BETİMLEMELİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BETİMLEMELİ harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli BETİMLEMELİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BİTME8, BİTİM8, BİLME8, BİLİM8, BETİM8, BİTLİ7, BİLET7, BELLİ7, BELİT7, ELBET7, EBELİ7, MİLİM7, MİMLİ7, ELEME6, LİMİT6, MİLLİ6, MİLEL6, MİTİL6, METİL6, TEMEL6, TELEM6, İLETİ5, İLLET5, TELLİ5

İLETİ

[isim]

  • Yazı veya sözle verilen, gönderilen bilgi, mesaj

İLLET (Kelime Kökeni: Arapça ʿillet)

[isim]

  • Hastalık

    Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Hastalık derecesine varan alışkanlık

    Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim? - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]

  • Bozukluk

    Bu radyonun bir illeti var.

[sıfat]

[teklifsiz konuşmada]

  • Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)

[eskimiş]

[felsefe]

  • Sebep

Ata Sözleri ve Deyimler

  • illet etmek
  • illet olmak

Birleşik Kelimeler: köstebek illeti

TELLİ

[sıfat]

  • Teli olan
  • Teller takınmış, telle süslenmiş

    Telli gelin.

Birleşik Kelimeler: telli balıkçıl, telli çalgılar, telli duvaklı, telli otobüs, telli pullu, telli sazlar, telli turna, çiftetelli, ikitelli, onikitelli, üçtelli

ELEME

[isim]

  • Elemek işi, eliminasyon

[spor]

  • Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı

Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme

LİMİT (Kelime Kökeni: Fransızca limite)

[isim]

  • Sınır

Birleşik Kelimeler: kredi limiti

MİLLİ

[sıfat]

  • Mil içeren

[sıfat]

  • Milletle ilgili, millete özgü, ulusal

    İstiklal Harbi'nde millî duyguları aksettiren ümit ile dolu yazılarını hâlâ unutmadık. - Orhan Seyfi Orhon

Birleşik Kelimeler: millî değer, millî dil, millî eğitim, millî ekonomi, millî gelir, millî güvenlik, millî hüviyet, millî iktisat, millî irade, millî kimlik, millî marş, Millî Misak, millî mücadele, Millî Mücadele, millî müdafaa, millî park, millî savunma, millî takım, millî varlık, Misakımillî

MİLEL (Kelime Kökeni: Arapça milel)

[isim]

[eskimiş]

  • Milletler, uluslar

Birleşik Kelimeler: beynelmilel

MİTİL (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • İçine yün, pamuk vb. doldurulan beyaz yastık veya yorgan kılıfı
  • İki yüzü beyaz kapsız yorgan

METİL (Kelime Kökeni: Fransızca méthyle)

[isim]

[kimya]

  • Doymuş hidrokarbon kökleri serisinin ilk basamağı

TEMEL (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü

    Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur

[sıfat]

[mecaz]

  • En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz

    Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır. - Burhan Felek

[mecaz]

  • Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler

    Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temel atmak
  • temel kakmak
  • temel tutmak

Birleşik Kelimeler: temel bilimler, temel cümle, temel çivisi, temel direği, temel direk, temel duruş, temel duvarı, temel eğitim, temel haklar, temel harf, temel kazısı, temel öğretim, temel önerme, temel sayılar, temel taşı, temel tümce

TELEM (Kelime Kökeni: Fransızca téléimprimeur sözünün kısaltılmış biçimi)

[isim]

  • Bir metnin doğrudan doğruya gönderilmesini ve alıcı olarak basımevi harfleriyle yazılmasını sağlayan araç

BİTLİ

[sıfat]

  • Üstünde bit bulunan

[mecaz]

  • Cimri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bitli (veya kurtlu) baklanın da kör alıcısı olur

Birleşik Kelimeler: bitli kokuş

BİLET (Kelime Kökeni: Fransızca billet)

[isim]

  • Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge

    Biletini alıncaya kadar vapur da geldi. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • biletini kesmek
  • bilet kesmek

Birleşik Kelimeler: açık bilet, kombine bilet, tam bilet, öğrenci bileti

BELLİ

[sıfat]

  • Beli olan

    Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin? - Nezihe Araz

Birleşik Kelimeler: karınca belli

[sıfat]

  • Bilinmedik bir yanı olmayan, malum

    Hâlimiz, vaktimiz sizce belli. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr

    Bu azade insanlarda her türlü adiliklerden uzak bir efendilik olduğu ne kadar da bellidir. - Asaf Halet Çelebi

  • Belirli, muayyen

    Bu oyun çok kısa, belli bir temsil süresi doldurmuyor. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • belli etmek
  • belli olmak

Birleşik Kelimeler: belli başlı, belli belirsiz

BELİT

[isim]

[mantık]

  • Kendiliğinden apaçık ve bundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağı sayılan temel önerme, mütearife, aksiyom

    `Tüm, parçaların her birinden büyüktür` sözü bir belittir.