BİZLENGİÇ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BİZLENGİÇ harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli BİZLENGİÇ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇİZGE15, ÇİZGİ15, EZGİÇ15, BEZGİ14, ÇENGİ12, ÇELGİ12, EZGİN12, GİZLİ12, GİZİL12, GENİZ12, İLGEÇ12, BİNGİ11, BİLGİ11, BİLGE11, BENGİ11, BELGİ11, EZİNÇ11, BENİZ10, ELGİN9, GELİN9, ÇİNLİ8, İLENÇ8, BENLİ7

BENLİ

[sıfat]

  • Ben (I) bulunan

    Tılsımı çözmek için kadının sırtı benli olmalı imiş. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: püskürme benli

ÇİNLİ

[isim]

  • Çin halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

İLENÇ

[isim]

  • Beddua, kargış

    Avradın ilenci tutarsa senin iki gözün kör olacak. - Memduh Şevket Esendal

ELGİN

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yabancı, gurbette yaşayan, garip

GELİN

[isim]

  • Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın
  • Aileye evlenme yoluyla girmiş olan kadın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gelin almak
  • gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş
  • gelin eşikte, oğlan beşikte
  • gelin etmek
  • gelin gibi süzülmek
  • gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz
  • gelin gitmek
  • gelini ata bindirmişler "ya nasip" demiş
  • gelin olmak
  • gelin yazmak

Birleşik Kelimeler: gelin abla, gelin alayı, gelin alıcı, gelinboğan, gelin böceği, gelin çiçeği, gelinfeneri, gelin hamamı, gelin havası, gelinkuşağı, gelin kuşu, gelin otu, gelinparmağı, gelin teli

BENİZ

[isim]

  • Yüz

    Benzi limon gibi sararmaya, gözleri ateş gibi parlamaya başladı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Yüz rengi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • benzi atmak
  • benzi geçmek
  • benzi kanlanmak
  • benzi kül gibi olmak
  • benzinde kan kalmamak
  • benzine kan gelmek
  • benzi sararmak
  • benzi solmak
  • benzi uçmak

Birleşik Kelimeler: buğday benizli, saz benizli, soluk benizli

BİNGİ

[isim]

[mimarlık]

  • Kemerler üzerine oturtulmuş kubbe ile kemerlerin arasını kapatan üçgen biçimindeki kubbe parçalarından her biri

BİLGİ

[isim]

  • İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat
  • Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf

    Babası önce ona Mazlume ve ailesi hakkında birçok bilgi vermişti. - Halide Edip Adıvar

  • İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf

[felsefe]

  • Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler
  • Bilim

    Doğa bilgisi.

[bilişim]

  • Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bilgi edinmek
  • bilgi tazelemek

Birleşik Kelimeler: bilgi çarpıtma, bilgi işlem, bilgi kuramı, bilgisayar, bilgi şöleni, bilgi teknolojileri, bilgi toplumu, bilgiyazar, ansiklopedik bilgi, kesin bilgi, ön bilgi, yaklaşık bilgi, sosyal bilgiler, betimlemeli dil bilgisi, betimsel dil bilgisi, cümle bilgisi, davranış bilgisi, dil bilgisi, doğa bilgisi, halk bilgisi, hava bilgisi, karşılaştırmalı dil bilgisi, kök bilgisi, köken bilgisi, öğretim bilgisi, sağlık bilgisi, ses bilgisi, sözlük bilgisi, su bilgisi, şekil bilgisi, tabiat bilgisi, tasvirî dil bilgisi, tümce bilgisi, Türklük bilgisi, yapı bilgisi, yazı bilgisi, yöntem bilgisi, yurt bilgisi, yurttaşlık bilgisi

BİLGE

[sıfat]

  • Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim

    Sokrates yalnız öğrettikleriyle değil öğretme yoluyla da örnek bir bilgedir. - Nermi Uygur

BENGİ

[sıfat]

  • Sonu olmayan, hep kalacak olan, ölümsüz, ebedî

Birleşik Kelimeler: bengi su

[isim]

[halk ağzında]

  • Ege ve Güney Marmara bölgesinin halk oyunlarından biri

BELGİ

[isim]

  • Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik, alamet, nişan
  • Şiar

EZİNÇ

[isim]

  • Organik veya ruhsal büyük sıkıntı, azap

ÇENGİ (Kelime Kökeni: Farsça çengī)

[isim]

  • Çalgı eşliğinde oynamayı meslek edinmiş kadın

    Eski Galata'dan artakalmış çengiler zilzurna dağılıyorlar. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çengi ölüsü çalgı (veya daire veya tef) ile kalkar

Birleşik Kelimeler: çengi kolu, çengi takımı

ÇELGİ

[isim]

[halk ağzında]

  • Alna bağlanan yazma, yemeni

EZGİN

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Paraca durumu bozuk olan (kimse)
  • Çok cefa görmüş (kimse)

    Emir, hüküm altında yetişmiş bir sığıntı olduğunu çekingen, ezgin tavrıyla daima belli ederdi. - Refik Halit Karay

  • Çürük, ezik (meyve)

[mecaz]

  • Üzüntü veren

    Bir gece önce çadırın kenarında dinlediğimiz o ezgin, baygın nağmeyi tutturdu. - Osman Cemal Kaygılı