BOHÇALATMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BOHÇALATMA harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli BOHÇALATMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bohçalatma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Bohçalatma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BOHÇA15, HALAÇ12, HAMAL10, HAMLA10, MAHAL10, MATAH10, TAMAH10, AHLAT9, ALMAÇ9, ÇAMAT9, ÇALMA9, ÇATMA9, HALAT9, BATMA8, ÇATAL8, LAMBA8, MABAT8, TABLO8, BALTA7, BALAT7, OTAMA7, TABLA7, ATAMA6, MATLA6

ATAMA

[isim]

  • Atamak işi, tayin, nasıp

    Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: açıktan atama, asaleten atama, vekâleten atama

MATLA (Kelime Kökeni: Arapça maṭlaʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Gök cisimlerinin doğması
  • Gök cisimlerinin doğduğu yer

[edebiyat]

  • Divan edebiyatında kaside veya gazelin ilk beyti

BALTA

[isim]

  • Ağacı kesme, yarma, yontma vb. işlerde kullanılan ağaç saplı, demir araç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • baltadan kurtulmak
  • balta değmedik ağaç olmaz
  • balta değmemiş (veya girmemiş veya görmemiş)
  • balta olmak
  • baltası kütükten çıkmak
  • balta vurmak
  • baltayı taşa vurmak

Birleşik Kelimeler: baltabaş, ay balta, deli balta, sapsız balta, aşçı baltası, hacamat baltası

BALAT (Kelime Kökeni: Fransızca ballade)

[isim]

[edebiyat]

  • Orta Çağ'da, üç bentten oluşan bir Batı şiiri türü

[müzik]

  • Batı'da, belirli danslara eşlik eden bir şarkı türü

[müzik]

  • Serbest biçimli, romantik, müzik araçlarıyla çalınan veya şarkı olarak okunan eser

    Schubert'in balatları.

OTAMA

[isim]

  • Otamak işi, tedavi

TABLA (Kelime Kökeni: Arapça ṭabla)

[isim]

  • Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi

    Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılan tepsiye benzer altlık
  • Bir şeyin düz ve geniş bölümü

    Çadır direği tablası. Hokka takımı tablası.

  • Küllük

    Tablada ruj izli sigara artıkları var. - Refik Halit Karay

  • Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça
  • Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir çalgı türü

[denizcilik]

  • Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri

Birleşik Kelimeler: kül tablası, sigara tablası, yemek tablası

BATMA

[isim]

  • Batmak işi
  • Yıkılma, çökme
  • İflas etme

    Balık baştan kokar, bilmez değilsin a! Hayriye tüccarının batmasına bizim saray sebep olmuştur. - Attila İlhan

  • Yok olma, inkıraz

[gök bilimi]

  • Bir gök cisminin (ay, güneş, yıldız vb.) ufkun altına inmesi

Birleşik Kelimeler: geğrek batması

ÇATAL

[isim]

  • İki veya daha çok kola ayrılan değnek
  • Yol, ağaç gibi kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri
  • Dallı olan şeylerin her kolu
  • Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli çoğunlukla metal araç

    Çatalı elinden düştü, ağzı açık kaldı. - Peyami Safa

  • Dirgen
  • Bir tür olta iğnesi

[sıfat]

  • Ucu kollara ayrılmış

    Çatal yol.

[sıfat]

  • İki taraflı

    Evlerinin önü çatal pınarlar / İçerler suyunu beni anarlar - Halk türküsü

[sıfat]

  • İki anlamlı, iki türlü anlaşılabilir

    Çatal söz.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çatal görmek
  • çatal matal kaç çatal

Birleşik Kelimeler: çatal ağız, çatal aşı, çatal ayak, çatal bel, çatal bıçak takımı, çatal çivi, çatal don, çatal flama, çatal iğne, çatal kaldıraç, çatalkara, çatal kargı, çatal kazık, çatal kundak, çatalkuyruk, çatal sakal, çatal ses, çatal yürek, çatal zıpkın, üççatal

LAMBA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Petrol gibi yanıcı bir madde yakarak veya elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık veren alet

    Saat kaçtı bilmiyorum, lambalar söndü / Anladım ki davetliler evlere döndü - Enis Behiç Koryürek

  • Radyo ve televizyonlarda kullanılan, havası boşaltılmış veya içine düşük basınçlı bir gaz doldurulmuş cam, seramik veya çelikten ampul
  • Kapı, pencere kenarlarına açılan, genellikle dik açılı girinti

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lamba açmak
  • lambayı açmak

Birleşik Kelimeler: lamba karpuzu, floresan lamba, alev lambası, elektron lambası, gaz lambası, ışıntı lambası, idare lambası, ikaz lambası, karpit lambası, lüks lambası, neon lambası, petrol lambası, pürmüz lambası, sinyal lambası, sis lambası, spot lambası, stop lambası, tepe lambası, trafik lambası, yağ lambası

MABAT (Kelime Kökeni: Arapça mābaʿd)

[isim]

[eskimiş]

  • Bitmemiş yazı, roman vb.nde arka, devam

[mecaz]

  • Kıç

TABLO (Kelime Kökeni: Fransızca tableau)

[isim]

  • Bez, tahta, kâğıt vb. maddeler üzerine yapılmış yağlı boya, sulu boya, pastel veya kara kalem resim

    Hırsımdan bazılarına tablomu bedava verdim, alın, götürün diye bağırdım. - Hüseyin Cahit Yalçın

  • Birbiriyle olan ilgilerine göre düzenlenerek yazılmış şeylerin hepsi

    Çarpım tablosu. Kronoloji tablosu.

[mecaz]

  • Yaşanan, var olan olay ve olguların hepsinin genel görünüşü, manzara

    Talebelik günlerimizden bazı tabloları çizmeye çalışacağım. - Halit Fahri Ozansoy

[tiyatro]

  • Bir perdenin dekor değişikliğiyle belirlenen alt bölümü

Birleşik Kelimeler: belirtke tablosu, çarpım tablosu, hastalık tablosu, logaritma tablosu, mutluluk tablosu

AHLAT (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yaban armudu, dağ armudu (Pirus piraster)

[bitki bilimi]

  • Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi

[argo]

  • Kaba adam, yol iz bilmez kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahlatın iyisini (dağda) ayılar yer

[isim]

[eskimiş]

  • Bir karışım içindeki parçalar, ögeler

[fizyoloji]

  • Beden yapısının temelini oluşturan ögeler

Birleşik Kelimeler: ahlatıerbaa

[isim]

  • Bitlis iline bağlı ilçelerden biri

ALMAÇ

[isim]

[fizik]

  • Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren cihaz, alıcı, reseptör

ÇAMAT

[isim]

[halk ağzında]

  • Avlanılmış balıkları elde taşımaya yarar çengel askı

ÇALMA

[isim]

  • Çalmak işi

    Kimsenin bilmediği bir havayı çalmaya başladılar. - Halit Fahri Ozansoy

  • Hırsızlık, sirkat

    Rüyamıza kadar giren bu bahçeden elma çalmaya gidiyorduk. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

  • Başa sarılan sarık

[sıfat]

  • Çalınmış

    Çalma mal.

[sıfat]

  • Kakmalı olmayan, kalemle işlenmiş

    Çalma çiçekli bir gümüş vazo.

[halk ağzında]

  • Kibrit