BEŞPENÇE ile Oluşan Kelimeler (BEŞPENÇE Kelime Türetme)

BEŞPENÇE harflerinden oluşan 21 kelime bulunuyor. BEŞPENÇE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Beşpençe kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

BEŞPENÇE20

6 Harfli Kelimeler

BEÇENE11

5 Harfli Kelimeler

PENÇE12

4 Harfli Kelimeler

PEÇE11, ÇENE7, NEŞE7

3 Harfli Kelimeler

PEÇ10, PEŞ10, BEŞ8, ŞEB8, EPE7, ŞEN6, BEN5, EBE5

2 Harfli Kelimeler

PE6, ÇE5, EŞ5, ŞE5, BE4, EN2, NE2

EN

[isim]

  • Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı

    Kumaşın eni. Yolun eni. Kâğıdın eni.

[isim]

[halk ağzında]

  • Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret

[zarf]

  • Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime

    En iyi adamını yollamış buraya. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • en kötü günümüz böyle olsun

Birleşik Kelimeler: en aşağı, en azından, enberi, enöte

NE

  • Türk alfabesinin on yedinci harfinin adı, okunuşu

[kimya]

  • Neon elementinin simgesi

[zamir]

  • Hangi şey
  • Her şey

    Ne görse ister. Kimin nesi varsa. Ne isterse yapar.

  • Birçok şey

    Neler söylüyor? İnsan aklı neler keşfediyor?

[sıfat]

  • Hangi

    Güzel heykel, ne yandan bakarsan, ne yana çevirirsen gene güzeldir. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[sıfat]

  • Nasıl

    Bu ne kıyafet?

[zarf]

  • Neden

    Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun? - Burhan Felek

[zarf]

  • Şaşma veya abartı bildiren bir söz

    Ne sıcak, ne sıcak! Ne güzel çiçekler! Ne kaba adam!

  • `Sana ne, bana ne` gibi sorularda `ne ilgisi var` anlamına gelen bir söz

    Zahmeti ben çekeceğim, sana ne?

[ünlem]

  • Soru biçiminde şaşma bildiren ünlem

    Ne, yıkıldı ha!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ne âlem
  • ne âlemde?
  • ne alıp veremiyor?
  • ne arar (veya onda ... ne gezer)
  • ne arıyor
  • ne biçim?
  • ne buyrulur?
  • ne çare
  • ne çıkar
  • ne çiçektir, biliriz
  • ne dedim de
  • ne demek?
  • ne demek olsun
  • ne demeye
  • ne denir (veya dersin)
  • ne denli
  • ne de olsa
  • ne dese beğenirsin?
  • nedir ki
  • ne diye?
  • ne ekersen onu biçersin
  • ne fayda
  • ne gam
  • ne gezer
  • ne gibi?
  • ne gözle bakmak
  • ne güne duruyor?
  • ne günlere kaldık!
  • ne haber?
  • ne hacet
  • ne haddine!
  • ne hâlde?
  • ne hâli varsa görsün
  • ne hikmetse (veya hikmettir)
  • ne idiği belirsiz
  • ne imiş?
  • ne ise
  • ne istediğini bilmek
  • ne iyi!
  • ne kadar
  • ne kadar olsa
  • ne kadar varsa
  • ne lazım
  • neler
  • neler de neler, maydanozlu köfteler
  • neler neler
  • ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
  • ne mene
  • ne menem
  • ne mümkün
  • ne münasebet!
  • ne o?
  • ne olacak!
  • ne olduğunu bilememek
  • ne oldum delisi olmak
  • ne olur (veya olursun veya olursunuz)
  • ne olursa olsun
  • ne oluyor?
  • ne pahasına olursa olsun
  • ne söylüyorsun?
  • ne var ki
  • ne yaparsın (veya yapmalı) ki
  • ne yapıp yapıp
  • ne yaptığını bilmemek
  • ne yazar
  • ne yazık ki
  • neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
  • neyin nesi (kimin fesi)
  • neyleyim
  • neymiş
  • ne yüzle

Birleşik Kelimeler: ne âlâ, neme gerek, neme lazım

BE

  • Türk alfabesinin ikinci harfinin adı, okunuşu

[ünlem]

  • `Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü

    Namluna dayanır, yola dalarsın / Duruşun bakışın yaman, be Ali! - Faruk Nafiz Çamlıbel

[kimya]

  • Berilyum elementinin simgesi

BEN

[isim]

  • Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı

    Dedim tane tane olmuş benlerin / Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır - Âşık Ömer

  • En çok üzümde görülen olgunlaşma belirtisi

[halk ağzında]

  • Saçta, sakalda beliren beyazlık

Birleşik Kelimeler: örümceksi ben, et beni

[isim]

[halk ağzında]

  • Olta veya tuzağa konulan yem
  • Kuşun yavrusuna taşıdığı yem

[zamir]

  • Teklik birinci kişiyi gösteren söz

    Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben - Ahmet Kutsi Tecer

[isim]

[ruh bilimi]

  • Kişiyi öbür varlıklardan ayıran bilinç

[isim]

[felsefe]

  • Bir kimsenin kişiliğini oluşturan temel öge, ego

Ata Sözleri ve Deyimler

  • benden
  • benden günah gitti
  • benden paso
  • benden söylemesi
  • ben hancı, sen yolcu oldukça
  • benim diyen
  • benim oğlum bina okur, döner döner yine okur
  • beni sokmayan yılan bin (yıl) yaşasın
  • ben şahımı (veya şeyhimi) bu kadar severim
  • ben yokum (veya ben bu işte yokum)

Birleşik Kelimeler: benbenci, beniçinci, benmerkezci, albeni, incitmebeni, unutmabeni

EBE

[isim]

  • Doğum işini yaptıran kadın

    Babam ebe bulmaya koştu. - Ayla Kutlu

[halk ağzında]

  • Büyükanne, nine
  • Genellikle çocuk oyunlarında baş olan, diğer çocuklara veya gruba karşı cezasını çekmek ve bundan kurtulmak için tek başına bütün sorumluluğu üzerine alan çocuk, oyun ebesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ebe olmak

Birleşik Kelimeler: ebebulguru, ebegümeci, ebekuşağı, ebemkuşağı, körebe, dil ebesi, kumar ebesi, laf ebesi, lakırtı ebesi, oyun ebesi, söz ebesi

ÇE

  • Türk alfabesinin dördüncü harfinin adı, okunuşu

[isim]

  • Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri

    Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. - Ömer Seyfettin

  • Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika

    Kadın diye eşini bellemiş, dürüst, aile babası bir adamdır. - Zeyyat Selimoğlu

  • Birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri

    Güvercin eşini arıyor.

  • İkişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda, ortak oynayan iki kişiden her birinin öbürüne göre durumu, partner

    Briçte kuvvetli bir eş seçti.

[halk ağzında]

  • Kuma, ortak

[halk ağzında]

  • Arkadaş

[halk ağzında]

  • Döl eşi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok)
  • eş tutmak

Birleşik Kelimeler: eş adlı, eş anlam, eş anlı, eş bacaklılar, eş basınç, eş başkan, eş biçim, eş cinsel, eş değer, eş deprem, eş dost, eş eksenli, eş güdüm, eş kanatlı, eşkenar, eş koşma, eş merkezli, eş ölçüm, eş sesli, eş sıcak, eş yapı, eş yapım, eş yükselti, eş zaman, döl eşi

ŞE

  • Türk alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı, okunuşu

ŞEN

[sıfat]

  • Yaşamaktan mutlu olduğunu davranışlarıyla belli eden, sevinçli, neşeli

    Hayatta daima şen insanlarla beraber olun, gamlı insanların gamı size de bulaşır. - Reşat Enis

  • Neşe veren, neşelendiren, eğlenceli
  • Neşe belirtisi olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şen olmak

Birleşik Kelimeler: şen şakrak, şen şatır

PE

  • Türk alfabesinin yirminci harfinin adı, okunuşu

ÇENE (Kelime Kökeni: Farsça çāne)

[isim]

  • Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın kapanıp açılmasını sağlayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad

    Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu. - Halide Edip Adıvar

  • Mengene, kerpeten vb. araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri

[denizcilik]

  • Baş bodoslamasının omurga ile birleştiği yer, çarık

[mecaz]

  • Çok konuşma huyu, gevezelik

    Sende de çene var ha!

[halk ağzında]

  • Köşe

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çene çalmak
  • çenen tutulsun!
  • çene patlatmak
  • çenesi açılmak
  • çenesi atmak
  • çenesi durmamak
  • çenesi düşmek
  • çenesi kilitlenmek
  • çenesine vurmak
  • çenesini açmak
  • çenesini açtırmak
  • çenesini bağlamak
  • çenesini bıçak açmamak
  • çenesini dağıtmak
  • çenesini kapatmak
  • çenesinin bağı çözülmek
  • çenesini tutmak
  • çenesi oynamak
  • çene yarıştırmak
  • çene yetiştirmek
  • çene yormak

Birleşik Kelimeler: çene çukuru, çene kavafı, çene yarışı, çene yarıştırma, çenesi düşük, çenesi kuvvetli, çeneye kuvvet, alt çene, çalçene, ökçe çene, üst çene

NEŞE (Kelime Kökeni: Arapça neşʾe)

[isim]

  • Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç, şetaret

    Zaferin bütün neşesi bu ihtiyarda idi. - Falih Rıfkı Atay

  • Hafif sarhoşluk, çakırkeyif olma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • neşesi kaçmak
  • neşesini bulmak

EPE (Kelime Kökeni: Fransızca épée)

[isim]

[spor]

  • Delici kılıç
  • Delici kılıçla oynanan, hedef bölgesi bütün vücut olan bir tür kılıç oyunu

BEŞ

[isim]

  • Dörtten sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 5 ve V rakamlarının adı

[sıfat]

  • Dörtten bir artık

[eskimiş]

  • İlkokul

    Biz okumadık, beşi bitirdik. - Tarık Dursun K.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beş aşağı beş yukarı
  • beş parmağın beşi bir olmaz
  • beş parmağın hangisini kessen acımaz?

Birleşik Kelimeler: beş beter, beşbıyık, beş binlik, beş bir, beş dört, beş duyu, beş iki, beşkardeş, beş milyonluk, beşon, beş para, beş parasız, beşparmak, beşpençe, beştaş, beş üç, beş vakit, beş yüzlü, beş yüzlük, beşibirarada, beşibirlik, beşibiryerde, dübeş, şeşbeş, üç beş

ŞEB (Kelime Kökeni: Farsça şeb)

[isim]

[eskimiş]

  • Gece

Birleşik Kelimeler: ruzuşeb