Bir ile Başlayan Kelimeler

BİR ile başlayan 111 kelime bulunuyor. Başında BİR olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bir kelimesinin anlamı nedir? Bir ile biten kelimeler. İçinde bir olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

BİRLEŞTİRİVERME27, BİREYLEŞEBİLMEK25, BİRLEŞTİRİCİLİK23, BİRLEŞTİREBİLME23, BİRLEŞİLEBİLMEK23, BİRİKTİREBİLMEK20

14 Harfli Kelimeler

BİREYLEŞEBİLME24, BİREYSELLEŞMEK23, BİRLEŞİLEBİLME22, BİREYLEŞTİRMEK22, BİRLEŞTİRİLMEK20, BİRİKTİREBİLME19

13 Harfli Kelimeler

BİRLEŞİVERMEK25, BİREYSELLEŞME22, BİRAHANECİLİK22, BİRLEŞEBİLMEK21, BİRLEŞTİRİLİŞ21, BİREYLEŞTİRME21, BİRLEŞTİRİLME19, BİRİKTİRİLMEK16

12 Harfli Kelimeler

BİRLEŞİVERME24, BİRİKİVERMEK21, BİRLEŞTİRİCİ20, BİRLEŞEBİLME20, BİRLEŞTİRMEK18, BİRİKİMCİLİK18, BİRİKEBİLMEK17, BİRİKTİRİLME15

11 Harfli Kelimeler

BİRİKİVERME20, BİRLEŞTİRİŞ19, BİRLEŞTİRME17, BİRLEŞİLMEK17, BİRİKEBİLME16, BİREYSELLİK16, BİRİKTİRMEK14, BİRLİKTELİK13

10 Harfli Kelimeler

BİRİNCASIF23, BİRAHANECİ19, BİREYLEŞME18, BİREYCİLİK17, BİRÇOKLARI17, BİRLEŞİLME16, BİRİKİŞMEK16, BİRDENBİRE16, BİRİNCİLİK15, BİRİKTİRİŞ15, BİRİCİKLİK15, BİRADERLİK14, BİRİKTİRME13, BİRİKTİRİM13

9 Harfli Kelimeler

BİREYÜSTÜ18, BİRACILIK16, BİRLEŞMEK15, BİRİKİŞME15, BİRİKİMCİ15, BİREŞİMLİ15, BİRDİRBİR15, BİRLENMEK12, BİRİKİNTİ11

8 Harfli Kelimeler

BİRAZCIK17, BİRYANCI16, BİRAZDAN15, BİRLEŞİM14, BİRLEŞME14, BİRAHANE14, BİRCİLİK13, BİREYSEL13, BİRİNCİL13, BİRLEŞEN13, BİRLEŞİK13, BİREYLİK12, BİRTAKIM12, BİRİKMEK11, BİRLEMEK11, BİRLENME11, BİRİLERİ10, BİRLİKTE10

7 Harfli Kelimeler

BİRÇOĞU21, BİREYCİ14, BİREŞİM13, BİRKAÇI13, BİRİCİK12, BİRİKİŞ12, BİRECİK12, BİRİNCİ12, BİREBİR11, BİRBİRİ11, BİRADER11, BİRİKİM10, BİRİKME10, BİRLEME10, BİRALIK10

6 Harfli Kelimeler

BİRACI12, BİRÇOK12, BİRKAÇ11, BİRDEN10, BİRYAN10, BİRSAM10, BİRİSİ9, BİRLİK8, BİRLER8

5 Harfli Kelimeler

BİR10, BİRAZ10, BİREY9, BİRUN8, BİRİM8, BİR7, BİRER7

4 Harfli Kelimeler

BİRİ6, BİRA6

3 Harfli Kelimeler

BİR5

BİR

[isim]

  • Sayıların ilki
  • Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı

[sıfat]

  • Aynı, benzer

    Beni daim şen gören safdiller öyle sansın / Ne bilsinler ki onlar bence birdir elem, haz - Enis Behiç Koryürek

[sıfat]

  • Beraber

    Hep biriz, ayrılmayız.

[sıfat]

  • Bu sayı kadar olan

    Bir kalem.

[sıfat]

  • Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı)

    Aydınlık bir odada, iki duvarın kesiştiği köşede zayıf, yaşlı bir adam yatıyordu. - Ayla Kutlu

[sıfat]

  • Tek

    Allah tektir ve birdir, amenna! - Ahmet Kabaklı

[sıfat]

  • Eş, aynı, bir boyda

    Bu kalemlerin ikisi birdir, hangisini isterseniz alınız.

[sıfat]

  • Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek

    Bizim kesemiz birdir.

[sıfat]

  • Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer

[zarf]

  • Bir kez

    Bir ona, bir sana, bir de bana baktı.

[zarf]

  • Sadece

    Her şey bitti, bir bu kaldı.

[zarf]

  • Ancak, yalnız

    Bunu bir sen yapabilirsin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... bir hâl almak (hâle girmek)
  • bir ... bir (veya bir de)
  • bir abam (postum) var atarım, nerede olsam yatarım
  • bir adama kırk gün ne dersen o olur
  • bir ağaçta gül de biter diken de
  • bir ağızdan çıkıp bin dile yayılır
  • bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz
  • bir arpa boyu (gitmek veya yol almak)
  • bir aşağı bir yukarı
  • bir atımlık barutu olmak (veya kalmak)
  • bir ayağı çukurda olmak
  • bir ayak üstünde bin yalan söylemek
  • bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek
  • bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez
  • bir baltaya sap olamamak
  • bir bardak suda fırtına koparmak
  • bir başa bir göz yeter
  • bir başka (olmak)
  • bir baştan (veya uçtan) bir başa (veya uca)
  • bir ben, bir de Allah bilir
  • bir biçimine getirmek
  • bir boka yaramamak
  • bir bu eksikti
  • bir çatı altında (olmak veya bulunmak)
  • bir çekirdek geri kalmamak
  • bir çiçekle bahar (veya yaz) olmaz
  • bir çöplükte iki horoz ötmez
  • bir çuval inciri berbat etmek
  • bir dalda durmamak
  • bir de
  • bir dediği bir dediğini tutmamak
  • bir dediği iki olmamak
  • bir dediğini iki etmemek
  • bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazmış
  • bir deri bir kemik (kalmak)
  • bir dikili ağacı olmamak
  • bir dikiş kaldı
  • bir dokun bin ah işit (veya dinle) (kâseifağfurdan)
  • bir don bir gömlek
  • bir dostluk kaldı!
  • bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir
  • bir dudağı yerde bir dudağı gökte
  • bir düşüncedir (veya düşünce) almak
  • bire ... vermek
  • bire beş katmak
  • bire bin katmak
  • bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar
  • bir elini bırakıp ötekini öpmek
  • bir elinin verdiğini öbür elin görmesin
  • bir elin nesi var, iki elin sesi var
  • bir elin sesi çıkmaz
  • bir eli yağda bir eli balda (olmak)
  • bir elle verdiğini öbür elle almak
  • bir elmanın yarısı o, yarısı bu
  • bir fende kazık kakmak (veya çakmak)
  • bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır
  • bir fit bin büyü yerine geçer
  • bir gömlek aşağı
  • bir gömlek fazla eskitmiş olmak
  • bir görüş bir kör biliş
  • bir göz ağlarken öbür göz gülmez
  • bir göz gülmek
  • bir günden bir güne
  • bir günlük beylik beyliktir
  • bir hâl olmak
  • bir hizaya gelmek
  • biri bilmeyen bini hiç bilmez
  • bir içim su (gibi olmak)
  • bir iğne bir iplik olmak
  • bir ilke imza atmak
  • bir inat, bir murat
  • bir işaretine bakmak
  • bir işi başından kesmek
  • bir iş olmak
  • bir iştir oldu
  • bir kafada olmak
  • bir kapıya çıkmak
  • bir karıyla bir koca, dırdır eder her gece
  • bir kaşık suda boğmak
  • bir kazanda kaynamak
  • bir kenara atılmak
  • bir kenarda durmak
  • bir kıza dünür düşmek
  • bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır
  • bir kolayını aramak
  • bir kolayını bulmak
  • bir kol çengi
  • bir koltuğa iki karpuz sığmaz
  • bir korkak bir orduyu bozar
  • bir koyundan iki post çıkarmak
  • bir Köroğlu, bir Ayvaz
  • bir köşeye atılmak
  • bir köşeye atmak
  • bir köşeye çekilmek
  • bir köşeye koymak
  • bir köşeye oturmak
  • bir köşeye sinmek
  • bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (veya dokunur)
  • bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak
  • bir kurşun atımı
  • bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır
  • bir mum al da derdine yan
  • bir noktaya kadar
  • bir o kadar
  • bir olmak
  • bir olmak
  • bir o yana, bir bu yana
  • bir papel (veya pul) etmemek
  • bir pula satmak
  • bir selam bin hatır yapar
  • bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sonunda yakalanırsın çekirge (veya üçüncüsünde avucuma düşersin çekirge)
  • bir sıkımlık canı olmak
  • bir söylemek pir söylemek
  • bir söyle on dinle
  • bir sözünü (veya dediğini) iki etmemek
  • bir sürçen atın başı kesilmez
  • bir şey (veya şeyler) olmak
  • bir şey anlamamak
  • bir şeye benzememek
  • bir şeyler, bir şeyler
  • bir şey sanmak
  • bir şey söylemek
  • bir şey yapmak
  • bir tanem
  • bir tarafa bırakmak (veya koymak)
  • bir tarakta bezi olmamak
  • bir taşla iki kuş vurmak
  • bir tat, bin feryat
  • bir tek
  • bir tek atmak
  • bir tepe yıkılır, bir dere dolar
  • bir torba kemik
  • bir tuhaflığı olmak
  • bir tutmak (veya görmek)
  • bir varmış bir yokmuş
  • bir yakadan baş çıkarmak
  • bir yastığa baş koymak
  • bir yastıkta kocamak
  • bir yaşına daha girmek
  • bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden
  • bir yere kadar
  • bir yiyip bin şükretmek
  • bir yol tutturmak
  • bir yolunu bulmak

Birleşik Kelimeler: bir ağızdan, bir alay, bir âlem, bir an, bir anlamda, bir anlık, bir ara, bir aralık, bir araba, bir arada, bir atımlık, bir avuç, bir ayak evvel, bir ayak önce, biraz, bir bakıma, bir başına, bir başkası, bir bir, bir boy, bir çenekliler, bir çenetli, bir çırpıda, bir çift, bir çuval dolusu, bir daha, bir damla, bir defa, bir defacık, bir derece, bir diğeri, bir dikişte, bir dirhem, bir dizi, bir dolu, bir düzine, bir düziye, bir evcikli, bir gıdım, bir gözeli, bir gün evvel, bir gün önce, bir güzel, bir hamlede, bir hayli, bir hoş, bir hücreli, bir iki, birkaç, bir kalem, bir karar, bir karış, bir kere, bir koşu, bir küme, bir lahza, bir lokma, bir milyonluk, bir müddet, bir nebze, bir nefes, bir nevi, bir nice, bir numara, bir ölçüde, bir örnek, bir paralık, bir parça, bir parmak, bir sıra, bir solukta, bir süre, bir sürü, bir tabur, bir tahtada, birtakım, bir tane, bir temiz, bir terimli, bir tomar, bir tuhaf, bir tutam, bir türlü, bir vakitler, bir yana, bir yanda, bir yandan, bir yığın, bir yol, bir yudum, bir zahmet, bir zaman, birdenbire, birdirbir, birebir, bire bir, bire bir eşleme, ağzı bir, arada bir, ayda yılda bir, beş bir, binbir, binde bir, bire bir, daha bir, dört bir, elde bir, ellibir, hangi bir, hep bir ağızdan, her bir, herhangi bir, hiçbir, iki bir, ikide bir, kapı bir komşu, kırkyılda bir, nisan bir, nisan bir şakası, onbiraylık, şöyle bir, üç bir, yirmibir, ikide birde, başka biri, hiçbiri

BİRİ

[zamir]

  • Bir tanesi

    Kurşun vınlayarak gidip bahçedeki ağaçlardan birine saplanmıştı. - Ayşe Kulin

  • Bilinmeyen bir kimse

    İhtimal, hırsız Eşref'in hayranlarından biriydi. - Orhan Seyfi Orhon

Ata Sözleri ve Deyimler

  • biri eşikte biri beşikte
  • biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar

Birleşik Kelimeler: her biri, herhangi biri, hiçbiri

BİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca birra)

[isim]

  • Arpa ile şerbetçi otunun mayalandırılmasıyla yapılan bir içki, arpa suyu

    Masadakilerin kimi rakı, kimi de bira içiyordu. - Ayşe Kulin

Birleşik Kelimeler: bira bardağı, birahane, bira mayası

BİRLİ

[sıfat]

  • Bir parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden bir tane bulunan

[isim]

  • As (II)

Birleşik Kelimeler: on birli

BİRER

[sıfat]

  • Herkese bir

    Birer kalp bıraktılar bize kırık / Ömrümüzce gözyaşı döktürecek - Cahit Sıtkı Tarancı

Birleşik Kelimeler: birer ikişer

BİRLİK

[isim]

  • Tek, bir olma durumu, vahdaniyet

    Tanrı'nın birliğine inanır.

  • Bir arada olma durumu, vahdet

    Türk milletinin birliği.

  • Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet

    Dil birliği. Ülkü birliği.

  • Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek

    Mühendisler birliği. Öğretmenler birliği.

[sıfat]

  • Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen

    Birlik cezve.

[askerlik]

  • Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk

    Birliğine dönerken karısını kendi anasının babasının yanına bıraktı. - Necati Cumalı

[edebiyat]

  • Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması

[felsefe]

  • Bölünmezliği içeren yalın bütün

[müzik]

  • En büyük değerdeki nota, dört dörtlük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • birlik olmak
  • birlikten kuvvet doğar

Birleşik Kelimeler: beşibirlik, günübirlik, zırhlı birlik, acemi birliği, ağız birliği, çıkarma birliği, dağ birliği, dil birliği, din birliği, el birliği, evlilik birliği, gönül birliği, görüş birliği, güç birliği, gümrük birliği, hava birliği, ırk birliği, ihtiram birliği, iş birliği, kader birliği, mal birliği, mekanize birliği, oy birliği, söz birliği, şirketler birliği, tören birliği, varlık birliği, yüklem birliği, paraşüt birlikleri, üç birlik kuralı, iş birlikli

BİRLER

[isim]

[matematik]

  • Ondalık sayı sistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ilk sayının bulunduğu basamak

BİRUN (Kelime Kökeni: Farsça bīrūn)

[isim]

[tarih]

  • Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm

BİRİM

[isim]

  • Bir kümenin her elemanı
  • Bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, ünite
  • Bir niceliği ölçmek için kendi cinsinden örnek seçilen değişmez parça, vahit

    Uzunluk ölçüsü birimi metredir.

  • Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri

[dil bilgisi]

  • Dilin, oluşturduğu yapı içinde, belli bir düzlemde yer alan öbür ögelerle kurduğu bağıntılarla tanımlanan ayrı nitelikli öge, ünite

Birleşik Kelimeler: birimkare, birimküp, birim tüketimi, birimler bölüğü, son birim, biçim birimi, leksik birimi, nazım birimi, para birimi, ses birimi, sözlük birimi, zaman birimi

BİRİSİ

[zamir]

  • Herhangi bir kimse

    Birisi sezecek olsa kim bilir ne dedikodular çıkarılırdı. - Erhan Bener

Ata Sözleri ve Deyimler

  • birisinden biri

BİREY

[isim]

  • Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert

    Matbaanın bulunması, sanat ve kültür olaylarından tüm bireylerin nasiplenmesi yolunu açtı. - Aydın Boysan

  • Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri

[mantık]

  • Bir türün kapsamı içine giren somut varlık

[ruh bilimi]

  • İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert

[toplum bilimi]

  • Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri, fert

Birleşik Kelimeler: birey oluş, bireyüstü

BİRİLERİ

[zamir]

  • Bazı kimseler

BİRLİKTE

[zarf]

  • Bir arada, beraberce, hep beraber

    Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz / Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare - Tevfik Fikret

  • Yanında, beraberinde

    Kitabınızı birlikte getirdiniz mi?

  • Beraber

    Ahmet Vefik Paşa'nın telif tiyatro eserleri yazdığını bilmekle birlikte bunlar elimizde yoktur. - Metin And

Birleşik Kelimeler: birlikte yaşama, bununla birlikte

BİRİKİM

[isim]

  • Birikme, bir yerde toplanıp yığılma

    Kim bilir kaç olayın birikimiyle zifir gibi kararmıştı içi. - Tarık Buğra

  • Gözlemler, deneyler sonucu elde edilmiş şeylerin bütünü, deneyim

    Mimari birikim bazen bir kente köklü bir damga, bir özellik bırakıyor. - Haldun Taner

  • Bilim veya sanat alanında sahip olunan bilgi, repertuvar

[ekonomi]

  • Biriktirilen mal veya para

[jeoloji]

  • Herhangi bir aşınma sürecinde veya taşıma işi yapılırken alüvyonlu maddelerin bırakılması

[toplum bilimi]

  • Toplumların kültürel varlıklarının gelişip genişlemesi ve uygarlık düzeyinin yükselmesi süreci

Birleşik Kelimeler: anamal birikimi

BİRİKME

[isim]

  • Birikmek işi

Birleşik Kelimeler: birikme havzası