BOYUTSUZLUK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BOYUTSUZLUK harflerini içeren 5 harfli 34 kelime bulunuyor. 5 harfli BOYUTSUZLUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BUZLU12, BUZUL12, BOZUK12, BUYOT11, BOYUT11, BOYLU11, OTSUZ11, TUZSU11, SUYUK10, SOYUT10, SOYLU10, TOKUZ10, TUZLU10, TOZLU10, UZLUK10, BOKLU9, BUTLU9, BULUT9, KUYTU9, KOYUT9, LOBUT9, SUOKU9, UYLUK9, YOLUK9, KOLSU8, LOTUS8, OTSUL8, SOLUK8, SULUK8, SUKUT8, KUTLU7, OTLUK7, TOKLU7, TULUK7

KUTLU

[sıfat]

  • Uğurlu

    İşte akşam oldu, bizim artık her yer / Doldur kutlu ellerinle kadehimi - Ahmet Muhip Dranas

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kutlu gün doğuşundan bellidir
  • kutlu olsun

OTLUK

[isim]

  • Otu bol olan yer
  • Kış için kurutulmuş ot yığını
  • Ot konulan yer

TOKLU

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Bir yıllık kuzu

TULUK

[isim]

[halk ağzında]

  • Tulum

    Kar tuluğundan çıkarılıp sıcak yapağıya sarıldığı zaman Adil Gazi biraz konuşabiliyordu. - Nezihe Araz

KOLSU

[sıfat]

  • Kolu andıran, kola benzeyen, kol gibi

Birleşik Kelimeler: kolsu ayaklılar

LOTUS (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Nilüfer cinsinden birçok bitkiye verilen genel ad

OTSUL

[sıfat]

[bitki bilimi]

  • Otsu

SOLUK

[isim]

  • Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes

    Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. - Reşat Nuri Güntekin

  • Ciğerlere hava alıp verme

[mecaz]

  • Tarz

    Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • soluğu (bir yerde) almak
  • soluğu kesilmek (veya tutulmak)
  • soluğunu kesmek
  • soluk aldırmamak
  • soluk almak

Birleşik Kelimeler: soluk almadan, soluk borusu, soluk darlığı, soluk kesici, soluk soluğa, gürsoluk, ses soluk, bir solukta

[sıfat]

  • Rengi atmış olan, solmuş, uçuk

    General, soluk dudaklarını parmaklarının arasına alarak acı acı gülüyor. - Esat Mahmut Karakurt

  • Parlaklığını, gücünü yitirmiş (ışık)

    Bahçeye, kafeslerden elenen soluk bir ışık vurmuş. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Rengi kaybolmuş, matlaşmış (nesne)

Birleşik Kelimeler: soluk benizli

SULUK

[isim]

  • Öğrencilerin okula su götürdükleri kap
  • Kuş kafeslerinde su konan kap
  • Tavukların su gereksinimlerini karşılamak üzere uzun, yuvarlak, küçük çanak veya damlalıklı biçimlerde değişik malzemeden yapılmış yarı otomatik veya otomatik düzen
  • Büyükbaş hayvanların barındığı yerlerde su içmelerini kolaylaştıran küçük tekne veya havuz

    Ahırlarda her iki hayvandan birine suluk yapılması gerektiği de vurgulanmış. - Tarık Dursun K.

[spor]

  • Yarışçıların su, glikozlu su, çay veya meyve suyu koymalarına yarayan kap

[tıp]

  • Küçük çocukların başlarında, yer yer saç dökülmesi ve kabartılarla beliren bir deri hastalığı

[halk ağzında]

  • Oda içinde yıkanmak için ayrılmış küçük yer, gusülhane

Birleşik Kelimeler: suluk zinciri

SUKUT (Kelime Kökeni: Arapça suḳūṭ)

[isim]

[eskimiş]

  • Düşme

    Bu davanın sukutunu talep ederim. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sukut etmek

Birleşik Kelimeler: sukutuhayal

BOKLU

[sıfat]

  • Boku olan
  • Pis

BUTLU

[sıfat]

  • Budu olan

Birleşik Kelimeler: etli butlu

BULUT

[isim]

  • Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığın

    Mavi maviydi gökyüzü / Bulutlar beyaz beyazdı / Boşluğu ve üzüntüsü / İçinde ne garip bir yazdı - Ahmet Hamdi Tanpınar

  • Herhangi bir şeyden oluşan yoğun yığın

    Ortalık sarı bir toz bulutu içinde. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • Keder, endişe

    Gazi'nin şen çehresi üstünden ciddi bir düşüncenin bulutu geçer gibi oldu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bulut gibi
  • bulut olmak
  • buluttan nem kapmak

Birleşik Kelimeler: karabulut, kara bulut, katman bulut, kızgın bulut, küme bulut, saçak bulut, sedefsi bulut, yığın bulut, toz bulutu, yağmur bulutu

KUYTU

[sıfat]

  • Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer)

    Kahvenin kuytu bir köşesinde bağıra bağıra konuşuyorlardı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Uğrak olmayan, içerlek, sapa (yer)

    Dükkân kuytu yerde olduğundan işlemiyor.

  • Güneş ışığı veya rüzgâr almayan (yer)

KOYUT

[isim]

[matematik]

[mantık]

  • Ön doğru