[sıfat]

• Olabilir

  Ben onu bir göreyim, dedi, kabil mi? - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

• kabil değil

[sıfat]

[eskimiş]

• Türlü, gibi, benzer

[isim]

• Tür, cins

[isim]

• Kutsal günlerde karşılık beklemeden hayır için dağıtılan içme suyu

• Genellikle camilere bitişik özel bir biçimde yapılmış, karşılık beklemeden hayır için içme suyu dağıtılan taş yapı, sebilhane

[halk ağzında]

• Meyan kökü şerbetini bir hayır için dağıtma

Ata Sözleri ve Deyimler

• sebil etmek

[sıfat]

• Dayanıklı, sağlam

• Dengeli

• Düz (I)

• Oturmuş

[mecaz]

• Kararlı, değişmez

[sıfat]

[tıp]

• Bedensel ve zihinsel bakımdan güçsüz

[sıfat]

• Hareketli, taşınabilir

[isim]

• Parçalar hâlinde yapılmış olup hava hareketleriyle kımıldayan heykel

[isim]

[eskimiş]

• Bir şeyin öncesi, geçmişi

[isim]

[hayvan bilimi]

• Sağanlardan, kentler ve açık alanlarda yaşayan, kırlangıca göre kanatları daha uzun ve kavisli bir tür kuş, dağ kırlangıcı (Apus apus)

[sıfat]

• Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan

  Düşmanlarla beraber Anadolu'da mukabil teşkilat yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş. - Atatürk

• Bir şeyin karşısında bulunan

• Karşılıklı

  Hatta bir halıdaki mukabil iki şekilden bile biri diğerine tamamıyla müşabih değildir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[zarf]

• Karşılık olarak

  Bir iki iyi habere mukabil her gün nice kaza ve bela haberleri verir. - Abdülhak Şinasi Hisar

[zarf]

• Rağmen

  Oraya altın parlaklığı veren guruplara mukabil buradan her sabah pırıl pırıl bir güneş doğduğunu da ben çok defalar gördüm. - Asaf Halet Çelebi

[isim]

• Bir yüzünde sayılar veya resimler bulunan, çeşitli oyunlar oynamaya yarayan kart, oyun kâğıdı

  Sonbahar sonları olduğu için orada ancak iki ihtiyar otçu ile bir bahçıvan iskambil oynuyorlardı. - Osman Cemal Kaygılı

• Bu kartların 52 tanesinden oluşan deste

• Bu kart destesiyle oynanan oyun

[isim]

• Hasırdan örülmüş saplı torba

  Evin sabah alışverişini yapmış, elimde zembil, çarşıdan dönüyorum. - Necati Cumalı

[sıfat]

[eskimiş]

• Karşılıklı

[isim]

• Motorlu, dört tekerlekli kara taşıtı

  Otomobiller, atlar, arabalar coşkun bir sel uğultusu ile geçiyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Sanayi ve tarımda kullanılan, tekerlekler üzerine kurulmuş, istenilen yere çekilebilen patlamalı motor veya buhar makinesi

[isim]

[ekonomi]

• Üretilen mal değerlerinin iniş çıkışına göre tespit edilen ücret ödeme düzeni

[isim]

• Elektrik enerjisiyle işleyen otomobil