BİRLEŞTİRİCİLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

BİRLEŞTİRİCİLİK harflerini içeren 6 harfli 45 kelime bulunuyor. 6 harfli BİRLEŞTİRİCİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞİİRCE12, BİLİCİ11, BEŞİRİ11, BEŞLİK11, TEBCİL11, TEBŞİR11, ERİTİŞ9, EKŞİLİ9, İTİLİŞ9, İKİŞER9, İLETİŞ9, İLİŞİK9, İLİŞKİ9, İLKECİ9, ŞİKELİ9, ŞİİRLİ9, ŞİİLİK9, ŞİRRET9, ŞİRKET9, TEŞRİK9, TEŞRİİ9, TEŞKİL9, TELCİK9, CİLTLİ9, CİKLET9, BİTLER8, BİRLİK8, BİRLER8, BRİKET8, BERTİK8, BERİKİ8, BETİLİ8, BELLİK8, İBİKLİ8, KİBRİT8, TEKBİR8, TEBRİK8, ETKİLİ6, İRİLİK6, İLETKİ6, İLİKLİ6, KİRTİL6, KRİTER6, TERLİK6, TEKRİR6

ETKİLİ

[sıfat]

  • Etkisi olan, kuvvetli, tesirli, müessir, patetik

    Hayli etkili bir yer altı çalışması yapılıyormuş. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etkili olmak

Birleşik Kelimeler: etkili madde

İRİLİK

[isim]

  • İri olma durumu

İLETKİ

[isim]

[matematik]

  • Bir açıyı ölçmeye ve başka bir yerde aynı açıyı çizmeye yarayan, yarım çember biçimindeki araç, açıölçer, mastara, minkale

İLİKLİ

[sıfat]

  • İliği olan
  • İliklenmiş

    Küçük küçük kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı. - Sait Faik Abasıyanık

KİRTİL

[isim]

[denizcilik]

  • Büyük kabuklu deniz hayvanlarını avlamakta kullanılan, ince dallardan örülmüş sepet

KRİTER (Kelime Kökeni: Fransızca critère)

[isim]

  • Ölçüt

TERLİK

[isim]

  • Genellikle ev içinde giyilen, deri, naylon vb. şeylerden yapılan, arkası açık, hafif ve türlü biçimlerde ayak giysisi

    Bu sıcak mevsimde tozlu ve yün terliklerini sürüyerek gidiyor. - Refik Halit Karay

[halk ağzında]

  • Beyaz patiskadan dikilen veya yünden örülen takke, başlık

    Kenarları dört parmak yağ bağlamış fesinin eski terlikten hiç farkı kalmamış. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: mercan terliği

TEKRİR (Kelime Kökeni: Arapça tekrīr)

[isim]

  • Tekrar etme, yeniden söyleme

[edebiyat]

  • Bir yazıda, bir şiirde sözü veya kavramı anlatımı pekiştirmek amacıyla sık sık tekrar etme sanatı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tekrir etmek

BİTLER

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kanatlılar alt sınıfına giren, ağız yapıları sokup emmeye elverişli, memelilerde yaşayan ve kanla beslenen bir böcek takımı

Birleşik Kelimeler: bitki bitleri, yaprak bitleri

BİRLİK

[isim]

  • Tek, bir olma durumu, vahdaniyet

    Tanrı'nın birliğine inanır.

  • Bir arada olma durumu, vahdet

    Türk milletinin birliği.

  • Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet

    Dil birliği. Ülkü birliği.

  • Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek

    Mühendisler birliği. Öğretmenler birliği.

[sıfat]

  • Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen

    Birlik cezve.

[askerlik]

  • Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk

    Birliğine dönerken karısını kendi anasının babasının yanına bıraktı. - Necati Cumalı

[edebiyat]

  • Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması

[felsefe]

  • Bölünmezliği içeren yalın bütün

[müzik]

  • En büyük değerdeki nota, dört dörtlük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • birlik olmak
  • birlikten kuvvet doğar

Birleşik Kelimeler: beşibirlik, günübirlik, zırhlı birlik, acemi birliği, ağız birliği, çıkarma birliği, dağ birliği, dil birliği, din birliği, el birliği, evlilik birliği, gönül birliği, görüş birliği, güç birliği, gümrük birliği, hava birliği, ırk birliği, ihtiram birliği, iş birliği, kader birliği, mal birliği, mekanize birliği, oy birliği, söz birliği, şirketler birliği, tören birliği, varlık birliği, yüklem birliği, paraşüt birlikleri, üç birlik kuralı, iş birlikli

BİRLER

[isim]

[matematik]

  • Ondalık sayı sistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ilk sayının bulunduğu basamak

BRİKET (Kelime Kökeni: Fransızca briquette)

[isim]

  • Linyit ve kömür tozundan basınçla elde edilen yakacak
  • Linyit, kömür tozu ve katran tortusundan basınçla elde edilen, tuğla biçimli yapı malzemesi

    Çocuklar taşları, kırılmamış briketleri, tuğlaları çarçabuk bir yana yığdılar. - Lâtife Tekin

  • Kum ve çimentonun birleştirilmesiyle elde edilen yapı malzemesi

BERTİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Yara, bere
  • Deride mor leke, çürük

[sıfat]

  • İncinmiş, burkulmuş

BERİKİ

[sıfat]

  • Beride olan

    Beriki ev.

[zamir]

  • Beride olan şey veya kimse

    Fakat berikiler onu işitmemiş gibi masaya oturdular. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: öteki beriki

BETİLİ

[sıfat]

  • İçinde insan, hayvan ve doğa ögeleri bulunan (resim veya heykel), figüratif

Birleşik Kelimeler: betili sanat