BOYNUZLUGİLLER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
BOYNUZLUGİLLER harflerini içeren 5 harfli 69 kelime bulunuyor. 5 harfli BOYNUZLUGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BEZGİ14,
EROİN (Kelime Kökeni: Fransızca héroïne)
-
Morfinden kimyasal yolla elde edilen uyuşturucu bir madde
Ama kısa süre sonra üzerinde eroinle ele geçmiş. - Ahmet Ümit
OLEİN (Kelime Kökeni: Fransızca oléine)
- Sıvı yağlarda ve margarinlerde bulunan oleik asidin bir esteri
BİNER
- Bin sayısının üleştirme sayı sıfatı
- Her birine bin, her defasında bini bir arada olan
BELLİ
-
Beli olan
Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin? - Nezihe Araz
Birleşik Kelimeler: karınca belli
-
Bilinmedik bir yanı olmayan, malum
Hâlimiz, vaktimiz sizce belli. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
-
Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr
Bu azade insanlarda her türlü adiliklerden uzak bir efendilik olduğu ne kadar da bellidir. - Asaf Halet Çelebi
-
Belirli, muayyen
Bu oyun çok kısa, belli bir temsil süresi doldurmuyor. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- belli etmek
- belli olmak
Birleşik Kelimeler: belli başlı, belli belirsiz
BENLİ
-
Ben (I) bulunan
Tılsımı çözmek için kadının sırtı benli olmalı imiş. - Sait Faik Abasıyanık
Birleşik Kelimeler: püskürme benli
BERİL (Kelime Kökeni: Fransızca béryl)
- Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat
ERBİN (Kelime Kökeni: Fransızca erbine)
- Erbiyum oksit (Er2O3) veya erbiyum hidroksit, Er(OH)2
LİBRE (Kelime Kökeni: İtalyanca libbra)
- Yarım kilogramlık bir ağırlık ölçü birimi
LEYLİ (Kelime Kökeni: Arapça leylī)
-
Yatılı
Orada Amerikan mektebine leyli verdi. - Peyami Safa
-
Geceye özgü
Kadınlar orada güzel, ince, saf, leylidir. - Ahmet Haşim
Birleşik Kelimeler: leyli meccani
NURLU
-
Aydınlık, ışıklı, parlak
Mehtap bize bir nurlu avize gibi gelirdi. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Saygı uyandıran
YELİN
- İnek, manda, koyun vb. hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü
YELLİ
-
Yeli çok olan, rüzgârlı
Yelli bir tepe.
- Çok yellenen
- İşveli, fıkırdak
YENLİ
-
Yenleri olan
Geniş yenli gömlek.
YERLİ
-
Taşınamayan, başka yere götürülemeyen
Yerli dolap. Yerli sedir.
-
Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan
Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
-
Belli bir bölgede yetişen, otokton
Yerli muz. Yerli meyve.
- Bir yerin ilk sakini olan, otokton
-
Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan
Daha önceki gidişinde kendini yerli halka sevdirmişti. - Eflâtun Cem Güney
- Amerika, Avustralya ve Afrika'nın uygarlıktan uzak, ilkel biçimde yaşayan kimi halklarına verilen ad
Birleşik Kelimeler: yerli dolap, yerli malı, yerli yerinde, yerli yerine, yerli yersiz, baba yerli
BİRUN (Kelime Kökeni: Farsça bīrūn)
- Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm