[isim]

• Ermenistan'da ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan halk veya bu halktan olan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

• Ermeni gelini gibi kırıtmak

[sıfat]

• Eriği andıran, eriğe benzeyen, erik gibi

[nesnesiz]

• Katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek

  Şeker suda erir.

• Katı cisim ısı etkisiyle sıvı duruma gelmek

  Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

• Dokumalar aşınıp incelerek dağılmak

[mecaz]

• Çok zayıflamak

  Günden güne eriyen Kerime'yi, o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum. - Aka Gündüz

[mecaz]

• Utancından çok sıkılmak

[mecaz]

• Yok olmak, bitmek, tükenmek

  Güzel hayatımız da bir göz açıp kapayışta eridi. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

• eriyip bitmek
• eriyip gitmek

[isim]

• Erinmek işi

[-i]

• İğdiş etmek

[isim]

• Enenmek işi

[zarf]

[eskimiş]

• Genellikle

  Ekseri kocaya varmamış kızlarda olduğu gibi Gülsen'de de tatsız bir bedbahtlık vardır. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

[halk ağzında]

• Elde yün eğirmeye yarayan tahtadan yapılmış araç

[isim]

[eskimiş]

• Kız evlat

[isim]

[tarih]

• Kale

[isim]

[halk ağzında]

• Sözleşme, yazılı anlaşma

• Götürü veya toptan satış

  Şimdi bu, kesene işlerine girişiyor, mekteplere ekmek veriyor. Trabzonlu bir ortakla bir eskici koltukçu dükkânı işletiyor. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

[denizcilik]

• Gemi güvertesinin enine konmuş kirişlerinden her biri

[zarf]

[eskimiş]

• Nesir olarak, düzyazı olarak

[zamir]

• Hangi yönü, ne tarafı

  Bunun neresi güzel?

[zarf]

• Nerede, hangi yerde

  İlkokul neresi?

[isim]

[eskimiş]

[tıp]

• Damla hastalığı