BİRLEŞTİRİCİLİK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

BİRLEŞTİRİCİLİK harflerini içeren 7 harfli 35 kelime bulunuyor. 7 harfli BİRLEŞTİRİCİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KLİŞECİ13, ŞEKİLCİ13, BİTKİCİ12, BİTİŞİK12, BİTİRİŞ12, BİLEŞİK12, BİLECİK12, BİRİCİK12, BİRİKİŞ12, BİRECİK12, BELİRİŞ12, ERİTİCİ10, EŞİTLİK10, İRKİLİŞ10, İŞKİLLİ10, İKİRCİL10, İLERİCİ10, İLETİCİ10, KİRİŞLİ10, KİLERCİ10, ŞERİTLİ10, ŞEKİLLİ10, CİLTLİK10, BİLETLİ9, BELİRLİ9, BELİRTİ9, BELKİLİ9, BEKİLLİ9, KİBİRLİ9, TERKİBİ9, ERİRLİK7, ERİLLİK7, ELTİLİK7, ELİTLİK7, KİLİTLİ7

ERİRLİK

[isim]

[fizik]

  • Eriyebilme niteliği veya derecesi

ERİLLİK

[isim]

  • Eril olma durumu, müzekkerlik

ELTİLİK

[isim]

  • Elti olma durumu

ELİTLİK

[isim]

  • Elit olma durumu

KİLİTLİ

[sıfat]

  • Kilidi olan

    Kilitli bir bavul almak istiyorum.

  • Kilitlenmiş

    Bazen üst üste konulmuş bu kilitli sandıklar arasından bir tanesini, zamanı gelince sahibi gelir, açardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ağzı kilitli

BİLETLİ

[sıfat]

  • Bileti olan
  • Bilet kullanılan

BELİRLİ

[sıfat]

  • Açık ve kesin olarak sınırlanmış veya kararlaştırılmış olan, muayyen

    Öteki arkadaşımız da belirli saatte nöbetinin başında olacaktı. - Erhan Bener

Birleşik Kelimeler: belirli belirsiz, belirli geçmiş, belirli nesne

BELİRTİ

[isim]

  • Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane

    Tuhaf! Çocukların yüzünde zerre kadar utanma belirtisi yok. - Ahmet Ümit

[tıp]

  • Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun veya hastalığın belirlenmesine yarayan işaret, araz, semptom

Birleşik Kelimeler: belirti bilimi, ön belirti

BELKİLİ

[sıfat]

  • Olasılı, muhtemel

[felsefe]

  • Doğru olabileceği gibi yanlış da olabilen, belli ve kesin olmayan, olasılı, ihtimalî

BEKİLLİ

[isim]

  • Denizli iline bağlı ilçelerden biri

KİBİRLİ

[sıfat]

  • Kendini büyük gören, büyüklenen, gururlu, mağrur

    Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar. - Kemal Tahir

TERKİBÎ (Kelime Kökeni: Arapça terkībī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Tamlama ile ilgili

ERİTİCİ

[isim]

[fizik]

  • Bir başka maddeyi eriten, çözündüren cisim

EŞİTLİK

[isim]

  • İki veya daha çok şeyin eşit olması durumu, denklik, müsavilik, müsavat, muadelet

    Böyle bir eşitlik, ehliyeti olan herkesin en yüksek makamlara çıkabilmesi demek. - Cemil Meriç

  • Kanunlar yönünden insanlar arasında ayrım bulunmaması durumu

[toplum bilimi]

  • Bedensel, ruhsal başkalıkları ne olursa olsun, insanlar arasında toplumsal ve siyasi haklar yönünden ayrım bulunmaması durumu

    Bunlar, eşitlikten yana olduklarını söyleseler de yaptıkları işler hep kendi ipliklerini boyamaya dayanır. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: eşitlik derecesi, eşitlik eki, fırsat eşitliği, gün tün eşitliği

İRKİLİŞ

[isim]

  • İrkilme işi

    Öyle zarafetli ve güzeldi ki bu irkiliş, Naci, oku kendi yemiş gibi oldu. - Necip Fazıl Kısakürek