BOYNUZLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

BOYNUZLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 32 kelime bulunuyor. 8 harfli BOYNUZLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BOZUŞMAK19, BUZLAŞMA18, BAŞUZMAN18, YOZLAŞMA18, KAYBOLUŞ17, BOZULMAK16, BOZUNMAK16, UZLAŞMAK16, BOŞALMAK15, BOŞANMAK15, BOKLAŞMA15, BOŞLAMAK15, BUZLANMA15, BULAŞMAK15, BOZLAMAK15, OYNAŞMAK15, OYLAŞMAK15, UYLAŞMAK15, BOYANMAK14, BOYLAMAK14, BOYLANMA14, BULAŞKAN14, KAYBOLMA14, NAKŞOLMA13, YONULMAK13, YOLUNMAK13, ZONKLAMA13, BOKLANMA12, BUNALMAK12, BULANMAK12, OYLANMAK12, YOKLANMA12

BOKLANMA

[isim]

  • Boklanmak durumu

BUNALMAK

[nesnesiz]

  • Soluk alması güçleşmek

    Hoca bu son sözleri söylerken havasızlıktan bunalıyor gibi başını tavana kaldırıyor. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Çok sıkılmak, çok tedirgin olmak

    Geçenlerde yeni çıkan uzunca bir şiirini okuyuncaya kadar bunaldım. - Necati Cumalı

BULANMAK

[-e]

  • Bulama işine konu olmak, her yanı bir şeyle kaplanmak

    Parfüme bulanmış bir ter, boyalı suratlarından buharlaşıyor. - Attila İlhan

[nesnesiz]

  • Duruluğunu yitirmek

    Havuz bulandı.

[nesnesiz]

  • Parlaklığını ve açıklığını yitirmek

    Hava bulandı.

[nesnesiz]

  • Mide bulantısı olmak

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Karışmak

OYLANMAK

[nesnesiz]

  • Oylama işi yapılmak

    Bakanlar Kurulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır. - Anayasa

YOKLANMA

[isim]

  • Yoklanmak işi

    Roman, bu sav sözleri doğrulayacak kara bir ortamın yoklanması sayılabilir. - Selim İleri

NAKŞOLMA

[isim]

  • Nakşolmak işi

    Hafızalara nakşolması lazım gelen mucizeler bile unutuluyor. - Abdülhak Şinasi Hisar

YONULMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Yontulmak

YOLUNMAK

[nesnesiz]

  • Yolma işi yapılmak, çekilip koparılmak

    Kaşları tıraş edilmiş yahut yolunmuş, yerine hilal kaşlar kalemle çekilmiş. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Çok kederlenerek çırpınmak

ZONKLAMA

[isim]

  • Zonklamak işi

    Sabahleyin uyanır uyanmaz, ani bir diş zonklaması gibi bir şey duydum içimde. - Necip Fazıl Kısakürek

BOYANMAK

[nesnesiz]

  • Boyama işi yapılmak

    Pencerelerin camları beyaz yağlı boya ile boyanmış. - Adalet Ağaoğlu

  • Kendi kendini boyamak, yüzüne boya sürmek, makyaj yapmak

    Kadın aşırı boyanmıştı, adamın yüzü solgundu. - Yusuf Atılgan

BOYLAMAK

[-i]

  • İstemeyerek bir yere gitme durumunda kalmak

    İkiniz de hapsi boylarsınız. - Attila İlhan

  • Düşmek

    Ayağı kaydı, yeri boyladı.

  • Yükselmek, çıkmak

    Fakat o doludizgin kırkı boylamış bir ateşle par par yanıyordu. - Reşat Nuri Güntekin

  • Boy ve hacmine göre ayırmak

BOYLANMA

[isim]

  • Boylanmak işi

BULAŞKAN

[sıfat]

  • Bulaştığı yerden kolay temizlenemeyen, yapışkan

[mecaz]

  • Sataşma, kavga etme alışkanlığı olan

KAYBOLMA

[isim]

  • Kaybolmak işi

BOŞALMAK

[nesnesiz]

  • Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek

    Sınıf tamamen boşaldığında çıtı pıtı kadınla öğretmenin de onlarla birlikte gitmiş olduklarını fark etti. - Elif Şafak

  • Dışarıya akmak, dökülmek
  • Gevşemek, açılmak

    Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak

    Derdimle öyle dolmuş ki boşalmadan evine gidemeyecek. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Hayvan, bağından kurtulmak
  • Doyuma ulaşmak