutlu

[zamir]

  • Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan söz, şurası

    Bunu istemem, şunu isterim.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şu denli
  • şu günlerde (veya sırada)
  • şu kadar
  • şu kadar ki
  • şuna bak!
  • şundan
  • şunun şurası
  • şusu busu

Birleşik Kelimeler: şu açıdan, şu bakımdan, şu bu, şu hâlde, şu takdirde, şu yönden, şu yüzden

UZ

[sıfat]

  • İyi, güzel
  • İşe yatkın, becerikli, mahir

Birleşik Kelimeler: eli uz

[zarf]

  • Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz

Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim

RUZ (Kelime Kökeni: Farsça rūz)

[isim]

[eskimiş]

  • Gün

Birleşik Kelimeler: ruznamçe, ruzname, ruzuşeb

ŞOR

[isim]

  • Batı Sibirya'da yaşayan bir Türk topluluğunun adı

ZOR (Kelime Kökeni: Farsça zūr)

[sıfat]

  • Sıkıntı veya güçlükle yapılan, kolay karşıtı

    Sabır güzel, faydalı fakat zor şeydir. - Burhan Felek

[isim]

  • Sıkıntı, güçlük, rahatsızlık

    Dün gece bütün sinirlerimi bir kâbus işkencesinin zoru altına koyan buhranlı saatler yaşadım. - Etem İzzet Benice

[isim]

  • Yüküm, mecburiyet

    Artık kızının evinde kalışının zordan olduğunu biliyordu. - Necati Cumalı

[isim]

  • Baskı

    Hocaların zoru ile çıkarılmış olan bu kanun yürümedi. - Memduh Şevket Esendal

[zarf]

  • Güçlükle

    El ele vermiş polisler kaldırımlardan taşan halk kitlesini zor zapt ediyorlardı. - Haldun Taner

[ünlem]

  • `Yapamazsın` anlamında kullanılan bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zora binmek
  • zora gelememek
  • zora koşmak
  • zor gelmek
  • zor kullanmak
  • zor oyunu bozar
  • zoruna gitmek
  • zorunda bırakmak
  • zorunda kalmak (veya olmak)
  • zorun ne?
  • zoru olmak

Birleşik Kelimeler: zor alım, zor bela, zoru zoruna, zar zor, idrar zoru, sidik zoru

BORU

[isim]

  • Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir

    Soba borusu kazanın içinden geçerdi. - Necati Cumalı

  • Borazan

    Ankara'da ilk sabah boru sesinden uyandım. - Ruşen Eşref Ünaydın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • boru çalmak
  • boru değil
  • boru mu bu?
  • borusunu çalmak
  • borusu ötmek

Birleşik Kelimeler: boru ağı, boru akımı, boru askısı, boru bileziği, boru çiçeği, boru hattı, boru kabağı, boru kelepçesi, boru mengenesi, boru paça, boru yolu, kılcal boru, pik boru, plastik boru, profil boru, acemborusu, bağlantı borusu, emzik borusu, fallop borusu, güvenlik borusu, kalk borusu, kalorifer borusu, karavana borusu, nefes borusu, östaki borusu, paydos borusu, pis su borusu, sidik borusu, soluk borusu, su borusu, taharet borusu, ti borusu, u borusu, yağmur borusu, yat borusu, yem borusu, yemek borusu, yuf borusu

BURU

[isim]

[halk ağzında]

  • Sancı, buruntu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • burusu tutmak (veya tutulmak)

DURU

[sıfat]

  • Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak
  • Pürüzsüz (ten)

    Bu, duru beyaz tenli ve kıpkızıl dudaklı bir körpe Rus kızıydı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Arınmış, karışık olmayan (dil, üslup vb.)

    Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu. - Ayşe Kulin

Birleşik Kelimeler: arı duru

DORU

[sıfat]

  • Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan, yağız (at)
  • Kızıl (at donu)

Birleşik Kelimeler: yağız doru, kestane dorusu

ORDU

[isim]

  • Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

[isim]

  • Bir devletin silahlı kuvvetlerinin tümü

    Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi / Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi - Yahya Kemal Beyatlı

  • Bu topluluğun başlıca bölümlerinden her biri

    Dördüncü Ordu Karargâhına gidiş, artık bir mabede çıkılıyor gibi baş döndürür. - Falih Rıfkı Atay

  • Amaç, nitelik vb. yönlerden benzeyen insanların bütünü
  • Çok sayıda insan, kalabalık

Birleşik Kelimeler: ordubozan, ordu donatım, orduevi, ordu komutanı, ordu merkezi, düzenli ordu