BOYSUZ ile Oluşan Kelimeler (BOYSUZ Kelime Türetme)
BOYSUZ harflerinden oluşan 13 kelime bulunuyor. BOYSUZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Boysuz kelimesinin anlamı nedir? Boysuz ile başlayan kelimeler. İçinde boysuz olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
BOYSUZ16
3 Harfli Kelimeler
BOZ9, BUZ9, YOZ9, BOY8, UZO8, SOY7
2 Harfli Kelimeler
UZ6, BU5, OY5, YO5, SU4, US4
SU
- Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab
-
Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu
Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı. - Falih Rıfkı Atay
-
Meyve, sebze vb.nin sıkılmasıyla elde edilen sıvı
Portakal suyu. Domates suyu.
-
Bazı kokulu yaprak veya çiçeklerin imbikten çekilmesiyle elde edilen kokulu sıvı
Çiçek suyu. Gül suyu.
-
Yemeğin sıvı bölümü
Belki de iki bardak turşu suyu içecek. - Sait Faik Abasıyanık
-
Kez
Meyveleri iki su yıka.
-
Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik
Bu bıçağın suyunu iyi vermemişler.
Ata Sözleri ve Deyimler
- su almak
- su basmak
- su çekmek
- sudan çıkmış balığa dönmek
- sudan geçirmek
- suda pişmiş
- su dökmek
- su dökünmek
- su etmek
- su gelmek
- su gibi
- su gibi akmak
- su gibi aziz ol!
- su gibi bilmek (veya okumak)
- su gibi ezberlemek
- su gibi gitmek
- su gibi olmak
- su gibi terlemek
- su görmemiş
- su götürür yeri olmamak
- su içinde
- su içinde kalmak
- su iktiza etmek
- su kaçırmak
- su kapmak
- su katılmamış
- su kesmek
- su koyuvermek
- su küçüğün, söz (veya sofra veya yemek) büyüğün
- sular kararmak
- sular seller gibi
- su sabun görmemek
- su uyur, düşman uyumaz
- su vermek
- suya düşmek
- suya göstermek
- suya götürüp susuz getirmek
- su yapmak
- suya sabuna dokunmamak
- suya salmak
- suyu baştan (veya başından) kesmek
- suyu çıkmak
- suyu getiren de bir, testiyi kıran da
- suyu görünce teyemmüm bozulur
- suyu ısınmak (veya kaynamak)
- suyu kesilmiş değirmene dönmek
- suyu mu çıktı?
- suyuna gitmek
- suyun akıntısına gitmek
- suyuna tirit
- suyun başı
- suyunca gitmek
- suyu nereden geliyor?
- suyunu almak
- suyunu çekmek
- suyunun suyu
- suyu seli kalmamak
- su yürümek
- su yüzü görmemiş
- su yüzüne (veya üstüne) çıkmak
- su yüzüne çıkmak
Birleşik Kelimeler: su akrebi, su altı, su askıları, su aygırı, su baldıranı, su bardağı, subasar, su basıncı, su baskını, su bidonu, su bilgisi, su bilimi, su biti, su bitkileri, su bombası, su borusu, su boyası, su böceği, su bölümü çizgisi, su böreği, su cenderesi, su çıkrığı, suçiçeği, su çulluğu, su damarı, su değirmeni, su deposu, su dolabı, su düzeyi, sugötürmez, su hattı, su ısıtıcısı, suibriği, su kabağı, su kabı, su kamışı, su karanfili, su kayağı, su kaybı, su kaydırağı, su keleri, su kemeri, su kesesi, su kesimi, su keteni, su kızağı, su kireci, su korkusu, su küre, su mantarları, su mercimeği, su mermeri, su muhallebisi, su nanesi, suoku, suölçer, su örümceği, su parkı, superisi, su piresi, su rezenesi, su saati, su samuru, susarımsağı, su sarnıcı, su sayacı, su seviyesi, su sığırı, su sineği, suşeridi, su tabakası, su tankeri, su tası, su taşkını, su tavuğu, su tedavisi, su terazisi, su teresi, su testisi, su topu, su tulumbası, su türbini, su ürünleri, su yatağı, su yelvesi, su yılanı, suyolu, su yolu, su yoncası, su yosunu, su yuvarı, sudan ucuz, acı su, ağır su, akarsu, aksu, atık su, bağlı su, basınçlı su, bengi su, iç su, kaba su, karasu, kara su, küllü su, oksijenli su, öz su, pis su, serbest su, sert su, tatlı su, tazyikli su, yumuşak su, havadan sudan, altın suyu, arpa suyu, bel suyu, besi suyu, bulaşık suyu, cam suyu, can suyu, çamaşır suyu, çiçek suyu, çilek suyu, deniz suyu, dirim suyu, domates suyu, dümen suyu, elma suyu, er suyu, et suyu, gül suyu, ham besi suyu, havuç suyu, ıslatma suyu, içme suyu, imamsuyu, katran suyu, kaya suyu, kaynak suyu, kenar suyu, kibrit suyu, kireç suyu, koruk suyu, kuyu suyu, limon suyu, maden suyu, memba suyu, meyve suyu, nane suyu, portakal suyu, saf su, safra suyu, şalgam suyu, tavuk suyu, turşu suyu, üzüm suyu, vişne suyu, yüzsuyu, zemzem suyu, kara suları, yer altı suları
- Sutaş
US
-
Akıl
Usa ve gerçeğe uygun anlatışlara kulak verenin olmadığı görüldü. - Halikarnas Balıkçısı
Ata Sözleri ve Deyimler
- usuna getirmek
Birleşik Kelimeler: us dışı, us pahası, usa vurma
BU
-
Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz
Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit
-
En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz
Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden
Ata Sözleri ve Deyimler
- bu abdestle daha çok namaz kılınır
- bu denli
- bu kadar
- bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
- bu minval üzere
- buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
- bunda bir iş var
- bundan
- bundan iyisi can sağlığı
- bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
- bu sıcağa kar mı dayanır?
- bu yana
Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu
OY
- Bir toplantıya katılanların, bir sorunla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey
- Bu tercihi belirten işaret, söz veya yazı
- Seçimlerde kişinin herhangi bir aday veya partiye ait yaptığı tercih
Ata Sözleri ve Deyimler
- oya koymak (veya sunmak)
- oy vermek (veya kullanmak)
Birleşik Kelimeler: oy birliği, oy çokluğu, oy hakkı, oy kâğıdı, oy pusulası, oy sandığı, açık oy, beyaz oy, gizli oy, işari oy, karşı oy, kırmızı oy, yeşil oy, güvenoyu, halkoyu, kamuoyu
- Çeşitli duyguları anlatmak için kullanılan bir seslenme sözü
YO
-
`Hayır` anlamında kullanılan bir söz
Dün bize geldiniz mi? -Yo.
- `Yapmam, istemem, kabul etmem` anlamında kullanılan bir itiraz sözü
-
`Sakın` anlamında kullanılan bir uyarma sözü
Yoo, güvercinlerime dokunmayınız, dedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
UZ
- İyi, güzel
- İşe yatkın, becerikli, mahir
Birleşik Kelimeler: eli uz
- Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz
Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim
SOY
-
Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, köken, sülale
Bizler hadi neyse, böyle biraz gülünç bir adamın hafif adına katlanalım ama yarın bizim soyumuzdan kimlerin yetişeceğini kim bilir. - Memduh Şevket Esendal
- Cins, tür, çeşit
- İyi ve üstün nitelikleri bulunan
-
Manzum söz
Boy boyladı, soy soyladı. - Dede Korkut
Ata Sözleri ve Deyimler
- soya çekmek
- soydur çeker, boktur kokar
Birleşik Kelimeler: soyadı, soyağacı, soy gazlar, soy ismi, soykırım, soy kütüğü, soy oluş, soy sop, soy yapısı, soya çekim, köpek soyu
BOY
-
Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık
Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi. - Ömer Seyfettin
-
Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, en, genişlik karşıtı
Kitabın boyu. Tablonun boyu.
-
Uzunluk
Yılanın boyu.
-
Kumaş için ölçü
Bu elbiseye iki boy yeter.
Ata Sözleri ve Deyimler
- boya çekmek
- boy almak (veya sürmek)
- boy atmak
- boy göstermek
- boy ölçüşmek
- boyu bacadan mı aştı?
- boyu beraber
- boyu boyuna, huyu huyuna
- boyu devrilsin (veya devrilesi)
- boyuma göre (veya boyumca) boy buldum, huyuma göre (veya huyumca) huy bulamadım
- boyun bir karış uzadı
- boyunu aşmak
- boyunun ölçüsünü almak
- boy vermek
Birleşik Kelimeler: boy abdesti, boy aynası, boy bos, boy boy, boy menteşe, boy otu, boydan boya, battal boy, bir boy, büyük boy, küçük boy, orta boy, yarım boy, adam boyu, dalga boyu, deniz boyu, diz boyu, gün boyu, hayat boyu, hudut boyu, kordon boyu, minare boyu, ömür boyu, palamar boyu, sahil boyu, sınır boyu, yalı boyu, yaşam boyu, yol boyu, enine boyuna
-
Ortak bir atadan türediklerine inanılan toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerkil, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk, kabile, klan
Türk boyları birbirlerini kardeş tanıyorlar. - Orhan Seyfi Orhon
Birleşik Kelimeler: boy beyi
- `Özlü, güzel sözler söyledi` anlamında kullanılan boy boyladı, soy soyladı özlü sözünde geçen bir söz
UZO (Kelime Kökeni: Rumca)
- Yunan rakısı
BOZ
- Açık toprak rengi
- Kül rengi, gri
- Bu renklerde olan
- Açılmamış, sürülmemiş (toprak)
Birleşik Kelimeler: bozayı, bozbakkal, boz bulanık, bozdoğan, bozgeven, boz madde, bozördek, boz yel, bozyürük
BUZ
-
Donarak katı duruma gelmiş su
Hep kar yağmıştı, her yer buzdu. - Tarık Dursun K.
-
Çok soğuk bir etki uyandıran (şey veya kimse)
Bu romanın neresini beğendiniz? Buz!
Ata Sözleri ve Deyimler
- buz bağlamak
- buz gibi
- buz gibi soğumak
- buz kesilmek
- buz kesmek
- buzlar çözülmek
- buz tutmak
- buz üstüne yazı yazmak
Birleşik Kelimeler: buzçözer, buz dağı, buz dansı, buz demiri, buzdolabı, buz duvarı, buzhane, buz hokeyi, buz ışığı, buz kalıbı, buz kayığı, buzkıran, buz pateni, buz serabı, buz sisi, buz torbası, buz yalağı, deniz buzu
YOZ
-
Doğada olduğu gibi kalarak işlenmemiş olan
Yoz toprak. Yoz bitki.
-
Kaba, adi, bayağı
Yoz adam.
- Yozlaşmış, dejenere
- Kısır
-
Davar sürüsü
Yozların Karataş Dağı'na çıkar / Orada tavlanır, malların Üyük - Âşık Ali İzzet
BOYSUZ
- Benzerleri arasında boyu kısa olan