BAŞÇAVUŞLUK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
BAŞÇAVUŞLUK harflerini içeren 5 harfli 35 kelime bulunuyor. 5 harfli BAŞÇAVUŞLUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÇUVAŞ18,
UKALA (Kelime Kökeni: Arapça ʿuḳalā)
-
Kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan (kimse)
Sinirli, ukala, münasebetsiz herifin biridir. - Nazım Hikmet
Birleşik Kelimeler: ukala dümbeleği
ABLAK
-
Yayvan ve dolgun (yüz)
Şarap kızılı vurmuş ablak yüzüyle öfkeli girdi içeri. - Orhan Kemal
BAKLA (Kelime Kökeni: Arapça bāḳilā)
-
Baklagillerden, yurdumuzun her yerinde yetiştirilen, yeşil kabuklu ve taneli bir bitki (Vicia faba)
Evlerinin uğru bakla / Al beni koynunda sakla - Halk türküsü
- Bu bitkinin yeşil ürünü veya kuru tanesi
- Bir zinciri oluşturan halka veya parçalardan her biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- bakla dökmek (veya atmak)
- bakla kadar
- baklayı ağzından çıkarmak
Birleşik Kelimeler: baklaçiçeği, bakla çiçeği, bakla falı, bakla içi, bakla kırı, acı bakla, akbakla, delice bakla, iç bakla, gâvur baklası, Hint baklası, koyun baklası, kurt baklası, Mısır baklası, sakız baklası, yaban baklası, Yahudi baklası
ALÇAK
-
Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı
Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna. - Elif Şafak
- Aşağıda olan, yüksek olmayan (yer)
-
Kısa (boy)
Alçak boylu bir adam.
- Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain
Ata Sözleri ve Deyimler
- alçaktan uçmak
- alçak uçan yüce konar, yüce konan alçak uçar
- alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır
- alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır
- alçak yer yiğidi hor gösterir
Birleşik Kelimeler: alçak basınç, alçak gerilim, alçak gönüllü, alçak kabartma, alçak ses, alçak yaylak, yalımı alçak
BULAK
- Kaynak, pınar
ÇAKAL (Kelime Kökeni: Farsça şaġāl)
-
Etoburlardan, sürü hâlinde yaşayan, kurttan küçük bir yaban hayvanı (Canis aureus)
Korkunç geceler, çakalların ulumaları, köpeklerin haykırışları bu ruhu da karartan gecelerde sinirleri büsbütün gevşetiyor. - Etem İzzet Benice
- Kurnaz, yalancı, düzenci, aşağılık kimse
- Titiz, huysuz
- Görgüsüz
Birleşik Kelimeler: çakal armudu, çakalboğan, çakal eriği, çakal yağmuru
ÇALAK (Kelime Kökeni: Farsça çālāk)
- Eline ayağına çabuk, atik, çevik
-
Eline ayağına çabuk, atik, çevik bir biçimde
Norveçli bir seyyah gibi çalak, köprüye indim ve vapura bindim. - Yahya Kemal Beyatlı
KABUL (Kelime Kökeni: Arapça ḳabūl)
-
Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma
Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden - Cahit Sıtkı Tarancı
-
Konukları veya işi olanları yanına, katına alma
Başımı kaşıyacak vaktim yok. Kabul saatlerine dikkat oluna! - Nazım Hikmet
- Sunulan bir şeyi, armağanı alma
- Bir öneriyi uygun bulma, onaylama
-
Bir yere alınma
Okula kabulüm için dilekçe verdim.
- Akseptans
Ata Sözleri ve Deyimler
- kabul etmek (veya eylemek)
- kabul görmek
Birleşik Kelimeler: kabul günü, kabul kredisi, kabul odası, kabul resmi, kabul salonu, kabul töreni, kabul yeri, hüsnükabul, kayıt kabul, ön kabul, resmikabul
KALÇA
-
Gövdenin arka bölümünde, bacakların birleştiği yerle bel arasındaki şişkin bölge
Sol kolunu yürürken hep kalçasına dayardı. - Ömer Seyfettin
Birleşik Kelimeler: kalça kemiği
LAÇKA (Kelime Kökeni: İtalyanca lascia)
- Gemi halatının gevşetilip boşa bırakılması
- Gevşemiş, verimsiz duruma gelmiş, düzeni bozulmuş
Ata Sözleri ve Deyimler
- laçka etmek
- laçka olmak
ŞALAK
- Büyümemiş karpuz
KULAÇ
-
Gerilerek açılmış iki kolun parmak uçları arasındaki uzaklık
Hortum beş on kulaç ötemize yanaşmıştı. - Halikarnas Balıkçısı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kulaç atmak
ŞAKUL (Kelime Kökeni: Arapça şāḳūl)
- Çekül
AKBAŞ
- Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla)
BAKAÇ
- Dürbün
- Vizör