BERMUTAT Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BERMUTAT harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli BERMUTAT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BURMA9, METBU9, MABUT9, MATBU9, RUMBA9, TUMBA9, AMBER8, BARUT8, BAREM8, BATUR8, MABET8, TURBA8, TABUT8, TABUR8, ARMUT7, BARET7, BERAT7, MUTAT7, MURAT7, MUARE7, TUTMA7, TUTAM7, TUTAR6, TURTA6, TARET5

TARET (Kelime Kökeni: İngilizce turret)

[isim]

[askerlik]

  • Gemilerde veya kalelerde, topçu mevzilerinde topun makine bölümünü ve topçuları koruyacak biçimde yapılmış zırhlı kule

    Payitahtın göbeğinde demirletip taretlerini saraylara çevirmiş olduklarını görünce cinleri tepesinde toplanıyordu. - Attila İlhan

TUTAR

[isim]

  • Nicelik bakımından bir şeyin bütünü
  • Para miktarı, meblağ

Birleşik Kelimeler: asgari tutar

TURTA (Kelime Kökeni: İtalyanca torta)

[isim]

  • Üzeri yufka kaplı, meyveli veya kakaolu bir pasta türü

ARMUT (Kelime Kökeni: Farsça emrūd)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç (Pirus communis)

[bitki bilimi]

  • Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi

    Tavanda hevenk hevenk üzümler, elmalar, armutlar, ayvalar sarkıyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

[argo]

  • Çok bön, çok aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • armudun iyisini (dağda) ayılar yer
  • armudun önü, kirazın sonu
  • armudun sapı var, üzümün (veya kirazın) çöpü var demek
  • armudu soy ye, elmayı say ye
  • armut dalının dibine düşer
  • armut gibi
  • armut piş ağzıma düş!

Birleşik Kelimeler: armut hoşafı, armut kabağı, armut kompostosu, armut kurusu, armut top, akça armudu, Amerikan armudu, bey armudu, çakal armudu, dağ armudu, deveci armudu, Hint armudu, Japon armudu, yaban armudu

BARET (Kelime Kökeni: Fransızca barrette)

[isim]

  • Küçük takke, papaz takkesi
  • Bir süs iğnesi türü
  • İşçilerin başlarına giydikleri, metal veya plastikten yapılmış koruyucu başlık

BERAT (Kelime Kökeni: Arapça berāt)

[isim]

  • Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent

[tarih]

  • Osmanlı Devleti'nde bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu

Birleşik Kelimeler: ihtira beratı

MUTAT (Kelime Kökeni: Arapça muʿtād)

[sıfat]

  • Alışılmış, alışılan

    Halk onu okuyor ve seviyor, polis ve mürteci çevreler ise ona kin besliyor ve mutat vasıtalarla tasfiye etmeye çalışıyorlardı. - Nazım Hikmet

MURAT (Kelime Kökeni: Arapça murād)

[isim]

  • İstek, dilek
  • Amaç, erek, gaye

    Günlerdir gelip bizimle sohbet ediyorsun. Muradın nedir? - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • murada (veya muradına) ermek
  • muradı gözünde kalmak
  • murat almak
  • murat etmek

MUARE (Kelime Kökeni: Fransızca moiré)

[isim]

  • Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir kumaş türü, kareli kumaş

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan

TUTMA

[isim]

  • Tutmak işi

    Daha çatal ve bıçağı tutmasına eli yatmamıştı, ikide bir düşürürdü. - Refik Halit Karay

  • Destekleme
  • Yanaşma

[spor]

  • Bazı takım oyunlarında ayakla veya vücutla karşı takım oyuncusunun hareketine engel olma, markaj

Birleşik Kelimeler: aktutma, deniz tutması, taşıt tutması

TUTAM

[sıfat]

  • Avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan

    Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: tutam tutam, bir tutam

[isim]

[ekonomi]

  • Bankacılıkta kullanılan, borsada kota alabilmek için gerekli asgari şirket sermayesi veya pay, hisse, parti (II), lot

AMBER (Kelime Kökeni: Arapça ʿanber)

[isim]

  • Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde

    Dağıtır gülleri boşlukta hava / Ve buhurdanda tüter amberler - Arif Nihat Asya

  • Güzel kokulu bazı maddelerin ortak adı

Birleşik Kelimeler: amber ağacı, amber balığı, amberbaris, amberbu, amber çiçeği, akamber, akar amber, esmer amber

BARUT (Kelime Kökeni: Farsça bārūd)

[isim]

  • Ateşli silahla bir merminin atılmasına veya herhangi bir aracın fırlatılmasına yarayan, patlayıcı madde

    Dev boylu fetih askerleri, kollarının sert derilerine iğnelerle yazdırır, barutla ovdurur, dövme yaparlardı. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • barut gibi
  • barut kesilmek (veya olmak)
  • barut kokusu gelmek
  • barutla oynamak

Birleşik Kelimeler: barut esmeri, barut fıçısı, barut hakkı, baruthane, barut kabağı, barut rengi

BAREM (Kelime Kökeni: Fransızca barème)

[isim]

  • Devlet memurlarının maaşlarının derece ve tutarlarını düzenleyen sistem ve çizelge

    Bunların tek derdi barem basamaklarını aşarak bu mertebeye fırlayıvermekten ibarettir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

BATUR

[isim]

  • Bahadır