BOKLUK ile Oluşan Kelimeler (BOKLUK Kelime Türetme)
BOKLUK harflerinden oluşan 18 kelime bulunuyor. BOKLUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Bokluk kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
BOKLUK10
5 Harfli Kelimeler
BOKLU9, OKLUK7
4 Harfli Kelimeler
BOLU8, BLOK7, KOKU6, OKUL6, OLUK6
3 Harfli Kelimeler
BOK6, BOL6, BUL6, KOK4, KOL4, KUL4, LOK4
2 Harfli Kelimeler
BU5, OK3, OL3
OK
- Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
- Yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen, oka benzer işaret
-
At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç
Dörtnala koşan bir yük arabasının oku böğrüme çarptı. - Ömer Seyfettin
- Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası
Ata Sözleri ve Deyimler
- ok atmak
- ok gibi (yerinden) fırlamak
- ok yaydan (veya yayından) çıkmak
Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku
OL
-
O gösterme sıfatı
Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi
- O gösterme zamiri
KOK (Kelime Kökeni: İngilizce coke)
- Maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen, birleşiminde kömürden çok daha az oranda uçucu madde bulunan katı yakıt, kok kömürü
Birleşik Kelimeler: kok kömürü
KOL
- İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm
-
Giyside vücudun bu bölümünü saran parça
Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. - Osman Cemal Kaygılı
- Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça
- Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü
- Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal
- Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü
- Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça
-
Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal (I), kısım, şube, branş
Türk Dil Kurumunun bilim ve uygulama kolları.
-
Karakol
Lakin böyle kardan yolların örtüldüğü bu gecede, koldan korku yoktu. Rahatça eğlenebilirlerdi. - Refik Halit Karay
-
İş takımı, ekip, grup
Öteki koldaki iki hamlacıdan birisi acınacak bir zayıflıktaydı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Kanat
Sağ kol. Sol kol.
-
Dizi, düzen
Yürüyüş kolu.
- Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- kola çıkmak
- kol atmak
- kol gezmek
- kol kanat olmak (veya germek)
- kolları kopmak
- kollarını açmak
- kollarının arasına almak
- kollarını sallaya sallaya gelmek
- kolları sıvamak
- kolu kanadı kırılmak
- koluna girmek
- koluna kuvvet
- kolunda altın bileziği olmak
- kol uzatmak
- kol vermek
- kol vurmak
Birleşik Kelimeler: kolağası, kol ağzı, kol akımı, kol bağı, kolbastı, kolbaşı, kol böreği, kol değirmeni, kol demiri, kol emekçisi, kol kapağı, kol kemiği, kol kola, kol nizamı, kol saati, beşinci kol, çift kol, eğitsel kol, kafakol, karakol, karpuz kol, ön kol, sağkol, sağ kol, takma kol, kolu uzun, cırcır kolu, çengi kolu, dağ kolu, deve kolu, imdat kolu, iş kolu, kantar kolu, kapı kolu, keşif kolu, kumanda kolu, sürgü kolu, tulumba kolu, vites kolu, yay kolu, yürüyüş kolu, zuhuri kolu
KUL
-
Tanrı'ya göre insan
Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez.
-
Köle
Kendisi kabilenin beyinin kullarından birinin kızıydı. - Halide Edip Adıvar
- Karavaş
Ata Sözleri ve Deyimler
- kula kul olmak
- kul etmek
- kul köle olmak
- kul kusursuz olmaz
- kul olmak
- kul sıkışmayınca (veya daralmayınca veya bunalmayınca) Hızır yetişmez
- kulunuz
Birleşik Kelimeler: kul cinsi, kul hakkı, kul kâhyası, kul kethüdası, kul oğlanı, kuloğlu, kul taksimi, kul yapısı, buyruk kulu, emir kulu, kapı kulu
LOK (Kelime Kökeni: İngilizce lock)
- Gemileri, farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz
BU
-
Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz
Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit
-
En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz
Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden
Ata Sözleri ve Deyimler
- bu abdestle daha çok namaz kılınır
- bu denli
- bu kadar
- bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
- bu minval üzere
- buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
- bunda bir iş var
- bundan
- bundan iyisi can sağlığı
- bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
- bu sıcağa kar mı dayanır?
- bu yana
Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu
KOKU
-
Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu
Çöp kokusuyla beraber mutsuzluğu da artıyordu günbegün. - Elif Şafak
-
Güzel kokmak için sürülen esans
Koku sürünmek.
-
Belirti, işaret
Ortalıkta bir savaş kokusu var.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kokusu çıkmak
- kokusunu (veya koku) almak (veya duymak)
- kokusu sinmek
Birleşik Kelimeler: koku alma duyusu, koku alma organı, koku tedavisi, hoş koku, ağız kokusu, küf kokusu
OKUL
-
Her türlü eğitim ve öğretimin toplu olarak yapıldığı yer, mektep
Ayça okulla ilgili bir şeyler anlatıyor, yarım yamalak duyuyorum. - Ahmet Ümit
-
Bir okuldaki öğrenci ve görevlilerin bütünü
Okul dağıldı.
- Ekol
Ata Sözleri ve Deyimler
- okuldan ayrılmak
- okulu asmak (veya kırmak)
Birleşik Kelimeler: okul çocuğu, okul kaçağı, okul kooperatifi, okul öncesi, okul sonrası, okullar arası, etkin okul, ilkokul, kardeş okul, karma okul, ortaokul, özel okul, teknik okul, yüksekokul, anaokulu, halk okulu, harp okulu, hayat okulu, sanat okulu, şoför okulu, yatılı bölge okulu, yaz okulu
OLUK
-
Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru
Değirmen oluğu.
-
Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru
Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu. - Tarık Buğra
- Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol
Ata Sözleri ve Deyimler
- oluk gibi akmak
Birleşik Kelimeler: oluk oluk
BOK
- Dışkı
-
Güç durum
Boka batmak. Boka düşmek.
-
Hor görülen, tiksinilen
Bırak şu bok herifi!
Ata Sözleri ve Deyimler
- bok (veya bokun) soyu
- boka nispetle tezek amberdir
- bok atmak
- bok canına olsun
- bok etmek (veya bokunu çıkarmak)
- bok karıştırmak
- boku çıkmak
- bokunda boncuk bulmak
- bokuyla kavga etmek
- bok üstün bok
- bok yedi başı
- bok yemek
- bok yemek düşer
- bok yemenin Arapçası
- bok yoluna gitmek
Birleşik Kelimeler: bok böceği, bok püsür, boku bokuna, demir boku, kazboku
BOL
-
İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı
Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm. - Peyami Safa
-
Nicelik bakımından olağandan veya alışılandan çok, kıt karşıtı
Demek ki zeytinin bol ve ucuz olduğu bir yerdeymiş. - Burhan Felek
Ata Sözleri ve Deyimler
- bol doğramak
Birleşik Kelimeler: bol bol, bol bolamat, bol bulamaç, bol kepçe, bol keseden, bol paça, eli bol, gönlü bol
- Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki
BUL
- Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta
OKLUK
- İçine ok konulan ve sırtta taşınan meşinden yapılmış ok kılıfı, sadak
-
Ok yapılmaya uygun
Ağaçların mızraklık, kirişlik ve okluk dalları budandı, çakılarla düzeltildi. - İhsan Oktay Anar
BLOK (Kelime Kökeni: Fransızca bloc)
- Kocaman ve ağır kitle
-
Birden çok bölümü bir araya getirilmiş olan, bir bütün oluşturan
Blok ders.
-
Politik çıkarları sebebiyle birlik kuran devletler topluluğu
Batı Bloku. Doğu Bloku.
- İçine resim veya yazı kâğıtları konulan karton kap
-
Yapı adası
Yıkıntıların ortasında blok hâlinde yükselen yeni apartmanlara uzun uzun baktı. - Haldun Taner
- Voleybolda, file üstünde karşı oyuncunun topu sert vururken önünde iki veya üç kişinin elleri ile oluşturdukları perde
Ata Sözleri ve Deyimler
- blok yapmak
Birleşik Kelimeler: blok flüt, blok inşaat, bloknot, Batı Bloku, Doğu Bloku