[nesnesiz]

• Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak

  Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu. - Halide Edip Adıvar

• Vakit geçmek

  Mevsimin ilerlemiş olmasına karşın hâlâ direnen bir iki gelincik ve papatya... - Oktay Rifat

• Daha güçlü, daha etkili duruma gelmek

  Ahbaplık ilerledi. Hastalık ilerledi.

• Daha iyi, daha yüksek bir düzeye, aşamaya erişmek, gelişmek, terfi etmek, terakki etmek

  Tercüme ilerledikçe tuhaflıklar insanı rahatsız etmeye başlıyor. - Cemil Meriç

[isim]

• Nikellemek işi

[nesnesiz]

• Tek duruma getirilmek

[nesnesiz]

• Belleme (I) işine konu olmak, öğrenilmek

  Emniyetimizin büyük bir kısmını itiyatlarımıza, öğrenilmiş, bellenmiş tecrübelerimize borçluyuz. - Mehmet Kaplan

[nesnesiz]

• Belleme (II) işine konu olmak

  Bahçe bellendi.

[isim]

• Belirlemek işi, tayin, tespit, teşhis

  Bunları kesin olarak belirlemeye çalışalım. - Abdülhak Şinasi Hisar

[isim]

• Belinlemek işi

[isim]

• Beliklemek işi

[sıfat]

• Sınıfta kalıp derslere devam etmeyen (öğrenci)

[isim]

• Ergenleşme

[isim]

• İlkeleşmek işi

[isim]

• Biberlemek işi

[nesnesiz]

• Ayrıyken tek bir bütün durumuna gelmek

  Ufuklar birleşince ezilecek bizleriz / Biz de çöl ortasında kuruyan denizleriz - Faruk Nafiz Çamlıbel

• Buluşmak, bir araya gelmek

  Bazen ikisi, üçü birleşince ne ateşli münakaşalara dalıyorlar. - Abdülhak Şinasi Hisar

• Uyuşmak, aynı görüşte olmak

• Aynı amaç çevresinde toplanmak

  Birleşerek o meymenetsiz heriflerin kahrından kurtulduk. - Halikarnas Balıkçısı

[-le]

• Cinsel ilişkide bulunmak

[kimya]

• Kaynaşmak

[isim]

[eskimiş]

• İnsan

  Benibeşer arasında, ister şiire, ister başka bir şeye rehberlik etmek ancak o şeyin cinsinden olmaya mütevakkıftır. - Yahya Kemal Beyatlı

[isim]

[ekonomi]

• Üretilen mal değerlerinin iniş çıkışına göre tespit edilen ücret ödeme düzeni

[isim]

• Örneklemek işi