[-i]

• İlerlemesini sağlamak, ilerlemesine yol açmak

  İşte o gün bugündür ahbaplığı ilerlettik. - Nazım Hikmet

[nesnesiz]

• Biletme işine konu olmak

[isim]

• Briketlemek işi

[-i]

• Belgeye dayanarak ortaya koymak

[mantık]

• Belitleme kuramını ortaya koymak

[isim]

• Belirtilmek işi

[isim]

• Berkitilmek işi

[-i]

• Belirli duruma getirmek, belirli kılmak, tayin etmek

  Ama gidemeyenlerden hangisinin başına ne geleceğini tamamen tesadüfler belirledi. - Elif Şafak

[mantık]

• Yeni bir kavramı, özünü oluşturan ögeleri açıklayarak tanımlamak, sınırlamak

• Bir kavramı, ayırıcı bir öge ekleyerek sınırlamak, kapsam bakımından daraltmak, genellemek karşıtı

[isim]

• Bekletilmek işi

[isim]

• Ekleştirmek işi

[-i]

• Bir düşünceyi, bir eseri, bir yargıyı inceleyerek doğruluk veya yanlışlığını ortaya çıkarmak ve gerçek değerini belirtmek, tenkit etmek

  Toplum ve aile içindeki sorunları çözümleyen veya eleştiren oyunlar daha çok çağdaş Fransız tiyatrosunun etkisiyle yazılmıştır. - Metin And

[nesnesiz]

• İşletme işi yapılmak

  İşlemeyen demir paslanır. Gövdemiz bir düzen içinde işletilirse ışıldar. - Nazım Hikmet

[-i]

• Şerit geçirmek, şeritle süslemek

[isim]

• Tilkileşmek işi

[isim]

• Bekletilme işi

  Burada, kırk beş dakika kadar, elleri daima kelepçeli, bir koltukta bekleyiş veya bekletiliş. - Necip Fazıl Kısakürek

[-i]

• Gerilemesine yol açmak