[isim]

[hayvan bilimi]

• Karatavukgillerden, kara renkli ardıç kuşu (Tutrdus pilaris)

[isim]

[hayvan bilimi]

• Karabatakgillerden, balıkla beslenen, gagası uzun ve sivri, kara tüylü bir deniz kuşu (Phalacrocorax)

[argo]

• Borcunu ödemeyen kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

• karabatak gibi

[isim]

• Öğrencilik

  Talebelik günlerimizden bazı tabloları çizmeye çalışacağım. - Halit Fahri Ozansoy

[isim]

• Artabilmek işi

[isim]

• Akraba olma durumu

[sıfat]

• Cambazlık ile ilgili

[sıfat]

• Bağlantılı

[isim]

[hayvan bilimi]

• Tatlısu kayası

[isim]

• Sıkıntılı ve korkulu düş, kâbus

  Son iki günün rüyası, düşü, karabasanı aynı biçimde sürüyormuş. - Adalet Ağaoğlu

[ruh bilimi]

• Bir kimsenin içinde bulunduğu karmakarışık, sıkıntılı ruh durumu

  Olmuyor, aklımı ne kadar zorlarsam zorlayayım boşuna, hep aynı karabasan çıkıyor karşıma. - Ahmet Ümit

[isim]

• Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu

  Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum. - Ahmet Haşim

• Gereksiz, karışık şeyler topluluğu

[sıfat]

• Sayıca çok

  O kalabalık caddenin canlılığı çok hoşumuza gidiyor. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

• kalabalık etmek

[isim]

[kimya]

• Hidratlı doğal sodyum ve magnezyum boratı

[isim]

[bitki bilimi]

• Büyük, yumurtamsı, kırmızımsı mavi renkli bir tür erik

[isim]

[bitki bilimi]

• Karabibergillerin örnek bitkisi olan, zeytinsi, meyvelerin taneleri yuvarlak, yaprakları kalp biçiminde, tırmanıcı bir bitki (Piper nigrum)

[bitki bilimi]

• Bu bitkinin baharat olarak kullanılan kuru ve siyah tanesi

• Bu tanelerin kurutulup öğütülmesiyle yapılan toz

[mecaz]

• Sevimli ve ufak tefek esmer güzeli

[isim]

[ticaret]

• Piyasada olmayan bir malın gizlice yüksek fiyatla alınıp satılması işi

  Bir teneke benzin aldık karaborsadan, dayan, dedik. - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

• karaborsaya düşmek

[isim]

[mecaz]

• Sıkıntı, felaket