BİRAHANECİLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

BİRAHANECİLİK harflerini içeren 6 harfli 66 kelime bulunuyor. 6 harfli BİRAHANECİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HİCRAN13, HERCAİ13, HİLECİ13, HACKER13, HAİNCE13, HARİCİ13, CERİHA13, BAHANE12, HARABE12, HARABİ12, HALEBİ12, RAHİBE12, BİNİCİ11, BİLİCİ11, BENCİL11, CİLBAN11, AHLAKİ10, AHİREN10, AHİLİK10, HİNLİK10, HANELİ10, HAREKİ10, HARELİ10, HARİKA10, HARLAK10, KAHİRE10, KARİHA10, LAHİKA10, NİHALE10, NEHARİ10, ACİLEN9, EKİNCİ9, İKİNCİ9, İLKECİ9, KALECİ9, ALBENİ8, BİNLİK8, BİKİNİ8, BİRLİK8, BERLİN8, BANKER8, BAKİRE8, BALKAR8, BALKAN8, BALİNA8, BAKLAN8, BERİKİ8, BENLİK8, BİENAL8, ERBAİN8, EKABİR8, İBİKLİ8, İBRANİ8, KALBEN8, KABARE8, KABİLE8, KABİNE8, RAKİBE8, ARNİKA6, İRİLİK6, İRİNLİ6, İLİNEK6, KARİNE6, KARİNA6, KARELİ6, RENKLİ6

ARNİKA (Kelime Kökeni: İtalyanca arnica)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Öküzgözü (I)

İRİLİK

[isim]

  • İri olma durumu

İRİNLİ

[sıfat]

  • İrin toplamış, cerahatli

İLİNEK

[isim]

[felsefe]

  • Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz

KARİNE (Kelime Kökeni: Arapça ḳarīne)

[isim]

[eskimiş]

  • Karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu
  • Belirti

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karine ile anlamak

KARİNA (Kelime Kökeni: İtalyanca carena)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemi omurgası
  • Gemi teknesinin su içinde kalan bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karina etmek
  • karinaya basmak

KARELİ

[sıfat]

  • Karelere bölünmüş, üstünde kareleri olan, damalı, satrançlı

    Dokuz kat elbiseniz arasında, iri siyah kareli elbisenizi bulamamışlar. - Necip Fazıl Kısakürek

RENKLİ

[sıfat]

  • Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan

    Havaya renkli fişekler atıyordu. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Neşeli, canlı, ilgi çekici

    Masallar folklor bakımından da türkülerden daha seyyal ve ekseriya daha renkli olurlar. - Asaf Halet Çelebi

[mecaz]

  • Kendine özgü, ilginç, çarpıcı nitelikleri olan (kimse)

    Renkli bir politikacı.

[isim]

[sinema]

  • Doğadaki renkleri olduğu gibi görüntüye aktarmayı gözeten film

Birleşik Kelimeler: renkli basın, renkli devrim, renkli film, renkli işitme, renkli televizyon, tek renkli

ALBENİ

[isim]

[mecaz]

  • Çekicilik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • albenisi olmak
  • albeni vermek

BİNLİK

[isim]

  • Bin birimden oluşan para
  • Yaklaşık üç litrelik büyük şişe

[sıfat]

  • Bin tanesi bir arada olan

Birleşik Kelimeler: beş binlik, elli binlik, on binlik, yirmi binlik, yüz binlik

BİKİNİ (Kelime Kökeni: Fransızca bikini)

[isim]

  • Deniz, göl, havuz vb. yerlere girerken veya güneşlenirken giyilen, iki parçadan oluşan kadın giysisi

BİRLİK

[isim]

  • Tek, bir olma durumu, vahdaniyet

    Tanrı'nın birliğine inanır.

  • Bir arada olma durumu, vahdet

    Türk milletinin birliği.

  • Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet

    Dil birliği. Ülkü birliği.

  • Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek

    Mühendisler birliği. Öğretmenler birliği.

[sıfat]

  • Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen

    Birlik cezve.

[askerlik]

  • Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk

    Birliğine dönerken karısını kendi anasının babasının yanına bıraktı. - Necati Cumalı

[edebiyat]

  • Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması

[felsefe]

  • Bölünmezliği içeren yalın bütün

[müzik]

  • En büyük değerdeki nota, dört dörtlük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • birlik olmak
  • birlikten kuvvet doğar

Birleşik Kelimeler: beşibirlik, günübirlik, zırhlı birlik, acemi birliği, ağız birliği, çıkarma birliği, dağ birliği, dil birliği, din birliği, el birliği, evlilik birliği, gönül birliği, görüş birliği, güç birliği, gümrük birliği, hava birliği, ırk birliği, ihtiram birliği, iş birliği, kader birliği, mal birliği, mekanize birliği, oy birliği, söz birliği, şirketler birliği, tören birliği, varlık birliği, yüklem birliği, paraşüt birlikleri, üç birlik kuralı, iş birlikli

BANKER (Kelime Kökeni: Fransızca banquier)

[isim]

  • Banka sahibi
  • Para, altın vb. taşınır değerlerin ticaretiyle uğraşan kimse

    Parayı aldıktan sonra harekete geçmediğinden aleyhine banker tarafından dava açılıyor. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Çok zengin kimse

BAKİRE (Kelime Kökeni: Arapça bākire)

[sıfat]

  • Cinsel ilişkide bulunmamış (dişi), kızoğlan, kızoğlankız, erden

    Bu mahallede bakire kızları bakkal dükkânına bile yollamıyorlar. - Peyami Safa

BALKAR

[isim]

  • Malkar