[isim]

• Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey

  Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim. - Peyami Safa

[mecaz]

• Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe

  Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Vatan borcu biter bitmez ordayım - Bekir Sıtkı Erdoğan

Ata Sözleri ve Deyimler

• borca almak
• borca batmak
• borca girmek
• borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek
• borcunu bilmek
• borcunu kapatmak
• borç almak
• borç altına girmek
• borç bini aşmak
• borç etmek (veya yapmak)
• borç gırtlağına çıkmak
• borç iyi güne kalmaz
• borç ödemekle (veya vermekle), yol yürümekle tükenir
• borçtan kurtulmak
• borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır
• borç vermekle, düşman vurmakla
• borç yemek
• borç yiğidin kamçısıdır
• borç yiyen kesesinden yer

[isim]

• Artvin iline bağlı ilçelerden biri

[sıfat]

• Borcu olan, borç almış olan, verecekli, medyun, alacaklı karşıtı

[zarf]

• Borcu kalmış olarak

  Merhumu borçlu yatırmak istemezmişiz elbet. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]

• Manevi bir yükümlülük altında bulunan

  Hayatımı ona borçluyum doğrusu. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mecaz]

• Bir şeyi birinin yardımıyla elde etmiş olan

  Öğrettiklerinden dolayı öğretmenime karşı borçlu birisiyim.

Ata Sözleri ve Deyimler

• borçlu bulunmak (veya olmak)
• borçlu çıkmak
• borçlunun dili kısa gerek
• borçlunun duacısı alacaklıdır
• borçlu ölmez, benzi sararır

[isim]

• Borçlanmak işi, istikraz

[-e]

[nesnesiz]

• Karşılığını sonra vermek şartıyla birinden para veya bir şey almak, istikraz etmek

  Daha sonra Mayıs Ayı Notları'nı borçlanarak bastırmıştım 1947'de. - Necati Cumalı

[mecaz]

• Manevi bir yükümlülük altına girmek

[isim]

• Borçlu olma durumu

[sıfat]

• Borcu olmayan

Ata Sözleri ve Deyimler

• borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir

[isim]

• Borçlanılmak işi

[isim]

• Borçlanma işi

[nesnesiz]

• Borca girilmek, borç edilmek

[isim]

• Borçlanabilmek işi

[isim]

• Borçlandırmak işi

[isim]

[hukuk]

• Borçsuz olma durumu, beraatizimmet

[-e]

[nesnesiz]

• Borçlanma ihtimali veya imkânı bulunmak

[-i]

• Borçlanmasına yol açmak, borçlu duruma getirmek