BİLAVASITA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
BİLAVASITA harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli BİLAVASITA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BAVLI14,
ATLAS (Kelime Kökeni: Arapça aṭlas)
- Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü, saten
Birleşik Kelimeler: atlas çiçeği, atlas kemiği
- Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi
-
Bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap
Anatomi atlası. Dil atlası.
Atıldığın bu macerada yolunu kaybedecek olursan bu düş atlasının sayfalarını karıştırabilirsin. - İhsan Oktay Anar
Birleşik Kelimeler: dil atlası, gök atlası
LASTA (Kelime Kökeni: Fransızca lasta)
- Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kilograma yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi
SALTA (Kelime Kökeni: İtalyanca salto)
- Köpeğin arka ayakları üzerine ayağa kalkması
Ata Sözleri ve Deyimler
- salta durmak
- Gergin duran bir halatı biraz koyuverme işi
-
Yakasız, iliksiz, kolları bolca bir tür kısa ceket
Saltasını omzuna attı. Dışarıya çıktı. - Ömer Seyfettin
SALAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣalāt)
- Namaz
- Hz. Muhammed'in adı anıldığında saygı göstermek için okunan dua
Birleşik Kelimeler: salatüselam
TALAS
- Kayseri iline bağlı ilçelerden biri
BALTA
- Ağacı kesme, yarma, yontma vb. işlerde kullanılan ağaç saplı, demir araç
Ata Sözleri ve Deyimler
- baltadan kurtulmak
- balta değmedik ağaç olmaz
- balta değmemiş (veya girmemiş veya görmemiş)
- balta olmak
- baltası kütükten çıkmak
- balta vurmak
- baltayı taşa vurmak
Birleşik Kelimeler: baltabaş, ay balta, deli balta, sapsız balta, aşçı baltası, hacamat baltası
BALAT (Kelime Kökeni: Fransızca ballade)
- Orta Çağ'da, üç bentten oluşan bir Batı şiiri türü
- Batı'da, belirli danslara eşlik eden bir şarkı türü
-
Serbest biçimli, romantik, müzik araçlarıyla çalınan veya şarkı olarak okunan eser
Schubert'in balatları.
TABLA (Kelime Kökeni: Arapça ṭabla)
-
Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi
Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılan tepsiye benzer altlık
-
Bir şeyin düz ve geniş bölümü
Çadır direği tablası. Hokka takımı tablası.
-
Küllük
Tablada ruj izli sigara artıkları var. - Refik Halit Karay
- Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça
- Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir çalgı türü
- Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri
Birleşik Kelimeler: kül tablası, sigara tablası, yemek tablası
ASABİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣabī)
-
Sinirli
Bu sebepsiz ağrılar gibi onun her şeyi asabi mizacının belirtisi idi. - Tarık Buğra
- Sinirsel
-
Sinirli bir biçimde
Artık çok daha asabi çıkıyordu Gaba'nın sesi. - Nazım Hikmet
ABALI
- Aba giymiş olan
BASİT (Kelime Kökeni: Arapça basīṭ)
-
Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı
İşte en basit bir sebep. Belki sadeliğinden tuhaf geliyor insana. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Kolay
En basit şeyi yazamayacak kadar cahildi. - Haldun Taner
-
Süssüz, gösterişsiz
Üstünde basit ve kapalı bir çarşaf vardı. - Aka Gündüz
-
Bilgi ve görgüsü sınırlı olan, bayağı, görgüsüz
Bu, fikirsiz, basit ve masum bir çocuk hafifliği değildi. - Reşat Nuri Güntekin
-
Her zaman rastlanan, özelliği olmayan, olağan
Bu basit takılmalar, her seferinde onları güldürdü. - Necati Cumalı
Ata Sözleri ve Deyimler
- basite indirgemek
Birleşik Kelimeler: basit cisim, basit cümle, basit faiz, basit kelime, basit kesir, basit renk, basit tümce
BASİL (Kelime Kökeni: Fransızca bacille)
- Bakterilerin çomak biçiminde ince uzun olan türü
Birleşik Kelimeler: Koch basili
BATIL (Kelime Kökeni: Arapça bāṭil)
- İnançlar bakımından gerçek olmayan
- Çürük, temelsiz, asılsız
- Boş, beyhude
-
Geçersiz
Bütün kıymet hükümlerinin batıl ve bütün ölçülerin bozuk olduğunu ispat yolunda birbiriyle müsabaka eden muharrir ve mütefekkirlerin adedi, o devirde, sayılmayacak kadar çoktu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Birleşik Kelimeler: batıl inanç, batıl itikat
LİBAS (Kelime Kökeni: Arapça libās)
-
Giysi
Bu libaslar altında ikisinin de yürümeleri, tavırları değişmişti. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
SABİT (Kelime Kökeni: Arapça s̱ābit)
- Yerinden oynamayan, yerini değiştirmeyen, durağan
-
Gerçekliği tespit edilmiş, kanıtlanmış olan
Bir amaç uğruna göze alınacak sıkıntı ve zorlukların sabit sembolleri işimize yaramayabilir. - İsmet Özel
-
Değişmeyen, hep aynı kalan, önceden ayarlanmış
Sabit gelir.
Ata Sözleri ve Deyimler
- sabit olmak
Birleşik Kelimeler: sabit fikir, sabitkadem, sabit kalem, sabit kur, sabit polinom, fikrisabit