[isim]

[askerlik]

• Namlusu genellikle yivli, kısa ve hafif bir tüfek

  O devirlere ait yatağanlar, baltalar, karabinalar, paslanmamış çelikleriyle müzelerimizdedir. - Orhan Seyfi Orhon

[isim]

[eskimiş]

• Kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçlu

Ata Sözleri ve Deyimler

• kalebent etmek

[isim]

• Hekimlikte ve koku yapımında kullanılan aselbent ağacından gövdesi çizilerek elde edilen bir reçine türü

[isim]

[din bilgisi]

• İslam inancına göre, ruhlar yaratıldığında Allah'ın `Ben sizin Tanrı'nız değil miyim?` sorusuna ruhların verdikleri `evet` cevabı

[mecaz]

• Çok eski zaman

Ata Sözleri ve Deyimler

• kalubeladan beri

[isim]

• Cambazlık

[isim]

[tıp]

• Genellikle Afrika ve Uzak Doğu ülkelerinde B vitamini eksikliğinden ileri gelen bir hastalık

[isim]

• Arıların kovan deliğini kapamak için kullandıkları sarı ve yumuşak madde

[sıfat]

• Kasaba halkından olan

  Park, benzersizliği ve en azından ilk oluşuyla kasabalılara övünç vereceğe benzemektedir. - Tarık Buğra

• Kasabada yaşayan

[isim]

• Karşılık verme, karşılama, karşılık

• Karşı gelme, başkaldırma

• Toplu yerlerde yüksek sesle hatim okunurken Kur'an okumasını bilenlerin gözleriyle Kur'an'ı takip etmesi, bilmeyenlerin dinlemesi

  Tevfik'in kızı selatin camilerine ramazanda mukabele için büyük ücretlerle çağrılıyordu. - Halide Edip Adıvar

[eskimiş]

• Karşılaştırma, karşılıklı yapılan okuma

Ata Sözleri ve Deyimler

• mukabelede bulunmak
• mukabele etmek
• mukabele okumak

[isim]

• Seloteyp

[isim]

• Giresun iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

[eskimiş]

• Uyruklarına hiçbir hak ve özgürlük tanımayan sınırsız monarşi, despotluk, despotizm

[sıfat]

[eskimiş]

• Sıkı düzeni sağlayıcı, düzene bağlayıcı, insan davranışlarını sınırlayıcı, düzenleyici, baskı altına alıcı

  Yalnız idarenin inzibati yetkilerini de kollamaya mecburuz. - Kerim Korcan

[isim]

• Un, yağ, badem, fıstık vb. ile yapılan, şekerli küçük çörek

Ata Sözleri ve Deyimler

• kurabiye gibi

[sıfat]

[eskimiş]

• Geri kalan, kalan