BENCHMARKİNG Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

BENCHMARKİNG harflerini içeren 6 harfli 45 kelime bulunuyor. 6 harfli BENCHMARKİNG kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GAHİCE17, CHANGE17, HENGAM15, HİCRAN13, HERCAİ13, HACKER13, HAİNCE13, CERİHA13, BİGANE12, GRABEN12, GARİBE12, RAHİBE12, GİRMEK11, MİHRAK11, MİHENK11, MİGREN11, MAHREK11, AHİREN10, AMİRCE10, ERGANİ10, HAREKİ10, KAHİRE10, MERCAN10, NAMECİ10, NEHARİ10, BİNMEK9, BARMEN9, KAMBER9, MİNBER9, MAKBER9, BİNAEN8, BANKER8, BAKİRE8, ERBAİN8, EKABİR8, KABİNE8, RAKİBE8, ANEMİK7, KİRMEN7, KAMERİ7, KEMANİ7, MİNARE7, MAKİNE7, MANKEN7, KARİNE6

KARİNE (Kelime Kökeni: Arapça ḳarīne)

[isim]

[eskimiş]

  • Karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu
  • Belirti

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karine ile anlamak

ANEMİK (Kelime Kökeni: Fransızca anémique)

[sıfat]

[tıp]

  • Kansız

    Kafa işlerimizin anemik bir soluklukta oluşunda yemeğe düşkünlüğümüzün rolü sanıldığından daha fazladır. - Haldun Taner

KİRMEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Elde yün eğirmeye yarayan tahtadan yapılmış araç

KAMERÎ (Kelime Kökeni: Arapça ḳamerī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Ayla ilgili

Birleşik Kelimeler: kamerî ay, kamerî takvim, kamerî yıl

KEMANİ (Kelime Kökeni: Farsça kemān + Arapça -ī)

[isim]

[eskimiş]

  • Alaturka müzikte keman çalan kimse

MİNARE (Kelime Kökeni: Arapça menāre)

[isim]

[mimarlık]

  • Camilerde müezzinin ezan okuduğu, sela verdiği, şerefesi olan, çoğunlukla taştan, yüksek ve ince yapı

    Sokak kapısını çalarken minarede akşam ezanı okunuyordu. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • minare de doğru ama içi eğri
  • minare gibi
  • minareyi çalan kılıfını hazırlar
  • minareyi yaptırmayan yerden bitmiş sanır

Birleşik Kelimeler: minare boyu, minaregölgesi, minare kırması, şeytanminaresi

MAKİNE (Kelime Kökeni: İtalyanca macchina)

[isim]

[teknik]

  • Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü

    Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu. - Necati Cumalı

  • Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması

    Saatin makinesi. Gramofonun makinesi.

[halk ağzında]

  • Araba, otomobil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makine çekmek
  • makine gibi
  • makine gibi adam
  • makineyi bozmak

Birleşik Kelimeler: makine dolabı, makine gücü, makine odası, makine parkı, makine yağı, buharlı makine, adres makinesi, alev makinesi, balya makinesi, buhar makinesi, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, çay makinesi, çekiç makinesi, çıpır makinesi, çoğaltma makinesi, daktilo makinesi, dikiş makinesi, diyaliz makinesi, fotoğraf makinesi, hava boşaltma makinesi, hesap makinesi, indükleme makinesi, kahve makinesi, kalandır makinesi, kambura makinesi, kaynak makinesi, kuluçka makinesi, kurutma makinesi, külhan makinesi, nakış makinesi, pastav makinesi, püskürtme makinesi, reşme makinesi, sağım makinesi, sıra makinesi, silme makinesi, silindir makinesi, sürfile makinesi, teksir makinesi, tınaz makinesi, tıraş makinesi, tost makinesi, ücretlendirme makinesi, ütü makinesi, yalan makinesi, yaprak makinesi, yayık makinesi, yazı makinesi, zikzak makinesi

MANKEN (Kelime Kökeni: Fransızca mannequin)

[isim]

  • Genellikle modaevlerinde giysileri alıcılara gösterme işiyle görevli kimse, model
  • Ressam ve heykeltıraşların gerektikçe model olarak kullandıkları, türlü biçimleri alabilen eklemli, çoğunlukla tahtadan yapılmış insan veya hayvan örneği
  • Terzilerin, giysi denemek, sergilemek için kullandıkları insan vücudu biçimindeki tahta, mukavva vb. kalıp

Ata Sözleri ve Deyimler

  • manken gibi

Birleşik Kelimeler: konu mankeni

BİNAEN (Kelime Kökeni: Arapça bināʾen)

[zarf]

  • Dayanarak

    Bu mülahazaya binaen, padişaha hitaben bir telgrafname hazırlandı. - Atatürk

[eskimiş]

  • -den dolayı, -den ötürü, -diği için

Birleşik Kelimeler: binaenaleyh

BANKER (Kelime Kökeni: Fransızca banquier)

[isim]

  • Banka sahibi
  • Para, altın vb. taşınır değerlerin ticaretiyle uğraşan kimse

    Parayı aldıktan sonra harekete geçmediğinden aleyhine banker tarafından dava açılıyor. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Çok zengin kimse

BAKİRE (Kelime Kökeni: Arapça bākire)

[sıfat]

  • Cinsel ilişkide bulunmamış (dişi), kızoğlan, kızoğlankız, erden

    Bu mahallede bakire kızları bakkal dükkânına bile yollamıyorlar. - Peyami Safa

ERBAİN (Kelime Kökeni: Arapça erbaʿ īn)

[isim]

[eskimiş]

  • Rumi takvimde 22 Aralık'tan 31 Ocak gününe kadar süren kırk günlük kış dönemi

EKÂBİR (Kelime Kökeni: Arapça ekābir)

[isim]

[eskimiş]

  • Büyükler, devlet büyükleri, ileri gelenler

    Kaymakam beyin hemen arkasında kalan ekâbiri umursamadan sıtma doktoru da kalkmıştı. - Tarık Buğra

[alay yollu]

  • Kendini beğenmiş kimse

    Senin gibi ekâbir bir adam bu tür haberlerin peşinde koşturmaz. - Ahmet Ümit

KABİNE (Kelime Kökeni: Fransızca cabinet)

[isim]

  • Bakanlar Kurulu, hükûmet
  • Hekim muayenehanesi

    Rengi doktor kabinelerinin kapılarındaki cilalı siyah levhalar gibi parlıyor. - Aka Gündüz

  • Kabin

    Bir kabineye girip soyundum. - Sait Faik Abasıyanık

  • Hela

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabine çekilmek
  • kabine düşmek

RAKİBE (Kelime Kökeni: Arapça raḳībe)

[isim]

[eskimiş]

  • Kadın rakip

    Kocalarının aşkına sahip ve hâkim olmak hususundaki mübarezede kadınlar rakibelerine nispetle pek müsait olmayan bir mevkide bulunurlar. - Hüseyin Cahit Yalçın