BİYOKATALİZÖR Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
BİYOKATALİZÖR harflerini içeren 5 harfli 139 kelime bulunuyor. 5 harfli BİYOKATALİZÖR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BATÖZ16,
ATARİ
- Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü
AKAİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāʾid)
- Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü
- Bu kuralları toplayan kitap
AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)
- Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân
- İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân
İTİLA (Kelime Kökeni: Arapça iʿtilāʾ)
-
Yücelme
Beşer denen kuş doymaz itilalara. - Tevfik Fikret
- Yükselme
Ata Sözleri ve Deyimler
- itila etmek
İTLİK
-
İtçe davranış
Hatıralarda ırza ve namusa taarruzu, itliği kalmıştı. - Yahya Kemal Beyatlı
KİRLİ
- Leke, toz vb. ile kaplı, pis, murdar, mülevves
- Aybaşı durumunda bulunan (kadın)
-
Toplumun değer yargılarına aykırı olan
Bu isim bana bir zamanlar İstanbul'un en kirli âlemlerinde yuvalanmış bir simayı hatırlattı. - Halit Ziya Uşaklıgil
Ata Sözleri ve Deyimler
- kirliye atmak
Birleşik Kelimeler: kirli çamaşır, kirli çıkı, kirlihanım, kirlihanım peyniri, kirli kan, kirlikartopu, kirli sarı
KİRİL (Kelime Kökeni: Cyrill özel adından)
- Kiril alfabesi
Birleşik Kelimeler: Kiril alfabesi
KİLİT (Kelime Kökeni: Farsça kelīd, kilīd)
-
Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti
Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı. - Yusuf Ziya Ortaç
- Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka
- Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık
Ata Sözleri ve Deyimler
- kilidi küreği olmamak
- kilit altına almak
- kilit gibi olmak
- kilit kürek altına almak
- kilit kürek olmak
- kilit vurmak
Birleşik Kelimeler: kilit dili, kilit mevki, kilit nokta, kilit sarma, kilit taşı, kilit yeri, asma kilit, bindirme kilit, gömme kilit, ispanyolet kilit, komple kilit, şifreli kilit, topuzlu kilit, bagaj kilidi, baston kilidi, donanım kilidi, emniyet kilidi
KATAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭār)
-
Tren
Kendisini getiren metro katarı yoluna devam edip karanlık tünelde kaybolmuştu. - Osman Aysu
-
Taşıt dizisi
Otomobil katarı. Yük katarı.
- Bir arada giden veya uçan hayvan dizisi
Birleşik Kelimeler: sürat katarı, turna katarı, yük katarı
KATİL (Kelime Kökeni: Arapça ḳātil)
-
İnsan öldüren kimse, cani
Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi - Enis Behiç Koryürek
-
Öldürücü, ölüme neden olan
Katil kurşun.
Birleşik Kelimeler: kanlı katil, kiralık katil
- Öldürme
Birleşik Kelimeler: katletmek, katliam
LİRİK (Kelime Kökeni: Fransızca lyrique)
-
Coşkun, ilhamla dolu
Hiçbir millet Fuzuli ve Nedim ayarında iki büyük lirik şair gösteremez. - Yahya Kemal Beyatlı
- Çok etkili, coşkun, genellikle kişisel duyguları dile getiren edebiyat
- Eski Yunan edebiyatında lir eşliğinde söylenen (şiir)
Birleşik Kelimeler: lirik şiir
LİKİT (Kelime Kökeni: Fransızca liquide)
-
Sıvı
Likit gaz.
- Nakit
Birleşik Kelimeler: likit fon
RAKİT (Kelime Kökeni: Arapça rākid)
- Durgun (su)
TİLKİ
- Köpekgillerden, uzunluğu 90, kuyruğu 30 santimetre kadar, ırklarına göre çeşitli renklerde olan, ağız ve burnu uzun ve sivri, kümes hayvanlarına zarar veren, kürkü beğenilen bir tür memeli (Vulpes)
-
Bu hayvanın postundan yapılan manto vb
İki hanım yaşları geçkince olmasına bakmayarak sürmüşler, boyanmışlar, omuzlarına tilkilerini almış, kurulmuşlar. - Memduh Şevket Esendal
-
Çok kurnaz
Ne tilkidir o, bilmezsiniz.
Ata Sözleri ve Deyimler
- tilki gibi
- tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır
- tilki tilkiliğini anlatıncaya kadar post elden gider
Birleşik Kelimeler: tilkikuyruğu, tilki uykusu, tilki üzümü, beyaztilki, deniztilkisi
TARAK
-
Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç
Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi. - Lâtife Tekin
- Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu bu biçimde olan araç, tırmık
- Dokuma tezgâhlarında, dişleri arasından arış ipliklerinin geçtiği tarak biçiminde araç
- Bazı kuşların başında bulunan yelpaze biçiminde tepelik
- İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü
- Suda yaşayan hayvanlarda solungaç
- Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten)
Ata Sözleri ve Deyimler
- tarak vurmak
Birleşik Kelimeler: tarak dubası, tarak işi, tarak kemiği, tarak otu, tas tarak, ayak tarağı, çobantarağı, deniztarağı, taşçı tarağı