BERDELACUZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BERDELACUZ harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli BERDELACUZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

CEZBE13, ACUZE12, ACEZE11, ACUBE11, BUZLA11, ZEBUR11, ABECE10, BELCE10, DUBLE10, DUBAR10, EZBER10, ZERDE10, ZEBRA10, CEDEL10, CEBEL10, CEDRE10, CELBE10, BELDE9, BEDEL9, DARBE9, ACELE8, DURAL8, ERZEL8, LEZAR8, LERZE8, LAZER8, RUBLE8

ACELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿacele)

[sıfat]

  • Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi

    Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor. - Esat Mahmut Karakurt

[zarf]

  • Vakit geçirmeden, tez olarak

    Acele, bir karar vermek ihtiyacındayım. - Peyami Safa

[isim]

  • Tez davranma gerekliliği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acele etmek
  • acele ile menzil alınmaz
  • acele işe şeytan karışır
  • acelesi olmak
  • aceleye gelmek
  • aceleye getirmek
  • acele yürüyen yolda kalır

Birleşik Kelimeler: acele posta

DURAL

[sıfat]

  • Hep aynı durumda ve değişmeden kalan

    Yalnızca ölümden oluşan o dural tarih içinde, kendisinin de bir evrimi olabileceğini hiç düşünmemişti. - Murathan Mungan

ERZEL (Kelime Kökeni: Arapça erẕel)

[sıfat]

  • Pek rezil
  • Alçak, soysuz

LEZAR (Kelime Kökeni: Fransızca lézard)

[isim]

  • Kertenkele derisinin sepilenmesiyle elde edilen bir deri türü

LERZE (Kelime Kökeni: Farsça lerze)

[isim]

[eskimiş]

  • Titreme, titreyiş

    Aşklarının düşüncesi artık lerze değil yeis ve meraret veriyordu. - Halide Edip Adıvar

LAZER (Kelime Kökeni: Fransızca laser)

[isim]

[fizik]

  • Çok güçlü pırıltılar oluşturan, değişik alanlarda kullanılan ışık kaynağı

Birleşik Kelimeler: lazer ışını

RUBLE (Kelime Kökeni: Rusça)

[isim]

  • Beyaz Rusya ve Rusya Federasyonu'nda kullanılan para birimi

BELDE (Kelime Kökeni: Arapça belde)

[isim]

[eskimiş]

  • İlçeden küçük, belediye ile yönetilen yer

[mecaz]

  • Mekân, yer, çevre

    Bugün toz hâlinde sallanan bu iklim, asırların uykusundan, bunca sanat beldeleri gibi bir gün sıyrılacak. - Yahya Kemal Beyatlı

BEDEL (Kelime Kökeni: Arapça bedel)

[isim]

  • Değer, fiyat, kıymet
  • Bir şeyin yerini tutabilen karşılık

    Buna bedel içimde mumlar, mumlar, mumlar yanan bir karanlık var. - Aka Gündüz

  • Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse

[sıfat]

  • Eşit, denk

    Emsalini göremeyeceğiniz bir saadetle beş on dakika yaşarsınız ki bütün bir hayata bedeldir. - Refik Halit Karay

[askerlik]

  • Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para

    Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[halk ağzında]

  • Bir ücret karşılığında çalışan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bedel tutmak
  • bedel vermek

Birleşik Kelimeler: rayiç bedel, kira bedeli, nefaset bedeli, piyasa bedeli, satış bedeli, tayın bedeli

DARBE (Kelime Kökeni: Arapça ḍarbe)

[isim]

  • Vuruş, çarpış

    Başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti. - Osman Cemal Kaygılı

  • Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi

[mecaz]

  • Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay

    Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son kalkınma ümitlerini de silip süpürmüştü. - Ercüment Ekrem Talu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • darbe (veya darbeyi) yemek
  • darbe almak
  • darbe vurmak (veya indirmek)

Birleşik Kelimeler: hükûmet darbesi

ABECE

[isim]

[dil bilgisi]

  • Alfabe

[mecaz]

  • Başlangıç

    Duygularının bilmecesini filan çözmüş değildir. O duyguların abecesinde takılıp kalmıştır. - Selim İleri

Birleşik Kelimeler: abece sırası

BELCE

[isim]

[halk ağzında]

  • İki kaş arası

DUBLE (Kelime Kökeni: Fransızca doublé)

[isim]

  • Belirli miktarın veya büyüklüğün iki katı

    İçi öyle yanıyordu ki elinde olmadan buğulu bira dubleleri, bardak çatlatan nar şerbetleri kuruyor. - Attila İlhan

  • Giysilerin iç bölümüne geçirilip kumaşla birlikte dikilen astar veya giysilerin içine ayrı olarak giyilen giyecek

[sıfat]

  • İçkide belirli olan tek ölçüsünün iki katı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • duble etmek

Birleşik Kelimeler: duble paça, duble yol

DUBAR

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kefalgillerden, 30-40 santimetre uzunluğunda, eti lezzetli bir tür balık (Mugil cephalus)

EZBER (Kelime Kökeni: Farsça ezber)

[isim]

  • Bir metni veya bir sözü eksiksiz tekrarlayabilecek biçimde akılda tutma

    Ezberi düşünmekten, söylediklerimizin anlamını düşünmezdik. - Çetin Altan

  • Ezberleme ve akılda tutma yeteneği

[eskimiş]

  • Ezber edilecek ders

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ezber bozmak
  • ezber etmek
  • ezberinde olmak
  • ezber okumak