BODURLAŞTIRMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

BODURLAŞTIRMAK harflerini içeren 8 harfli 63 kelime bulunuyor. 8 harfli BODURLAŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BOŞALTIM16, DOLUŞMAK16, BOŞALMAK15, BOŞALTMA15, BOŞATMAK15, BOKLAŞMA15, BOŞLAMAK15, BULAŞMAK15, BARIŞMAK15, DOLAŞMAK15, DAMLATIŞ15, DIRLAŞMA15, DIŞLAMAK15, BUDATMAK14, BARKODLU14, BAŞATLIK14, DOKUMALI14, DARALTIŞ14, DARAŞLIK14, KOŞTURMA14, AŞTIRMAK13, AŞIRTMAK13, ALTMIŞAR13, BALDIRAK13, KIRLAŞMA13, KIŞLATMA13, KITLAŞMA13, KURTARIŞ13, KORLAŞMA13, LABRADOR13, MAŞATLIK13, MATRUŞKA13, OLDURMAK13, ŞIRLAMAK13, ŞUTLAMAK13, ŞORLAMAK13, TUŞLAMAK13, TAŞIRMAK13, URLAŞMAK13, ARDILMAK12, ALDIRTMA12, ALDIRMAK12, BOLARMAK12, BULATMAK12, BAKTIRMA12, BATIRMAK12, DARILMAK12, DARILTMA12, DAMATLIK12, KODLATMA12, KARDIRMA12, KARAMBOL12, KALDIRMA12, KARTALOŞ12, TURBALIK12, TOMBALAK12, BARKAROL11, KURTARIM11, OTURAKLI11, ARTIRMAK10, KIRTLAMA10, KURTARMA10, TURLAMAK10

ARTIRMAK

[-i]

  • Artmasını sağlamak, çoğaltmak

    Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor, yaşama sevincini artırıyordu. - Reşat Enis

  • Bir malı başka alıcıların verdiği fiyattan daha yüksek bir fiyatla almak istemek
  • Tutumlu davranıp biriktirmek, tasarruf etmek

[mecaz]

  • Herhangi bir davranışta ileri gitmek

    Sen edepsizliği adamakıllı artırdın.

KIRTLAMA

[isim]

[zarf]

  • Kıtlama

    Topal, kahvesini kesme şekerle kırtlama içerdi çokluk. - Orhan Kemal

KURTARMA

[isim]

  • Kurtarmak işi

Birleşik Kelimeler: kurtarma aracı, kurtarma gemisi, kurtarma kazısı

TURLAMAK

[nesnesiz]

  • Tur atmak, dolaşmak, dönüp durmak, turalamak

    Futbolcular Kuşadası'nda turluyor.

BARKAROL (Kelime Kökeni: Fransızca barcarolle)

[isim]

  • Venedik gondolcularının söz ve müziği önceden yazılmadan içlerinden geldiği gibi söyledikleri şarkı
  • Ritmi üç zamanlı müzik eseri

KURTARIM

[isim]

  • Kurtarma işi

OTURAKLI

[sıfat]

  • Sağlam, gösterişli

    Çoğu dört köşe, kalın, oturaklı olan Arap üslubu minareler o ruhaniliği vermez. - Refik Halit Karay

  • Yerinde sağlam duran
  • Doğal yapısına, amacına uygun
  • Yerinde ve sırasında söylenen, çarpıcı (söz)

[mecaz]

  • Saygı uyandıran, ağırbaşlı (kimse)

    Seçmenleriniz sizin daha bir oturaklı, daha bir ağırbaşlı, daha bir ölçülü olmanızı isterler. - Haldun Taner

ARDILMAK

[-e]

[halk ağzında]

  • Birisinin sırtına asılmak
  • Sataşmak, çatmak

[mecaz]

  • Musallat olmak, asılmak, takılmak

ALDIRTMA

[isim]

  • Aldırtmak işi

ALDIRMAK

[nesnesiz]

  • Alma işini yaptırmak

    Söyledim, söyledim, bir urgan aldıramadım. - Necati Cumalı

[-e]

[-i]

  • Getirtmek

    Ne yaptı yaptı, nişanlısını oraya aldırdı. - Cahit Uçuk

  • Vücuttan herhangi bir parçayı veya organı sağlık sebebiyle çıkarttırmak

    Bademcik aldırmak. Çocuk aldırmak.

[-den]

  • Başkasına kaptırmak

    Elimden aldırdım gül yüzlü yâri / Ben bir daha buldum ellere nispet - Emrah

[-e]

[-i]

  • Sığdırmak

    Bunca eşyayı bu küçücük eve nasıl aldırdınız.

[-e]

[mecaz]

  • Önem vermek, değer vermek

    Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz - Enis Behiç Koryürek

BOLARMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Bol duruma gelmek

BULATMAK

[-e]

[-i]

  • Bulaştırmak

BAKTIRMA

[isim]

  • Baktırmak işi

BATIRMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyin sıvı veya yumuşak bir maddenin içine gömülmesine yol açmak, batmasını sağlamak

    Yumuşak lifi alarak kurnaya batırdı. - Cahit Uçuk

[-i]

  • Bir işte kazanç sağlayamaz duruma gelmek

[-i]

  • Yitirmek

    Parasını batırdı.

[-i]

  • Bir kimseyi çekiştirip iyice kötülemek

    Böyle tükürük saçtığına bakılırsa ya politikadan konuşuyor ya birini batırıyordu. - Haldun Taner

[-i]

  • Kirletmek

    Üstünü başını batırmış.

[-i]

[mecaz]

  • Mahvetmek

    Ne saklayayım gaflet ettiğimi / Elimle batırmışım gençliğimi - Cahit Sıtkı Tarancı

DARILMAK

[nesnesiz]

  • Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak, gücenmek, küsmek, ilgiyi kesmek

    Kalenin üzerine top atmadılar bahanesiyle darılmadı mıydı? - Ömer Seyfettin

  • Gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek

    Kendisine uygulanan bu tavırdan ne darılmıştı ne gücenmişti. - Nezihe Araz

  • Azarlamak, paylamak