BERRAKLAŞTIRMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

BERRAKLAŞTIRMAK harflerini içeren 8 harfli 80 kelime bulunuyor. 8 harfli BERRAKLAŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BARIŞMAK15, BAKIŞMAK15, BAŞARMAK14, BAŞATLIK14, BAŞKALIK14, BAŞLAMAK14, BAŞLATMA14, ERBAŞLIK14, ARILAŞMA13, AŞILAMAK13, AŞILATMA13, AŞTIRMAK13, AŞIRTMAK13, ALTMIŞAR13, AKŞAMLIK13, KIRLAŞMA13, KIŞLAMAK13, KIŞLATMA13, KITLAŞMA13, KALKIŞMA13, KARIŞMAK13, KARKAMIŞ13, KATIŞMAK13, KARMAŞIK13, MAŞATLIK13, ŞIRLAMAK13, ŞAMATALI13, TAKIŞMAK13, TAŞIRMAK13, AKLAŞMAK12, BIRAKMAK12, BALKIMAK12, BAKILMAK12, BAKTIRMA12, BATIRMAK12, KAŞLAMAK12, MEŞAKKAT12, ŞAKLATMA12, ŞAKRAMAK12, ŞAKLAMAK12, ŞARTLAMA12, ŞARLAMAK12, TAŞLAMAK12, ARABALIK11, ABARTMAK11, BATAKLIK11, BEKARLIK11, KABARALI11, KABARMAK11, KABARTMA11, TABAKALI11, TABAKLIK11, ARILAMAK10, ARIKLAMA10, ARATILMA10, ARTIRMAK10, ATKILAMA10, IRALAMAK10, KIRKLAMA10, KIRTLAMA10, KITLAMAK10, KARILMAK10, KATILMAK10, KARMALIK10, MAKARALI10, TIKLAMAK10, TABLAKAR10, TAKILMAK10, ARALIKTA9, AKTARMAK9, AKTARLIK9, KARARTMA9, KARARMAK9, KARAMELA9, KALEMKAR9, KARLAMAK9, KARTALMA9, KATLAMAK9, TEKRARLI9, KARAKTER8

KARAKTER (Kelime Kökeni: Fransızca caractère)

[isim]

  • Ayırt edici nitelik
  • Bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen, üstün ana özellik, öz yapı, ıra, seciye

    Yıldız'ın iyi bir eğitimi, kuvvetli bir karakteri var. - Aka Gündüz

  • Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu, duygulanma ve davranış biçimi

    Pek uysal, tatlı, neşeli karakterine rağmen dostum kavgacıdır. - Refik Halit Karay

  • Basımda harf türü

[edebiyat]

  • Bir eserde duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse

[felsefe]

  • Bireyin kendi kendine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü

Birleşik Kelimeler: başat karakter, başkarakter, nörotik karakter, yazı karakteri

ARALIKTA

[zarf]

  • Öbür şeyler arasında, bu arada

AKTARMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek

[-i]

  • Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
  • Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
  • Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek
  • İletmek, bildirmek

    Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner

  • Bir kitabı başından sonuna kadar okumak
  • Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak

[-i]

  • Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak

[-i]

[edebiyat]

  • Alıntılamak

    Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. - Salâh Birsel

[edebiyat]

  • Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak

[edebiyat]

  • Tür değişikliği yapmak

    Romanı dizi filme aktarmak.

[bilişim]

  • Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak

[teknik]

  • Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek

AKTARLIK

[isim]

  • Aktarın yaptığı iş

KARARTMA

[isim]

  • Karartmak işi

[askerlik]

  • Savaş durumunda düşman uçaklarından korunma amacıyla ışıkları örtme veya söndürme biçiminde alınan önlemlerin bütünü

    Karartma saati yaklaşıyordu, bir an önce evlerine varmalıydılar. - Erendiz Atasü

KARARMAK

[nesnesiz]

  • Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak
  • Işık sönmek, kısılmak veya gücü azalmak

    Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı. - Peyami Safa

  • Ateş sönmeye yüz tutmak

[mecaz]

  • Kederlenmek, canı sıkılmak

[mecaz]

  • Niteliğini yitirmek

    Eşsiz hafızası sönüyor, sağduyusu kararıyordu. - Falih Rıfkı Atay

KARAMELA (Kelime Kökeni: İtalyanca caramella)

[isim]

  • Karamel

KALEMKÂR (Kelime Kökeni: Arapça ḳalem + Farsça -kār)

[isim]

[eskimiş]

  • Tavan ve duvarlara kabartma gibi görünen resimler yapan sanatçı

KARLAMAK

[nesnesiz]

  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet

KARTALMA

[isim]

  • Kartalmak işi

KATLAMAK

[-i]

  • Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek

    Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Arttırarak çoğaltmak

    Parasını ikiye katladı.

TEKRARLI

[sıfat]

  • Üst üste veya tekrar tekrar yapılan, yinelemeli, tekrar edilen, mükerrer

    Belki de dünyanın hayatı bizimkinden daha monoton, daha yeknesak ve bilhassa daha tekrarlıdır. - Şevket Rado

Birleşik Kelimeler: tekrarlı bağlaç

ARILAMAK

[-i]

  • Bir şeyde herhangi bir ayıp veya kusur bulunmadığını bildirmek, tenzih etmek

ARIKLAMA

[isim]

  • Arıklamak işi

ARATILMA

[isim]

  • Aratılmak işi