BİLUMUM ile Oluşan Kelimeler (BİLUMUM Kelime Türetme)

BİLUMUM harflerinden oluşan 17 kelime bulunuyor. BİLUMUM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bilumum kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

BİLUMUM13

5 Harfli Kelimeler

MUMLU9, UMUMİ9

4 Harfli Kelimeler

BLUM8, UMUM8, ULUM7

3 Harfli Kelimeler

BUL6, MUM6, UMU6, MİM5, ULU5, LİM4, MİL4

2 Harfli Kelimeler

BU5, İM3, Mİ3, İL2

İL

[isim]

  • Ülkenin vali yönetimindeki bölümü, vilayet

    İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır. - Anayasa

  • Şehrin niteliklerini taşıyan büyük yerleşim yeri
  • Ülke, yurt

[tarih]

  • Eski Türklerde devlet

Birleşik Kelimeler: ilbay

İM

[isim]

  • İşaret
  • Alamet

Birleşik Kelimeler: im bilimi, çizgi im, kesme imi

Mİ (Kelime Kökeni: İtalyanca mi)

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde re ile fa arasındaki ses ve bu sesi gösteren nota işareti

LİM (Kelime Kökeni: Fransızca lime)

[isim]

  • Küçük limon

MİL (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Selin sürükleyip getirdiği çok küçük taneli çamurlaşmış kum ve toprak karışımı

[isim]

  • Türlü işlerde kullanılmak için yapılan ince ve uzun metal çubuk
  • Göze sürme çekmeye yarayan, kemik veya fil dişinden yapılmış ince ve uzun araç

Birleşik Kelimeler: eksantrik mili, kenet mili, krank mili

[isim]

[matematik]

  • Karada 1609, denizde 1852 metre olarak kabul edilen bir uzaklık ölçü birimi

    Köprü ile Kadıköy arasındaki mesafenin kaç mil olduğunu bilmiyordum. - Ahmet Rasim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mil yapmak

Birleşik Kelimeler: deniz mili, hava mili, kara mili

MİM (Kelime Kökeni: Arapça mīm)

[isim]

  • Arap alfabesinin yirmi dördüncü harfinin adı

[eskimiş]

  • Biten bir yazının altına konulan işaret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mim koymak (veya yapıştırmak)

[isim]

[tiyatro]

  • Eski Yunan ve Roma'da yaşamı, töreleri taklit amacı güden komedi türü
  • Bir oyuncunun herhangi bir davranış veya duyguyu yüz ve vücut hareketleriyle anlattığı oyun türü
  • Bu türü gerçekleştiren sanatçı

ULU

[sıfat]

  • Erdemleri bakımından çok büyük, yüce

    Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çok yüksek, çok büyük olan (şey)

    Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa

BU

[sıfat]

  • Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz

    Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit

[zamir]

  • En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz

    Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bu abdestle daha çok namaz kılınır
  • bu denli
  • bu kadar
  • bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
  • bu minval üzere
  • buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
  • bunda bir iş var
  • bundan
  • bundan iyisi can sağlığı
  • bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
  • bu sıcağa kar mı dayanır?
  • bu yana

Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu

BUL

[isim]

  • Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta

MUM (Kelime Kökeni: Farsça mūm)

[isim]

  • Bir fitilin etrafına erimiş bal mumu, içyağı, stearik asit veya parafin dökülerek genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun aydınlatma aracı
  • Bal mumu

[fizik]

  • Işık şiddeti birimi, kandela

[kimya]

  • Bazı böcekler ve bitkiler tarafından salgılanan, böceklerin deri ve tüylerini, bitkilerin yüzeyini kaplayarak koruyucu görev yapan, içinde serbest yağ asitleri, alkoller ve doymuş hidrokarbonlar bulunan esterler

    En bilinen mum, arıların yaptığı bal mumudur.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • muma döndürmek (veya çevirmek)
  • mum dibine ışık vermez
  • mum etmek
  • mum gibi
  • mum kesilmek
  • mumla aramak
  • mumla aratmak
  • mum olmak
  • mum tutturmak
  • mum yakmak
  • mum yanmayınca pervane dönmez (veya yanmaz)
  • mum yapıştırmak

Birleşik Kelimeler: mum ağacı, mum ampul, mum boyası, mum cilası, mum çiçeği, mum direk, mum duruşu, mumhane, mum palmiyesi, mumsöndü, bal mumu, eğir mumu, mühür mumu, yer mumu

UMU

[isim]

  • Umut, istek, arzu

ULUM (Kelime Kökeni: Arapça ʿulūm)

[isim]

[eskimiş]

  • Bilimler, ilimler

BLUM (Kelime Kökeni: Fransızca blum)

[isim]

  • Bir iskambil oyunu türü

UMUM (Kelime Kökeni: Arapça ʿumūm)

[sıfat]

  • Bütün, tüm, kamu

    Onun umum kumandanlığı, boş çöller içinde bedevi şeyhlerine verilen fahri paşalıklar gibi bir şey idi. - Falih Rıfkı Atay

[zamir]

  • Herkes, halk, ahali

    Üçü de kısa bir boyun kırışıyla umumu selamladılar. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: umumhane, umum müdür

MUMLU

[sıfat]

  • Mumu olan, mum konulmuş olan

    Yedi mumlu pasta.

  • Muma batırılmış, mumla hazırlanmış olan

    Mehmet geldiği zaman mektubu bitirmiş, mumlu çaputa sarmıştı. - Mustafa Necati Sepetçioğlu

Birleşik Kelimeler: mumlu kâğıt