BOZDURMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BOZDURMAK harflerini içeren 5 harfli 40 kelime bulunuyor. 5 harfli BOZDURMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BOZUM13, DOMUZ13, BOZUK12, BOZMA12, DOKUZ12, BODUR11, ZORBA11, ARMUZ10, BORDA10, BUDAK10, BARDO10, DORUM10, DOMUR10, DOBRA10, DUBAR10, MOZAK10, MARUZ10, MAZUR10, ARKOZ9, BORUK9, BURMA9, DORUK9, DURMA9, KORZA9, OBRUK9, OMBRA9, RUMBA9, BORAK8, BURAK8, BAROK8, DURAK8, KOBRA8, KADRO8, MORUK8, OKUMA8, KOMAR7, KURAM7, KURMA7, KUMAR7, MAKRO7

KOMAR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kuzey Anadolu dağlarında yetişen, 3-5 metre boyunda, kışın yapraklarını dökmeyen, iri ve mor çiçekleri olan bir ağaç (Hododendron ponticum)

KURAM

[isim]

  • Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi
  • Belirli bir konudaki düşüncelerin, görüşlerin bütünü

    İnsanlar da görünen dünyanın bir parçası olarak bu kurama girerler. - Haldun Taner

  • Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, nazariye, teori

    Onun bir başka anlamı da bir düşüncenin, bir kuramın soyutça anlatılmasından doğar. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: bilgi kuramı, bilim kuramı, değer kuramı

KURMA

[isim]

  • Kurmak işi

[sıfat]

  • Prefabrik

    Kurma ev.

Birleşik Kelimeler: yeniden kurma

KUMAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳimār)

[isim]

  • Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu

    Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumar oynamak

Birleşik Kelimeler: kumar ebesi, kumarhane

MAKRO (Kelime Kökeni: Fransızca macro)

[sıfat]

  • Büyük, geniş, mikro karşıtı

BORAK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Bor (I)

BURAK

[isim]

[din bilgisi]

  • Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti

BAROK (Kelime Kökeni: Fransızca baroque)

[isim]

  • MS 1600-1750 yılları arasındaki klasik sanatı izleyen resim ve mimarlık üslubu

    Barok; dağınık, yüklü, şişkin biçimlerin aşırı ölçüde yığılmasıyla kendini gösterir.

  • Batı edebiyatlarında dengeden çok harekete, düşünceden çok duyuma, biçimlerin serbestçe yaratılmasından duyulan coşkuya önem veren, abartmalı, etkileyici, çelişkiden çekinmeyen edebiyat akımı

    Mamafih, bütün şiirimde şekil bakımından bir çeşit barok hâlâ hükmünü sürdürüyordu. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: barok müzik

DURAK

[isim]

  • Tren, tramvay, otobüs, minibüs vb. genel taşıtların durmak zorunda olduğu veya durabileceği yer

    İlk durakta otobüsten atlayarak geriye döndüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Çok sayıda taksinin bir arada çalıştığı ve bağlı olduğu işletme
  • Kısa bir süre konaklanacak, durulacak yer

    Sonraki durağımız sebzeci Mecit'in dükkânıydı. - Ayşe Kulin

[dil bilgisi]

  • Konuşmada, anlamın gerektirdiği biçimde kelimeler arasındaki ses kesintisi

[edebiyat]

  • Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde ölçü kalıpları içindeki durma yerleri

[müzik]

  • Bir ölçü uzunluğunda susma

[eskimiş]

  • Cümle sonundaki nokta

Birleşik Kelimeler: dolmuş durağı, emniyet durağı

KOBRA (Kelime Kökeni: Fransızca cobra)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kobragillerden, Afrika ve Asya'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, çok zehirli, kızıl, esmer ve sarı renklerde bir tür yılan, gözlüklü yılan, Hint kobrası (Naja)

    Kocasının kolu beline bir kobra gibi dolanmış, ince kaburgalarını birbirine geçirecek gibi sıkıyordu. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: Hint kobrası

KADRO (Kelime Kökeni: İtalyanca quadro)

[isim]

  • Bir kamu kuruluşunun, bir işletmenin, denetim veya yönlendirme işlerini gerçekleştirenler ve bunların taşıdığı ödev, yetki ve sorumlulukların hepsi

    Bir disiplin kadrosu içinde anonim kalmak Türk gençlerinin hoşuna gitmez. - Falih Rıfkı Atay

  • Bu kişi ve sorumlulukları sayı, nitelik ve aşamalarıyla gösteren çizelge
  • Bu çizelgedeki yer

    Sekizinci topçu alayı kadrosunun büyük kısmı alaylı idi. - Falih Rıfkı Atay

  • Bisiklet ve motosiklette iskeleti oluşturan metal bölüm
  • Bir işte görev alan kişi veya kişiler, ekip

Birleşik Kelimeler: torba kadro, kelime kadrosu, oyuncu kadrosu, yazı kadrosu

MORUK (Kelime Kökeni: Ermenice)

[isim]

[argo]

  • Gençlere göre yaşlı anne, baba

    Bizim moruk ertesi güne devrisi der de ondan dilim alışmış. - Sait Faik Abasıyanık

  • Yaşlı erkek

OKUMA

[isim]

  • Okumak işi, kıraat

    Okuması vardı, yazması azdı. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okumayı sökmek

Birleşik Kelimeler: okuma bayramı, okuma günü, okuma kitabı, okuma saati, okuma vakti, okuma yazma, okuma yitimi, sesli okuma, sessiz okuma, dikiş okuması

ARKOZ (Kelime Kökeni: Fransızca arkose)

[isim]

[jeoloji]

  • Birleşiminde feldspat bulunan, kum taşı türünden bir tortul kayaç

    Değirmen taşları sert arkozdan yapılır.

BORUK

[isim]

[bitki bilimi]

  • Dağlarda yetişen, kokulu, süpürge ve yakacak olarak kullanılan bir tür ot