BOZACILIK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
BOZACILIK harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli BOZACILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BICI11,
ALIK
-
Sersem olan, budala, ebleh
Sen ne alık herifsin be? Beni duyuyor musun? - Nazım Hikmet
Birleşik Kelimeler: alık salık
AKIL (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳl)
- Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us
-
Öğüt, salık verilen yol
Bu aklı size kim verdi.
-
Düşünce, kanı
Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! - Ahmet Kutsi Tecer
-
Bellek
Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. - Cahit Sıtkı Tarancı
Ata Sözleri ve Deyimler
- akıl akıldan üstündür
- akıl akıl, gel çengele takıl
- akıl alır gibi değil
- akıl almak
- akıl almamak
- akıl bırakmamak
- akılda kalmak
- akıldan çıkarmak
- akıldan çıkmak
- akıl danışmak
- akılda tutmak
- akıl durdurmak
- akıl erdirememek (veya ermemek)
- akıl erdirmek
- akıl ermek
- akıl etmek
- akıl havsala almamak
- akıl için yol (veya tarik) birdir
- akıl işi değil
- akıl kişiye sermayedir
- akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi akılını almış (veya akıllar gelin olmuş, herkes kendininkini beğenmiş)
- akıl öğretmek
- akıl para ile satılmaz
- akıl sır ermemek
- akıl terelelli (olmak)
- akıl var, izan (veya mantık veya yakın) var
- akıl vermek
- akıl yaşta değil baştadır
- akıl yürütmek
- akla (veya akıllara) durgunluk (veya şaşkınlık) vermek
- akla fenalık vermek
- akla gelmek
- akla gelmemek
- akla gelmeyen başa gelir
- akla hayale gelmemek
- akla sığar gibi
- akla sığmamak
- aklı almamak
- aklı başa yaş getirir
- aklı başına gelmek
- aklı başından gitmek
- aklı başka yerde olmak
- aklı bir (veya beş) karış yukarıda (veya havada) olmak
- aklı bir yerde olmak
- aklı bokuna karışmak
- aklı çıkmak
- aklı dağılmak
- aklı durmak
- aklı ermek
- aklı fikri bir şeyde olmak
- aklı gitmek
- aklı kalmak
- aklı karışmak
- aklı kesmek
- aklı kesmemek
- aklıma gelen başıma geldi
- aklına bir şey gelmek
- aklına bir şey gelmesin
- aklına düşmek
- aklına esmek
- aklına geleni işleme, her ağacı taşlama
- aklına geleni söylemek
- aklına geleni yapmak
- aklına gelmek
- aklına getirmek
- aklına getirmek
- aklına koymak
- aklına koymak
- aklına mukayyet olmak
- aklına sığdırmak
- aklına sığmamak
- aklına şaşayım (veya şaşarım)
- aklına takmak
- aklına turp sıkayım
- aklına tüküreyim
- aklına uymak
- aklına yatmak
- aklına yelken etmek
- aklında kalmak
- aklından çıkarmamak
- aklından çıkmak
- aklından geçirmek
- aklından geçmek
- aklından zoru olmak
- aklında olsun (veya kalsın!)
- aklında tutmak
- aklını (bir şeyle) bozmak
- aklını başına almak (veya toplamak veya devşirmek)
- aklını başından almak
- aklını başka yere vermek
- aklını çalmak
- aklını çelmek
- aklını devşirmek
- aklını kaçırmak
- aklını karıştırmak
- aklını kullanmak
- aklının ayarını bozmak
- aklının bir köşesine yazmak
- aklının köşesinden geçmemek
- aklının terazisi bozulmak
- aklının ucundan bile geçirmemek
- aklını oynatmak
- aklını peynir ekmekle yemek
- aklını şaşırmak
- aklını takmak
- aklını yormak
- aklınla bin yaşa
- aklın süzgecinden geçirmek
- aklın yolu birdir
- aklı sonradan gelmek
- aklı takılmak
- aklı yatmak
- aklı zıvanadan çıkmak
Birleşik Kelimeler: akılalmaz, akıl defteri, akıl dışı, akıl dişi, akıl doktoru, akıl hastanesi, akıl hastası, akıl hocası, akıl kârı, akıl kethüdası, akıl kumkuması, akıl kutusu, akıl küpü, akıl zayıflığı, akıldan yoksun, akıllara seza, akıllara şifa, akıllara zarar, akıllara ziyan, koyma akıl, oyma akıl, akla yakın, akla yatkın, akla zarar, akla ziyan, aklı başında, aklıevvel, aklı kıt, aklıselim, aklı sıra, aklı tam ayar, aklı yetik
AKLI
-
Beyazı bulunan, beyaz renkli
Arabacı, içkinin söndürdüğü fersiz, kabarık, aklı gözlerini kızın yüzüne yanaştırarak fısıldadı. - Peyami Safa
Birleşik Kelimeler: aklı karalı
KOLA (Kelime Kökeni: İtalyanca colla)
- Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
- Kâğıt veya bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı
-
Kolalama
Zaten bu devirde kola, ütü bir evin baş işlerindendir. - Refik Halit Karay
- Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki (Cola acuminata)
- Bu bitkinin yaprağından çıkarılan kokulu bir maddeyle kokulandırılan ve içine şeker, karbonat katılarak yapılan içecek
Birleşik Kelimeler: kola cevizi
ILIK
-
Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak
Galip ıssız bir gece içinde, ılık bir bahçede, bir havuz kenarında yanan bir meşaledir. - Asaf Halet Çelebi
BLOK (Kelime Kökeni: Fransızca bloc)
- Kocaman ve ağır kitle
-
Birden çok bölümü bir araya getirilmiş olan, bir bütün oluşturan
Blok ders.
-
Politik çıkarları sebebiyle birlik kuran devletler topluluğu
Batı Bloku. Doğu Bloku.
- İçine resim veya yazı kâğıtları konulan karton kap
-
Yapı adası
Yıkıntıların ortasında blok hâlinde yükselen yeni apartmanlara uzun uzun baktı. - Haldun Taner
- Voleybolda, file üstünde karşı oyuncunun topu sert vururken önünde iki veya üç kişinin elleri ile oluşturdukları perde
Ata Sözleri ve Deyimler
- blok yapmak
Birleşik Kelimeler: blok flüt, blok inşaat, bloknot, Batı Bloku, Doğu Bloku
BALO (Kelime Kökeni: İtalyanca ballo)
-
Danslı ve özel giysili gece eğlencesi
Artık çok durmamış, yanındaki hanımla birlikte balodan çıkmış. - Mahmut Yesari
Ata Sözleri ve Deyimler
- balo vermek
Birleşik Kelimeler: maskeli balo, kıyafet balosu
BAKI
-
Özellikle dağlık yörelerde bir yamacın güneş ışınlarına, güneye veya kuzeye karşı konumunu belirleyen, bunun sonucu olarak da doğal şartlarını tespit eden durumu
Bu dağın bakısı güneye doğrudur.
- Denetleme
- Fal
AZIK
-
Gereken yiyecek ve içecek şeyler, nevale
Kimi azık torbasını, kimi yanındakinin kaba budunu yastık yapmıştı kafasına. - Reşat Enis
Birleşik Kelimeler: yol azığı
AZOL (Kelime Kökeni: Fransızca azole)
- Heterosiklik birleşiklerin önemli bir sınıfı
KOZA (Kelime Kökeni: Farsça ġūze)
-
İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak, kozalak
Pamuk kozası. İpek kozası.
- İpek böceğinin ördüğü ve içine kapandığı korunak
Ata Sözleri ve Deyimler
- koza çekmek
- kozasına çekilmek
KOCA
-
Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç
Bütün kadınlar gibi aklınca bu yolla kocasını zevksizlikle suçluyordu. - Ayla Kutlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- koca bulmak
- kocaya gitmek
- kocaya kaçmak
- kocaya varmak
- kocaya vermek
Birleşik Kelimeler: kara koca, karı koca
-
Büyük, geniş
Uyandığım zaman koca bir karaltı vardı önümüzde. - Azra Erhat
-
Kocaman, iri
Koca kafa.
- Yaşlı, ihtiyar, pir
- Yüksek
- Büyük, ulu
Birleşik Kelimeler: kocabaş, kocabaşı, koca bebek, kocakarı, koca koca, koca kuşluk, kocaoğlan, koca yemiş
KAZI
- Bir yeri kazma işi, hafriyat
- Yer altındaki tarihsel değeri olan şeyleri, yapıları ortaya çıkarmak amacıyla arkeologlarca toprağın belli kurallara ve yöntemlere göre kazılması, araştırılması
- Hak (II)
Birleşik Kelimeler: kazı bilimi, kurtarma kazısı, temel kazısı
LOCA (Kelime Kökeni: İtalyanca loggia)
-
Tiyatro, sinema vb. eğlence yerlerinde veya parlamento salonlarında özel bölme
Gittim, bir hışımla locanın kapısını açtım. - Nazım Hikmet
- Masonluk bölümlerinden her biri
Birleşik Kelimeler: mason locası, şeref locası
OCAK
-
Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer
Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar. - Halikarnas Balıkçısı
-
Şömine
Ocağın önünde oturup acayip bir dikkatle odunların yanışına bakar. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet
Anlaşılan çamaşırcı giderken ocağı tam söndürmemiş olacak. - Haldun Taner
-
Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer
Konuşmalar iyice kızışmaya başladığı vakit kahve ocağının önünde görünür. - Salâh Birsel
-
Yer üstünde veya yer altında cevher çıkarılan yer
Mermer ocağı. Kömür ocağı.
-
Bahçelerde veya bostanlarda her tür meyve ve sebze tohumu veya fidesinin dikimi için ayrılmış toprak çukuru
Mustafa, arkasına güçlü kuvvetli bir kadın takmış, üç evleğine çizgiler, ocaklar açıyordu. - Sait Faik Abasıyanık
-
Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer
Başlangıçtan beri burası bir vatansever ocağı idi. - Falih Rıfkı Atay
-
Yılın birinci ayı, kânunusani
Ocak ayını sevmem, oldum olası. - Burhan Felek
- Yeniçeri teşkilatını oluşturan odalardan her biri
-
Ev, aile, soy
Henüz temelleri atılmayan kendi ocağım kurulmadan yıkılmıştı. - Aka Gündüz
- Halk hekimliğinde bir önceki kuşaktan el verme suretiyle aktarılan bilgileri kullanarak belirli bir şikâyeti veya hastalığı iyileştirdiğine inanılan aile
Ata Sözleri ve Deyimler
- ocağı batmak
- ocağı kör kalmak
- ocağına düşmek
- ocağına incir (veya darı) dikmek (veya ekmek)
- ocağını yeşertmek
- ocağı sönmek
- ocağı tütmek
Birleşik Kelimeler: ocakbaşı, ocakeşeği, ocak kaşı, ocak katı, ocak taşı, kör ocak, od ocak, acemi ocağı, aile ocağı, asker ocağı, aş ocağı, baba ocağı, bostancı ocağı, çay ocağı, deprem ocağı, elektrik ocağı, gaz ocağı, humbara ocağı, ispirto ocağı, kahve ocağı, kireç ocağı, kum ocağı, maden ocağı, parti ocağı, sağlık ocağı, taş ocağı