BOYNUZ ile Oluşan Kelimeler (BOYNUZ Kelime Türetme)
BOYNUZ harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. BOYNUZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Boynuz kelimesinin anlamı nedir? Boynuz ile başlayan kelimeler. Boynuz ile biten kelimeler. İçinde boynuz olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
BOYNUZ15
5 Harfli Kelimeler
BOYUN11
4 Harfli Kelimeler
OYUN8
3 Harfli Kelimeler
BOZ9, BUZ9, YOZ9, BOY8, UZO8, BUN6
2 Harfli Kelimeler
UZ6, BU5, OY5, YO5, ON3, UN3
ON
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 10 ve X rakamlarının adı
- Dokuzdan bir artık
Ata Sözleri ve Deyimler
- on defa (veya kere)
- on parmağı boğazında olmak
- on parmağında on hüner (veya marifet) olmak
- on parmağında on kara
Birleşik Kelimeler: onaltılık, on ayaklılar, onbaşı, onbeşli, on binlerce, on binlik, onbiraylık, on birli, ondörtlük, onikiparmak bağırsağı, onikitelli, on milyonluk, on para, onsekiz, beşon, ayın on dördü
UN
- Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- un ufak etmek
- un ufak olmak
- ununu elemek, eleğini asmak
Birleşik Kelimeler: un çorbası, un helvası, esmer un, has un, özlü un, balık unu, buğday unu, et unu, galeta unu, kan unu, mısır unu, pirinç unu, soya unu, yulaf unu
BU
-
Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz
Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit
-
En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz
Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden
Ata Sözleri ve Deyimler
- bu abdestle daha çok namaz kılınır
- bu denli
- bu kadar
- bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
- bu minval üzere
- buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
- bunda bir iş var
- bundan
- bundan iyisi can sağlığı
- bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
- bu sıcağa kar mı dayanır?
- bu yana
Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu
OY
- Bir toplantıya katılanların, bir sorunla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey
- Bu tercihi belirten işaret, söz veya yazı
- Seçimlerde kişinin herhangi bir aday veya partiye ait yaptığı tercih
Ata Sözleri ve Deyimler
- oya koymak (veya sunmak)
- oy vermek (veya kullanmak)
Birleşik Kelimeler: oy birliği, oy çokluğu, oy hakkı, oy kâğıdı, oy pusulası, oy sandığı, açık oy, beyaz oy, gizli oy, işari oy, karşı oy, kırmızı oy, yeşil oy, güvenoyu, halkoyu, kamuoyu
- Çeşitli duyguları anlatmak için kullanılan bir seslenme sözü
YO
-
`Hayır` anlamında kullanılan bir söz
Dün bize geldiniz mi? -Yo.
- `Yapmam, istemem, kabul etmem` anlamında kullanılan bir itiraz sözü
-
`Sakın` anlamında kullanılan bir uyarma sözü
Yoo, güvercinlerime dokunmayınız, dedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
BUN
-
Sıkıntı
Soluğunu kesen acı, göğsünü sıkıştıran bun sancılarına benzemiyordu. - Attila İlhan
UZ
- İyi, güzel
- İşe yatkın, becerikli, mahir
Birleşik Kelimeler: eli uz
- Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz
Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim
OYUN
- Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence
- Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi
-
Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü
Zeybek oyunu.
- Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes
-
Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma
Olimpiyat oyunları. Akdeniz oyunları.
-
Şaşkınlık uyandırıcı hüner
Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu.
-
Kumar
Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. - Peyami Safa
- Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket
- Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç
-
Hile, düzen, desise, entrika
Atatürk hiçbir zaman onların oyununa kanmış değildir. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- oyuna çıkmak
- oyuna gelmek
- oyuna getirmek
- oyuna kurban gitmek
- oyun almak
- oyun bağlamak
- oyun bozmak
- oyun çıkarmak
- oyun dışı kalmak
- oyun etmek
- oyun kurmak
- oyun oynamak
- oyunu almak
- oyunun kurallarını bilmek
- oyun vermek
- oyun yapmak
Birleşik Kelimeler: oyun alanı, oyunbozan, oyun ebesi, oyun havası, oyun kâğıdı, oyun kurucu, oyun masası, oyun sahası, oyun salonu, oyun yazarı, destek oyun, dürüst oyun, eğitici oyun, eğitsel oyun, orta oyunu, öncü oyun, pastoral oyun, seyirlik oyun, sözsüz oyun, vurgu oyun, aralık oyunu, ayak oyunu, Bizans oyunu, borsa oyunu, cirit oyunu, çocuk oyunu, fincan oyunu, gölge oyunu, hapis oyunu, hava oyunu, hayal oyunu, kâğıt oyunu, kaşık oyunu, kelime oyunu, kılıç oyunu, köy oyunu, kukla oyunu, lades oyunu, misket oyunu, orta oyunu, peri oyunu, radyo oyunu, şans oyunu, takım oyunu, talih oyunu, televizyon oyunu, tuğla oyunu, yumruk oyunu, yüzük oyunu, halka oyunları
BOY
-
Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık
Boyu uzundu, yalnız biraz fazla semizdi. - Ömer Seyfettin
-
Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, en, genişlik karşıtı
Kitabın boyu. Tablonun boyu.
-
Uzunluk
Yılanın boyu.
-
Kumaş için ölçü
Bu elbiseye iki boy yeter.
Ata Sözleri ve Deyimler
- boya çekmek
- boy almak (veya sürmek)
- boy atmak
- boy göstermek
- boy ölçüşmek
- boyu bacadan mı aştı?
- boyu beraber
- boyu boyuna, huyu huyuna
- boyu devrilsin (veya devrilesi)
- boyuma göre (veya boyumca) boy buldum, huyuma göre (veya huyumca) huy bulamadım
- boyun bir karış uzadı
- boyunu aşmak
- boyunun ölçüsünü almak
- boy vermek
Birleşik Kelimeler: boy abdesti, boy aynası, boy bos, boy boy, boy menteşe, boy otu, boydan boya, battal boy, bir boy, büyük boy, küçük boy, orta boy, yarım boy, adam boyu, dalga boyu, deniz boyu, diz boyu, gün boyu, hayat boyu, hudut boyu, kordon boyu, minare boyu, ömür boyu, palamar boyu, sahil boyu, sınır boyu, yalı boyu, yaşam boyu, yol boyu, enine boyuna
-
Ortak bir atadan türediklerine inanılan toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerkil, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk, kabile, klan
Türk boyları birbirlerini kardeş tanıyorlar. - Orhan Seyfi Orhon
Birleşik Kelimeler: boy beyi
- `Özlü, güzel sözler söyledi` anlamında kullanılan boy boyladı, soy soyladı özlü sözünde geçen bir söz
UZO (Kelime Kökeni: Rumca)
- Yunan rakısı
BOZ
- Açık toprak rengi
- Kül rengi, gri
- Bu renklerde olan
- Açılmamış, sürülmemiş (toprak)
Birleşik Kelimeler: bozayı, bozbakkal, boz bulanık, bozdoğan, bozgeven, boz madde, bozördek, boz yel, bozyürük
BUZ
-
Donarak katı duruma gelmiş su
Hep kar yağmıştı, her yer buzdu. - Tarık Dursun K.
-
Çok soğuk bir etki uyandıran (şey veya kimse)
Bu romanın neresini beğendiniz? Buz!
Ata Sözleri ve Deyimler
- buz bağlamak
- buz gibi
- buz gibi soğumak
- buz kesilmek
- buz kesmek
- buzlar çözülmek
- buz tutmak
- buz üstüne yazı yazmak
Birleşik Kelimeler: buzçözer, buz dağı, buz dansı, buz demiri, buzdolabı, buz duvarı, buzhane, buz hokeyi, buz ışığı, buz kalıbı, buz kayığı, buzkıran, buz pateni, buz serabı, buz sisi, buz torbası, buz yalağı, deniz buzu
YOZ
-
Doğada olduğu gibi kalarak işlenmemiş olan
Yoz toprak. Yoz bitki.
-
Kaba, adi, bayağı
Yoz adam.
- Yozlaşmış, dejenere
- Kısır
-
Davar sürüsü
Yozların Karataş Dağı'na çıkar / Orada tavlanır, malların Üyük - Âşık Ali İzzet
BOYUN
-
Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi
Ellerini bu defa boynuna sıkıştırdığı beyaz peçeteye sildi. - Attila İlhan
- Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım
- Dağ sırtlarında geçmeye elverişli alçak yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- boynu altında kalsın!
- boynu armut sapına dönmek
- boynu kıldan ince olmak
- boynuna almak
- boynuna geçirmek
- boynunda kalmak
- boynunu kırmak
- boynunu uzatmak
- boynunu vurmak
- boyun (veya boynunu) bükmek
- boyun eğmek
- boyun kesmek
- boyun kırmak
- boyun olmak
- boyun vermek
Birleşik Kelimeler: boyun bağı, boyun borcu, boynu bükük, boynueğri, boynu eğri, basınç boynu, deveboynu, güvercinboynu
BOYNUZ
- Bazı hayvanların başında bulunan, tırnaksı bir maddeden, uzun, kıvrık veya çatallı korunma organı
-
Bu organdan yapılmış
Boynuz tarak.
- Kurşun borudan kol alma işleminde kullanılan demirden yapılmış alet
Ata Sözleri ve Deyimler
- boynuz çekmek
- boynuz dikmek (veya takmak veya takınmak veya taktırmak)
- boynuz eğmek
- boynuz isterken kulaktan olmak
- boynuz kulağı geçmek
- boynuz kulaktan sonra çıkar ama kulağı geçer
Birleşik Kelimeler: deliboynuz, keçiboynuzu, koçboynuzu