Be ile Başlayan 4 Harfli Kelimeler

BE harfleri ile başlayan 4 harfli 15 kelime bulunuyor. Başında BE olan 4 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "be ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde Be olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BEZM10, BEZE9, BEBE8, BE7, BEİS7, BE6, BETA6, BE6, BERE6, BENT6, BE6, BELA6, BEKA6, BERK6, BERN6

BETİ

[isim]

  • Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi

BETA (Kelime Kökeni: Fransızca béta)

[isim]

  • Yunan alfabesinin ikinci harfi

Birleşik Kelimeler: beta ışınları

BERİ

[isim]

  • Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı, öte karşıtı

    Biraz beriye geliniz.

[sıfat]

  • Bu uzaklıkta bulunan

    Ağaçlardan, karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var. - Sait Faik Abasıyanık

[edat]

  • -den bu yana

    Altı ayı aşkın bir zamandan beri hazırlanıyordu bu yolculuk. - Abidin Dino

Birleşik Kelimeler: enberi, çekberi, deminden beri, gelberi, günberi, öteberi, öteden beri, tez beri, yerberi, öteden beriden, ötesi berisi, öteye beriye

BERE

[isim]

  • Bir yere çarpma, incitme veya vurma sonucu vücudun herhangi bir yerinde oluşan çürük
  • Herhangi bir şeyde görülen ezik, çizik

[isim]

  • Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık

    Lacivert beresini sallayarak bir fırtına gibi içeriye girdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

BENT (Kelime Kökeni: Farsça bend)

[isim]

[eskimiş]

  • Bağ, rabıt
  • Kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm
  • Su biriktirmek için akan suyun önüne yapılan set, büğet

    Bentler, hakikaten Osmanlı medeniyeti eserlerinden örnek verecek heybetli tesislerden imiş. - Ahmet Rasim

  • Gazete yazısı

[edebiyat]

  • Bir şiirdeki dörtlüklerin her biri, bağlam

[hukuk]

  • Kanun maddesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bent etmek
  • bent olmak

Birleşik Kelimeler: aselbent, cilbent, kalebent, köşebent, pazubent, terciibent, terkibibent, tülbent

BELİ (Kelime Kökeni: Farsça belī)

[edat]

[eskimiş]

  • Evet

BELA (Kelime Kökeni: Arapça belā)

[isim]

  • İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum

    Kumar, toplum için büyük bir beladır.

  • Büyük zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kimse

    Hayatta dipdiri yanmak belasından da kurtulmuştum. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Hak edilen ceza

    Allah belasını verdi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bela (veya belasını) aramak
  • bela çıkarmak
  • bela getirmek
  • bela kesilmek
  • belalar mübareği
  • bela okumak
  • bela olmak
  • belası
  • belasını bulmak
  • belaya çatmak (veya girmek veya uğramak)
  • belayı satın almak

Birleşik Kelimeler: defibela, güç bela, püsküllü bela, tatlı bela, yedi bela, zor bela, ar belası, baş belası, gönül belası, namus belası, hatır belasına

BEKA (Kelime Kökeni: Arapça beḳā)

[isim]

[eskimiş]

  • Kalıcılık, ölmezlik

    Fakat böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beka bulmak

BERK

[sıfat]

  • Sert, katı
  • Sağlam

BESİ

[isim]

  • Yaşatmak ve geliştirmek için gereken besinleri yedirip içirme işi
  • Bir şeyi istenilen durumda tutmak veya oturtmak için kullanılan takoz vb. şeyler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • besiye çekmek

Birleşik Kelimeler: besi doku, besihane, besi hayvanı, besi örü, besi suyu, besi yeri, aşırı besi, ham besi suyu, ongun besi suyu

BEİS (Kelime Kökeni: Arapça beʾs)

[isim]

[eskimiş]

  • Engel, uymazlık
  • Kötülük, zarar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beis görmemek
  • beis yok

BEBE

[isim]

[halk ağzında]

  • Bebek, küçük çocuk

    Anam ikiz bebe beklemediği için tek bir kırmızı kurdele hazır etmişti beşiğin başına. - Ayşe Kulin

Birleşik Kelimeler: bebe aspirini, beberuhi

BEZE

[isim]

[anatomi]

  • Yara veya çıban sebebiyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik, gudde

Birleşik Kelimeler: gözyaşı bezeleri

[isim]

  • Hamur topağı, pazı

[isim]

  • Yumurta akı ve pudra şekeri ile yapılan bir çeşit pasta türü

BEZM (Kelime Kökeni: Farsça bezm)

[isim]

[eskimiş]

  • İçki meclisi, dost toplantısı