BOYNUZLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler
BOYNUZLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 32 kelime bulunuyor. 8 harfli BOYNUZLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BOZUŞMAK19,
BOKLANMA
- Boklanmak durumu
BUNALMAK
-
Soluk alması güçleşmek
Hoca bu son sözleri söylerken havasızlıktan bunalıyor gibi başını tavana kaldırıyor. - Reşat Nuri Güntekin
-
Çok sıkılmak, çok tedirgin olmak
Geçenlerde yeni çıkan uzunca bir şiirini okuyuncaya kadar bunaldım. - Necati Cumalı
BULANMAK
-
Bulama işine konu olmak, her yanı bir şeyle kaplanmak
Parfüme bulanmış bir ter, boyalı suratlarından buharlaşıyor. - Attila İlhan
-
Duruluğunu yitirmek
Havuz bulandı.
-
Parlaklığını ve açıklığını yitirmek
Hava bulandı.
- Mide bulantısı olmak
- Karışmak
OYLANMAK
-
Oylama işi yapılmak
Bakanlar Kurulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır. - Anayasa
YOKLANMA
-
Yoklanmak işi
Roman, bu sav sözleri doğrulayacak kara bir ortamın yoklanması sayılabilir. - Selim İleri
NAKŞOLMA
-
Nakşolmak işi
Hafızalara nakşolması lazım gelen mucizeler bile unutuluyor. - Abdülhak Şinasi Hisar
YONULMAK
- Yontulmak
YOLUNMAK
-
Yolma işi yapılmak, çekilip koparılmak
Kaşları tıraş edilmiş yahut yolunmuş, yerine hilal kaşlar kalemle çekilmiş. - Memduh Şevket Esendal
- Çok kederlenerek çırpınmak
ZONKLAMA
-
Zonklamak işi
Sabahleyin uyanır uyanmaz, ani bir diş zonklaması gibi bir şey duydum içimde. - Necip Fazıl Kısakürek
BOYANMAK
-
Boyama işi yapılmak
Pencerelerin camları beyaz yağlı boya ile boyanmış. - Adalet Ağaoğlu
-
Kendi kendini boyamak, yüzüne boya sürmek, makyaj yapmak
Kadın aşırı boyanmıştı, adamın yüzü solgundu. - Yusuf Atılgan
BOYLAMAK
-
İstemeyerek bir yere gitme durumunda kalmak
İkiniz de hapsi boylarsınız. - Attila İlhan
-
Düşmek
Ayağı kaydı, yeri boyladı.
-
Yükselmek, çıkmak
Fakat o doludizgin kırkı boylamış bir ateşle par par yanıyordu. - Reşat Nuri Güntekin
- Boy ve hacmine göre ayırmak
BOYLANMA
- Boylanmak işi
BULAŞKAN
- Bulaştığı yerden kolay temizlenemeyen, yapışkan
- Sataşma, kavga etme alışkanlığı olan
KAYBOLMA
- Kaybolmak işi
BOŞALMAK
-
Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek
Sınıf tamamen boşaldığında çıtı pıtı kadınla öğretmenin de onlarla birlikte gitmiş olduklarını fark etti. - Elif Şafak
- Dışarıya akmak, dökülmek
-
Gevşemek, açılmak
Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu. - Sait Faik Abasıyanık
-
Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak
Derdimle öyle dolmuş ki boşalmadan evine gidemeyecek. - Yusuf Ziya Ortaç
- Hayvan, bağından kurtulmak
- Doyuma ulaşmak