BENZEŞTİRME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BENZEŞTİRME harflerini içeren 5 harfli 59 kelime bulunuyor. 5 harfli BENZEŞTİRME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Benzeştirme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Benzeştirme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BEZİŞ13, BEŞİZ13, BEZME11, BEŞME11, MEBİZ11, BEZİR10, BENİZ10, BEŞER10, BEZEN10, EZBER10, NEBZE10, ERMİŞ9, ENZİM9, İŞEME9, MEŞİN9, MENŞE9, REŞME9, REMİZ9, ŞETİM9, TEMİZ9, TEİZM9, ZEMİN9, BİTME8, BİNME8, BETİM8, ERZİN8, EZİNE8, ENEZE8, İŞRET8, MEBNİ8, NEZİR8, NEŞİR8, NEŞET8, REŞİT8, ŞERİT8, TİRŞE8, TEŞRİ8, TEŞNE8, TERZİ8, BİNER7, BETER7, ERBİN7, İBRET7, TERBİ7, TEBER7, ERMİN6, ETMEN6, ERİME6, ENEME6, İMREN6, METİN6, METRE6, MERET6, NİMET6, TEMİN6, TERME6, TERİM6, ETENE5, TİNER5

ETENE

[isim]

[anatomi]

  • Döl eşi

[bitki bilimi]

  • Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm

TİNER (Kelime Kökeni: İngilizce thinner)

[isim]

[kimya]

  • İnceltici

ERMİN (Kelime Kökeni: Fransızca hermine)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kakım

ETMEN

[isim]

  • Birlikte veya ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir sonuca götüren güçlerden, şartlardan, ögelerden her biri, amil, faktör

ERİME

[isim]

  • Erimek işi

    Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi

ENEME

[isim]

  • Enemek işi

İMREN

[isim]

  • Görülen bir şeyi veya benzerini edinme isteği, gıpta

METİN (Kelime Kökeni: Arapça metn)

[isim]

  • Bir yazıyı biçim, anlatım ve noktalama özellikleriyle oluşturan kelimelerin bütünü, tekst

    Aslında kâğıda gerek yoktu çünkü bütün metni satır satır ezbere biliyordu. - Elif Şafak

  • Basılı veya el yazması parça, tekst

    Eserin Farsça metninin yazma nüshaları arasında da bazen oldukça büyük farklara tesadüf edilmektedir. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: metinler arasılık

[sıfat]

  • Metanetli

    Geçimi yolunda, maddeten ve manen metîn bir ailedir. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • metîn olmak

METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)

[isim]

[matematik]

  • Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi

    İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay

  • Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı

Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre

MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)

[isim]

  • Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü

    Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Uğursuz

NİMET (Kelime Kökeni: Arapça niʿmet)

[isim]

  • İyilik, lütuf, ihsan

    Başımızdan gitmesi, ekşi suratından kurtulmamız da bir nimetti. - Sermet Muhtar Alus

  • Yaşamak için gerekli her şey

    Desem ki sen benim için hava kadar lazım / Ekmek kadar mübarek / Su gibi aziz bir şeysin / Nimetsin, nimettensin - Cahit Sıtkı Tarancı

  • Yiyecek içecek, özellikle ekmek

[mecaz]

  • Yararlanılan imkân

    Evinizin iş yerinize bu kadar yakın oluşu nimet.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nimet bilmek
  • nimet hakkı (için)
  • nimeti ayağıyla tepmek

Birleşik Kelimeler: velinimet, dünya nimeti, eli nimetli

TEMİN (Kelime Kökeni: Arapça teʾmīn)

[isim]

  • Korkusunu giderme, inanç verme
  • Sağlama, elde etme
  • Gerçekleştirme

    Evde huzuru temin annenin görevidir.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temin etmek

TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir tür yaban turpu

[isim]

  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

TERİM

[isim]

  • Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah

    Bazıları ise terimlerimizi milletlerarası esaslara bağlamak davasındadırlar. - Falih Rıfkı Atay

[mantık]

  • Geleneksel mantıkta özne veya yüklem

[matematik]

  • Cebirsel bir anlatımda + veya - işaretleri arasında bulunan parçalardan her biri

[matematik]

  • Bir denklemde = işaretinin iki yanındaki anlatımlardan her biri

[matematik]

  • Bir kesrin pay ve paydasından her biri, had

Birleşik Kelimeler: terim bilimi, terimler dizgesi, büyük terim, küçük terim, orta terim, bir terimli, çok terimli, iki terimli

BİNER

[sıfat]

  • Bin sayısının üleştirme sayı sıfatı
  • Her birine bin, her defasında bini bir arada olan