[isim]

• Bitme işi

  Romanlarda olduğu gibi bir başlangıç, bir bitiş arzu ediyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[müzik]

• Bir müzik parçasının son bölümü, final

[sıfat]

• Yan yana olan

  Mutfaktan bir yuvarlak gümüş tepsi içinde cezveyi, fincanları, bitişik şeker ve kahve hokkasını ve bunların ortasında ispirtoluğu getirdi. - Attila İlhan

• Yandaki

  Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı. - Yusuf Atılgan

[isim]

• Yan

  Çoğunlukla oyun yerinin bitişiğinde bir çadır veya perdeyle kapatılabilecek bir yer yapılır, oyuncular burada hazırlanırlar. - Metin And

[isim]

• Yandaki ev, bina vb

[sıfat]

[dil bilgisi]

• Kelime üretim ve çekiminde ekler getirilirken kökü veya gövdesi değişikliğe uğramayan, bitişimli, iltisaki

[isim]

• Bitişmek işi, ittisal

  Bu geniş viranelikte bize bu kadar bitişmenin manası var mı? - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[nesnesiz]

• Birbirine dokunacak kadar yanaşmak

[isim]

• Bitişik olma durumu

  Başka bir evle de bitişikliği yoktu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[sıfat]

[dil bilgisi]

• Bitişken

[isim]

• Bitişme işi

[isim]

• Bitişken olma durumu

[dil bilgisi]

• Yeni bir kelime türetmek için köklere ek getirme özelliği

[isim]

• Bitiştirmek işi

[-i]

• Bitişmesini sağlamak

[isim]

• Bitiştirilmek işi

[isim]

• Bitiştirme işi

[nesnesiz]

• Bitiştirilme işi yapılmak

[isim]

• Bitişebilmek işi