BİLEŞİKLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BİLEŞİKLİK harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli BİLEŞİKLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BİŞEK10, BİLİŞ10, BEŞLİ10, BEŞİK10, EŞLİK8, İŞKİL8, İŞLEK8, İŞLİK8, KLİŞE8, KEŞİK8, KEŞKİ8, ŞEKLİ8, ŞEKİL8, BİLEK7, BELLİ7, BELKİ7, BELİK7, EKİLİ5, ELLİK5, İLKEL5, İKİLİ5, KİLLİ5, KELİK5, KELLİ5

EKİLİ

[sıfat]

  • Ekilmiş olan, mezru

    Ekili tarla.

ELLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eldiven
  • Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç

[denizcilik]

  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İLKEL

[sıfat]

  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

  • Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
  • Basit, karmaşık olmayan

    Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam

[isim]

  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad

[mecaz]

  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz

[felsefe]

  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum

İKİLİ

[sıfat]

  • İki parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden iki tane bulunan

    İkili koltuğun kenarındaki ufacık, simsiyah delik, bebeği görmeye gelen bir akrabanın sigarasının külünden hatıraydı. - Elif Şafak

  • İskambil, domino vb. oyunlarda iki işareti bulunan (kâğıt veya pul)
  • İki taraf arasında yapılmış

    İkili anlaşma.

[isim]

[müzik]

  • İki çalgı veya iki ses için düzenlenmiş müzik parçası, düet

[isim]

  • İki kişiden oluşmuş topluluk

[isim]

  • İkili bahis

    İkili, bir liraya iki yüz yirmi lira verdi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikili oynamak

Birleşik Kelimeler: ikili averaj, ikili bahis, ikili çatı, ikili kök, ikili sigorta, ikili ünlü, ikili yatak, sıralı ikili

KİLLİ

[sıfat]

  • İçinde kil bulunan

    Killi kütle. Killi şist.

KELİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eski ayakkabı

KELLİ

[edat]

[halk ağzında]

  • `Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz

    Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı

BİLEK

[isim]

  • Elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm

    Kadın, ağır takılarla yüklü sol bileğini yeşil abajurun altına doğru uzatmış. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • Güç, kuvvet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bileğinde altın bileziği olmak
  • bileğine güvenmek
  • bileğinin hakkıyla (veya gücüyle veya kuvvetiyle veya zoruyla)
  • bilek gibi

Birleşik Kelimeler: bilek damarı, bilek güreşi, bilek saati, demir bilek, tek bilek, ayak bileği, tunç bilekli

BELLİ

[sıfat]

  • Beli olan

    Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin? - Nezihe Araz

Birleşik Kelimeler: karınca belli

[sıfat]

  • Bilinmedik bir yanı olmayan, malum

    Hâlimiz, vaktimiz sizce belli. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr

    Bu azade insanlarda her türlü adiliklerden uzak bir efendilik olduğu ne kadar da bellidir. - Asaf Halet Çelebi

  • Belirli, muayyen

    Bu oyun çok kısa, belli bir temsil süresi doldurmuyor. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • belli etmek
  • belli olmak

Birleşik Kelimeler: belli başlı, belli belirsiz

BELKİ (Kelime Kökeni: Arapça bel + Farsça ki)

[zarf]

  • Olabilir ki, muhtemel olarak

    İşte en basit bir sebep. Belki sadeliğinden tuhaf geliyor insana. - Necip Fazıl Kısakürek

[bağlaç]

  • Olsa olsa, ya ... ya ..., ihtimal

    Belki bir sabah vakti, belki bir gece yarısı / Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz - Ziya Osman Saba

Ata Sözleri ve Deyimler

  • belki de

BELİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Saç örgüsü

EŞLİK

[isim]

  • Eş olma durumu
  • Birlikte, beraber

    Terminale ancak benim eşliğimde gidebildi.

[müzik]

  • Belirli bir modeli ile armoni oluşturan ve bir veya birkaç partiye bölüştürülen sesler bütünü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eşlik etmek

İŞKİL (Kelime Kökeni: Arapça işkāl'den)

[isim]

  • Kuruntu

İŞLEK

[sıfat]

  • Çok işleyen, canlı, hareketli

    İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Özenmeden, çabuk yazıldığı hâlde okunaklı ve güzel olan (yazı)

    İşlek, açık bir yazı. Bir kadın elinden çıkma. - Tarık Dursun K.

Birleşik Kelimeler: işlek ek

İŞLİK

[isim]

  • Atölye

    İşliğin karanlık köşelerinde babasının yüzlerce hayali vardı. - Reşat Enis

[halk ağzında]

  • Gömlek

    Tulumbaya yaklaştı, işliğinin yakasını açtı, kollarını sıvadı. - Samim Kocagöz